Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Cumhuriyeti yaşatmanın şehitlere bir vefa borcu olduğunu vurgulayarak, “Çok acılar çektik, çok gözyaşları döktük ama hiçbir zaman umudumuzu yitirmedik. Her zaman Toroslara baktık, Toroslardan gelecek olan müjdeye baktık” dedi.
21-25 Aralık Milli Mücadele ve Şehitler Haftası nedeniyle Lefkoşa AKM’de anma töreni düzenlendi. Törene Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Başbakan Faiz Sucuoğlu, Türkiye Cumhuriyeti Büyükelçisi Ali Murat Başçeri, Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Komutanı Tümgeneral Sezai Öztürk, Güvenlik Kuvvetleri Komutanı Tümgeneral Zorlu Topaloğlu ile bazı bakan ve milletvekilleri katıldı. Türkiye’den Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Mustafa Destici de misafir olarak törende yer aldı.
COVİD-19 tedbirleri çerçevesinde düzenlenen tören, saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Törende, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Şehit Aileleri ve Malul Gaziler Derneği Başkanı Gürsel Benan ve Kıbrıs TMT Mücahitler Derneği Başkan Yardımcısı Celal Bayar konuşma yaptı. Konuşmaların ardından tören, Bülent Ecevit Anadolu Lisesi öğrencilerinin oratoryosuyla tamamlandı.
TATAR: “HİÇBİR ZAMAN UMUDUMUZU YİTİRMEDİK”
Törende konuşan Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, sözlerine dün Muratağa Sandallar’da devlet töreniyle defnedilen 11 şehit çocuk için başsağlığı dileyerek başladı.
Ülkede çok katliamlar yaşandığını anlatan Tatar, Rum – Yunan ikilisinin adanın Yunanistan’a bağlanması için yaptığı girişimleri “insanlık dışı” olarak nitelendirdi.
1960 Anayasası anlaşmalarına işaret eden Tatar, bu anlaşmalar ile Kıbrıs Türkü’nün halk olarak varlığının kabul edildiğine belirtti. Tatar, “eli kanlı Papaz Makarios” olarak adlandırdığı Kıbrıs Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Makarios’un söz konusu anlaşmaların daha mürekkebi kurumadan yaptığı açıklamaları hatırlattı.
Makarios’un Kıbrıs Cumhuriyeti’ni adayı Yunanistan’a bağlamak için bir sıçrama tahtası olarak gördüğünü açıkça ifade ettiğini belirten Tatar, “O günden sonra Kıbrıslı Türkler soykırıma karşı kendi mücadelesini kurduğu teşkilatları ve Türkiye’nin de desteği ile sürdürmeyi başarmıştır. Çok acılar çektik, çok gözyaşları döktük ama hiçbir zaman umudumuzu yitirmedik. Her zaman Toroslara baktık, Toroslardan gelecek olan müjdeye baktık” dedi. Tatar, 1974 Mutlu Barış Harekatı ile Kıbrıs Türk halkının bağımsızlığına, özgürlüğüne, hürriyetine ve onurlu yaşama kavuştuğunu vurguladı.
“BU TOPRAKLARDA VAR OLMA MÜCADELESİNDE HERKESİN ÜZERİNE DÜŞENİ YAPMASI GEREKİR”
Şehitlerin fedakarlıkları neticesinde bir devlet doğduğunu ve şu anda Kıbrıs Türk halkının bağımsız, özgür ve hür bir şekilde yaşadığını kaydeden Cumhurbaşkanı Tatar, bir anlaşma olacaksa iki ayrı egemen devletin işbirliği temelinde olabileceğini söyledi.
“Bu mücadelede Anavatan Türkiye her zaman yanımızda olmuştur, olmaya da devam etmektedir. Esas olan devlet, egemenlik, bağımsızlık, Türkiye ile kopmaz bağlarımızın daha da pekiştirilmesidir” diyen Tatar, pandeminin ve ekonomik krizin getirdiği sıkıntılara rağmen devleti ve birlikle beraberliği korumanın önemine vurgu yaptı.
Bu topraklarda var olma mücadelesinde herkesin üzerine düşeni yapması ve hiçbir zaman umutsuzluğa kapılmaması gerektiğini ifade eden Tatar, Cumhuriyeti yaşatmanın şehitlere bir vefa borcu olduğunu belirterek sözlerine son verdi.
BAYAR: “KKTC OLMADAN NE ÖZGÜR OLABİRİZ, NE EGEMENLİĞİMİZ OLUR, NE DE BU ADADA VARLIĞIMI SÜRDÜREBİLİRİZ”
Kıbrıs TMT Mücahitler Derneği Başkan Yardımcısı Celal Bayar, programda yaptığı konuşmada, bugün tarihe “Kanlı Noel” olarak geçen 21 Aralık 1963 olaylarının 58. yıldönümü olduğuna işaret ederek, 21 Aralık günüyle başlayan olaylar hakkında bilgi verdi.
Kıbrıs’ta bugüne kadar yaşanmış tüm acıların ve kanlı olayların tek nedenin Rum ve Yunanıların Enosis hayalleri olduğunu vurgulayan Bayar, bu amacının önündeki en büyük engelin Kıbrıs Türk Halkı olduğunu ve bu nedenle 58 yıl önce Akritas Planı’nı, yani “Türk imha planını”, uygulamaya koyduklarını söyledi.
Halkın bu yıllarda nasıl mücadele verdiğini anlatan Bayar, Rumların bu planlamaları yaparken, Kıbrıs Türklerinin özgürlük, vatan ve toprağa bağlılığını, halkını koruyacak Türk Mukavemet Teşkilatı’nın varlığını ve Anavatan Türkiye’nin Kıbrıslı Türkleri asla yalnız bırakmayacağını hesaba katmadıklarını kaydetti.
O günlerde görev alan Türk Cemaat Meclisi üyesi Doktor Necdet Ünel’in anılarından bir bölüm de okuyan Bayar, o günlerde Mehmetçiklere yardım etmek uğruna nasıl malzeme toplandığını ve yapılan fedakarlıkları aktardı.
Bayar, 1974 yılına yapılan eziyetler ve yaşanılan acılarla Kıbrıs Türkü’nün çok zor yıllar geçirdiğini ancak asla mücadeleden vazgeçmediğine vurgu yaptı. 20 Temmuz 1974 yılında yapılan Mutlu Barış Harekatı’nın tüm dengeleri değiştirdiğini kaydeden Bayar, “Barış’ı, İngiliz ve Birleşmiş Milletler Barış Gücü değil, Türk Silahlı Kuvvetleri, Mehmetçik sağladı” dedi.
Adada yaşananların Girit Adası’nda yaşananlarla benzerlik gösterdiğine ve Rumların Girit’i örnek aldığına dikkat çeken Bayar, “Dün Girit’te bugün Kıbrıs’ta yapılan yapılanlar arasında hiç bir fark yoktur. Girit de Rum çetecilerin Türk halkına yaptıklarının burada EOKA’cılar tarafından uygulanmıştır” şeklinde devam etti.
“Kıbrıs Sorunu’nu Kıbrıs Türkleri yaratmadı” şeklinde konuşan Bayar, “KKTC olmadan ne özgür olabiliriz, ne egemenliğimiz olur, ne de bu adada varlığımız sürdürebiliriz” ifadelerini kullandı ve yaşanılanların bir daha yaşanmamasını diledi.
BENAN: “KIBRIS MESELESİ’NİN TEK MAĞDURU YILLARDIR HAKLARI YOK SAYILAN KIBRISLI TÜRKLERDİR”
Şehit Aileleri ve Malul Gaziler Derneği Başkanı Gürsel Benan da, “Bugün gözyaşı ve acılarla dolu günlerin başladığı, dünyanın ve Barış Gücü’nün gözleri önünde işlenmiş, terör örgütü EOKA militanlarının Kıbrıs Türklerine yönelik başlattığı, tarihe ‘Kanlı Noel’ olarak yazılan katliamın 58’inci yıldönümüdür” diyerek konuşmasına başladı.
Benan, 21 Aralık’ın, acıların yaşandığı gün olması yanında, Kıbrıslı Türklerin adada var olabilmek için kahramanca mücadele ettiği gün olarak da tarihe kazındığını vurguladı.
Bu dönemde Türklere saldırılar düzenlendiğini, insanların göçe zorlandığı, yaşlı, çocuk demeden adanın dört bir yanında Türklerin rastgele katledildiğini ve Akritas Planı’nın uygulamaya konulduğunu belirten Benan, bu planla adada Türk varlığına son verilmek istendiğini söyledi.
“Bugün varoluş ve özgürlük mücadelemizin başarıya ulaşmasında en büyük rol, hiç kuşkusuz, vatan, bayrak, sancak ve toprak uğruna canlarını seve seve veren aziz şehitlerimizindir” diyen Benan, geçmişin unutulmamasının ve gelecek nesillere aktarılmasının önemine dikkat çekti.
“Binlerce şehidin canı pahasına adaya gelen Türk askeri sayesinde Kıbrıs adasına 47 yıldır barış ve huzur atmosferi hakimdir” diyen Benan, bugün Kıbrıs’ta iki ayrı devletin olduğunu, egemen, eşitlik temelinde Kıbrıs’ın garantörlüğü altına bir çözümün müzakere edilmesinin zamanı geldiğini söyledi.
Benan, “Bu adada diplomasi oyunlarına yer kalmamıştır” şeklinde konuşan Benan, Kıbrıs meselesinin tek mağdurunun yıllardır hakları yok sayılan Kıbrıslı Türkler olduğunu belirtti.
Masa başında, Kıbrıs’taki gerçeklerin dikkate alındığı bir çözüm için çaba sarf edilmesi gerektiğini vurgulayan Benan, “Rumlar Kıbrıs’ı alıp kaçamayacaklarını, AB yoluyla Yunanistan’a bağlayamayacaklarını, adada Kıbrıs Türk’üne hükmedemeyeceklerini anladıkları zaman uzlaşma olanakları doğmuş olacaktır” şeklinde konuştu.
Benan, Rum toplum liderliğinin de gerekli mesajları çıkarması ve arzu edilen bir sonuca, karşılıklı kabul edilecek bir çözüme el birliğiyle ulaşılabilmesi temennisinde bulundu.
Tüm şehitleri rahmetle, gazileri şükranla andıkları ve önlerinde saygıyla eğildiklerini belirten Benan konuşmasını şöyle tamamladı:
“Aziz şehitlerimiz, sizler kabirlerinizde rahat uyuyunuz. Özgürlükten taviz vermeyen ve en büyük gayesi, vatanına ve yurduna sahip çıkmak olan biz Türkler, geçmişimizi asla unutmayacağız.”