Şirket borçları nedeniyle el konulan ‘Kenan Mete’ gemisinin kaptanı Vehbi Kara 1 yıldır Mısır’da, ‘Ula’ gemisinin kaptanı Yusuf Sencer Sotan ise 17 aydır Kuveyt’te esir hayatı yaşıyor. İki kaptan da memleketlerine dönmek isterken, uluslararası denizcilik örgütleri de Kara ve Sotan’ın özgürlüklerine kavuşması için ellerinden geleni yapıyor. Royalmar Denizcilik’e ait 143 metrelik ‘Kenan Mete’ isimli kuru yük gemisi, Mısır’ın Süveyş Kanalı’ndaki Adebiya Limanı’nda 25 Haziran 2020’de şirket borçları nedeniyle tutuklandı. Geminin Gürcistan, Hindistan, Rusya, Suriye, Türkiye ve Ukraynalı toplam 25 personeli vardı. Mısırlı yetkililer mürettebatın karaya ayak basmasına izin vermedi. Kumanyası kesilen gemicilerin yardımına meslektaşları koştu. Ancak 14 Aralık’ta gemide koronavirüs tespit edildi. Gemi karantinaya alındı. Uluslararası kuruluşların devreye girmesiyle gemi personeli ülkelerine gönderildi. Ancak Mısır makamları, kaptan Vehbi Kara’yı gemi hacizden satılıncaya kadar adli muhafız olarak atadı. Mısır mahkemesinin aldığı karar kaptan Kara’yı cezalandırmaktan farksızdı. 'ÖLÜYORUM VE YARDIM İSTİYORUM' Türk kaptan Vehbi Kara gemide tek başına yaşamaya başladı. Yazdığı mektuplarda, gemide çok fazla fare olduğunu, geceleri uyuyamadığını anlattı. Hatta geçtiğimiz 11 Şubat’ta geminin acil durum jeneratörü arızalanınca elektriksiz, susuz ve yiyeceksiz kaldı. Kara yazdığı bir mektupta bu duruma isyan ederek, “Bana karşı yapılan işlem insan haklarına aykırıdır. Sinir krizi geçiriyorum. Kalp hastalığım var. Hastalıklarım yüzünden her gün ölüme yaklaşıyorum. Hastaneye yatırılmam gerek. Ölüyorum ve yardım istiyorum” dedi. Uluslararası Taşıma İşçileri Federasyonu başta olmak üzere uluslararası denizcilik örgütleri devreye girince, Mısırlı yetkililer, kaptan Vehbi Kara’nın gemiden inmesine izin verdi. Türkiye’nin Kahire Büyükelçiliği’nin de çabalarıyla 14 Şubat gecesi gemiden alınan Kara, Adebiya’daki Kızıldeniz Oteli’ne yerleştirildi. Ancak bu kez de Kara için otelde esaret başladı. Kaptan Kara, geminin bir an önce satılarak ülkesine dönmeyi bekliyor. 19 MÜRETTEBAT GEMİDE MAHSUR KALDI Kaptan Yusuf Sencer Sotan ise 2019 yılının ekim ayında 2 aylığına Katarlı Aswan şirketi ile sözleşme imzalayarak ‘Ula’ gemisine çıktı. Batık durumdaki şirket gemiyi Kuveyt’in Shuaiba Limanı’nda kaderine terk etti. Yusuf Sencer Sotan ile biri Azerbaycanlı, biri Bangladeşli ve 16’sı Hindistanlı toplam 19 mürettebat gemide mahsur kaldı. Yakıt ve kumanya desteği alamayan gemicilerin yardımına yine meslektaşları koştu. Bayrak devleti Palau, borçları ödenmediği gerekçesiyle geminin bayrak devletliğinden ayrıldı. Kuveytli yetkililer gemi personelinin limana çıkmasına izin vermediği gibi bayraksız kalan geminin hareket etmesine de izin vermedi. AÇLIK GREVİNDELER Şirketten maaşlarını alamayan, ülkelerine de geri dönemeyen mürettebat açlık grevine başladı. Geminin görünen tüm noktalarına açlık grevinde olduklarını belirten yazılar yazıldı. Kaptan Yusuf Sencer Sotan yaşadıklarını şöyle anlattı: “2020 yılı şubat ayında personel değişimi için Shuabia Limanı’na geldik. Fakat mart ayı başındaki pandemi dolayısıyla Kuveyt otoritelerinin karşı çıkmasıyla personel değişimi gerçekleşemedi. 1 Nisan günü limana yanaşmamıza izin verilip mayıs ayı içerisinde gemimiz bağlanmıştır. Otoriteler haziran ayında gidebileceğimizi söylemesine rağmen sözlerini yerine getirmemeleri üzerine ülkelerimizin büyükelçiliklerine yardım talebinde bulunduk. Türk Büyükelçiliği’miz bana her türlü desteği sürdürdü. Lakin bu zamana kadar hiçbir sonuç alınamamıştır. Vatanıma ve aileme kavuşabilmek için acilen yardım talep ediyorum. Artık dayanacak gücüm kalmadı. Tek isteğim sağlıklı bir biçimde gemiden ayrılıp ülkeme kavuşmak. Herkesin desteğine ihtiyacımız var.”