5 yaşındaki kız çocuğuna tecavüz eden 15 yaşındaki İ. E., 14 yıl hapis cezasına çarptırıldı; mahkeme çok önemli bulgular yaptı

Lefkoşa’nın Kızılbaş bölgesinde 24 Haziran’da 5 yaşındaki kız çocuğuna tecavüz eden 15 yaşındaki İ. E., 11 ayrı davadan suçlu bulunarak, 14 yıl hapis cezasına çarptırıldı. İ. E., çarptırıldığı 14 yıl hapis cezası ile çocuk suçlular arasında en ağır cezayı almış oldu.

Ülkemizde 2010 yılında 17 yaşındaki Mustafa Alliş, 6 yaşındaki üvey kardeşini boğarak öldürmüş, 5 Nisan 2012 tarihinde Lefkoşa Ağır Ceza Mahkemesi'nde, "Adam öldürme" suçundan 7 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı ve o güne kadar çocuk suçlular arasında en ağır cezayı almıştı.

Aleyhindeki, “Şiddet kullanarak cinsel tecavüz”, “5 yaşındaki çocuğu yasal vasisinden izinsiz kaçırıp, alıkoyma”, “Vahim zarar”, “Cinsel saldırı”, “Cinsel istismar”, “Darp” suçlamaları başta olmak üzere 11 ayrı davayı da kabul eden İ. E., dün olağanüstü geniş güvenlik önlemleri altında Lefkoşa Kaza Mahkemesi’nde Çocuk Mahkemesi olarak oturum yapan Kıdemli Yargıç Tacan Reynar’ın huzuruna çıkarıldı.

Davada, savcı Doğa Tokay ve avukat Mustafa İlgen hazır bulundu.

Dava kararını okuyan Kıdemli Yargıç Tacan Reynar, 15 yaşındaki sanığın Fasıl 157 Çocuk Suçlular Yasası altında yargılandığına ve kapalı oturumlarda annesi, babası, sosyal tahkikat uzmanı ve avukat bulma zorluğu yaşaması nedeniyle mahkeme tarafından avukat atandığını belirtti.

Reynar, 24 Haziran’da saat 18.30’da sanığın, 5 yaşındaki çocuğu saklambaç oynamak bahanesiyle kandırıp, ağzını ve burnunu kapatarak, ırzına geçtiğine dikkat çekti.

“5 yaşındaki çocuğun ruh sağlığı bozuldu”

Kıdemli Yargıç Tacan Reynar, 5 yaşındaki çocuğun olaydan sonra, post travmatik stres bozukluğu tanısı ve yaşadığı olaylardan sonra ruh sağlığının bozulduğu tanısının konduğunu belirtti.

Reynar, 5 yaşındaki çocuğun daha sonraki doktor kontrollerinde, ‘irsitabilite’, ‘uykusuzluk’, ‘flashback’, ‘olayı tekrar tekrar anlatma, irkilme sendromları’ gösterdiğine, akut travmatik stres bozukluğu tanısının konduğuna ve bugüne kadar psikolojik ve psikiyatr uzman yardımı gördüğüne dikkat çekti.

“Sanığın pişmanlık ifadesi yok”

Yargıç Tacan Reynar, sanık İ. E.’nin Barış, Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nden alınan raporda, pişmanlık ifadesinin olmadığının belirtildiğini belirtti.

Reynar, sanığın avukatının, sanığın özür dilediğini, işlediği suçlardan dolayı pişman olduğunu, aile içi şiddete maruz kaldığını, birkaç kez evden kaçtığını, okul hayatında başarısız olmuş bir kişi olduğunu ve sanığın ‘davranış bozukluğu tanı kriterlerini karşılar ve tedavi edilmesi gerekir’ denildiğini, baskı ortamının da bir takım sonuçlar doğurduğunu belirttiğini kaydetti.

Reynar, sanığın avukatının, yaşanan çevrenin ve ailenin eğitimsizliğinin çocuğun suça itilmesinde en önemli faktörlerden biri olduğunu söylediğine değindi.

Reynar, “Sanık avukatı, çocuğu cezalandırırken, çocuğun yeniden topluma kazandırılması, yasa gereğince bu çocuğa yetişkinlerden farklı davranılması ve muamele edilmesi gerektiğini, Pekin Kuralları’nın 5. maddesi gereğince çocuk adalet sisteminde daima çocuğun iyileştirilmesinin ön planda tutulması ve bu prensiplerden yola çıkılarak hürriyeti bağlayıcı bir ceza haricinde ceza takdir edilmesinin öncelikli olmasının gerekli olduğunu belirtmiştir” dedi.

“Hürriyeti bağlayıcı bir ceza olması kaçınılmazdır”

Kıdemli Yargıç Tacan Reynar, kabul beyanı, olgular ve emareler ışığında sanığı itham edildiği davalardan suçlu bulup, mahkum ettiğini açıkladı.

Reynar, Fasıl 157 Çocuk Suçlular Yasası’nda 14 yaşından küçük bir kişiyi ‘çocuk’, 14 yaş ve daha büyük ve on altı yaşından küçük kişinin “Genç kişiyi” anlattığına işaret etti.

Reynar, kararında özetle şunları söyledi:

“Fasıl 157 Çocuk Suçlular Yasası’nda, mahkeme bir genç kişiyi suç işlediğinde, bakım ve gözetim altına verebilir, suç işleyeni ıslah okuluna gönderebilir, yasanın öngördüğü bir para cezasına, zarar ziyanı ve masrafı ödemesine emir verebilir veya suç işleyen kişiyi yasada öngörülen bir hapis cezasına çarptırabilir. Ülkemizde ıslah okulu olmadığı için bu yönde bir emir verilmesi olanaksızdır. Yine bu işlenen suçların vahametine bakıldığında sanığın başka bir kişi veya kurumun gözetimi ve bakımı altına verilmesinin uygun olmayacağı görüldüğünden sanığa verilecek yegane cezanın hürriyeti bağlayıcı bir ceza olması gerektiği kaçınılmazdır.”

“İşlediği suçlar çok ağır”

Kıdemli Yargıç Tacan Reynar, sanığın mahkum olduğu suçların, Anayasa tarafından da güvence altına alınan, kişi dokunulmazlığı, vücut bütünlüğü hakkına aykırı suçlar olduğuna vurgu yaptı.

Reynar, sanığın işlediği “16 yaşından küçük çocuğa cinsel tecavüz” suçunun 15 yıl, “16 yaşından küçük çocuğun cinsel dokunulmazlığını ihlal etme amacıyla kaçırma ve alıkoyma” suçuna 13 yıl, “Ağır yaralama, vahim zarar” suçuna 7 yıl, “Cinsel saldırı” ile “Cinsel istismar” suçuna 3 yıl, “Darp suçuna ise 1 yıla kadar hapis cezası öngörüldüğüne işaret etti.

“Kendisinden 10 yaş küçük 5 yaşında bir çocuğun ırzına nasıl geçer?”

Yargıç Tacan Reynar, “Sanığa ceza takdir etmeden önce sanığın yaşamını sürdürdüğü aile yapısına ve sosyal koşullara değinmek suçu ortaya çıkan nedenleri anlayabilmek adına önemlidir” dedi.

Reynar, şöyle devam etti:

“Bu sanık, mahkum olduğu bu suçları hangi saikle işlemiştir? Bir çocuk veya genç kişi neden suç işler? Kendisinden 10 yaş küçük, 5 yaşında bir çocuğun vücut bütünlüğüne böylesi vahim bir şekilde nasıl müdahale eder? Onun ırzına nasıl geçer? Onu belki de hayatı boyunca onarılamayacak derin psikolojik travmalara nasıl terk eder? Kendisini suça iten nedenler nelerdir? Bunlar özellikle çocuk suçluluğunu anlayabilmek ve çözüm bulabilmek amacıyla cevaplamamız gereken sorulardır. Artık çağdaş hukukta çocuklara, “suçlu çocuklar” ifadesi yerine, daha doğru bir ifade olan “suça itilmiş çocuklar tanımını kullanmayı tercih ediyoruz. Çünkü çocuk kendi edinmediği sosyo-ekonomik koşullar altında büyümek zorundadır ve ailevi veya çevresel nedenler kendisini suça itmektedir. Sanığın ekonomik olarak güçsüz ailede büyüdüğü, aile içi şiddete maruz kaldığı ve eğitim hayatında pek de başarılı olmadığı görülüyor. Bu kadar olumsuzluklar karşısında, ailesinden şiddet gören bir çocuğun şiddeti içselleştirmesi ve bunu normal kabul edip, başkalarına da aynı şiddeti yaşatması, sonuçta bizi bu yargılamayı yapmayı mecbur bırakmıştır.”

“Herkesten çok en büyük zararı 5 yaşındaki çocuk yaşıyor”

Kıdemli Yargıç Tacan Reynar, herkesten çok en büyük zararı sanığın filleri nedeniyle 5 yaşındaki kız çocuğunun yaşadığını ve yaşamaya devam ettiğine dikkat çekti.

Reynar, şöyle devam etti:

“Bizim ülkemizde ıslah evi yoktur. Yıllardır kurulamamasının sebebini anlayabilmek de güçtür. Neden ıslah okulumuz yoktur. Olmadığı için, suça itilmiş çocuklar, cezalarını kendilerinden yaşça büyük kişilerle aynı çatı altında Merkezi Cezaevi’nde çekmektedirler. Çevresel faktörler yüzünden devletin yeterince koruyup, kollayamadığı çocukları, suç işlediklerinde, suça itilmiş oldukları için Merkezi Cezaevi’nde ıslah etmeye çalışıyoruz. Çözüm bulmamız gereken bir diğer önemli sorunumuz budur.”

“Vahim sonuçlar ortaya çıkardı”

Yargıç Tacan Reynar, sanığın, 5 yaşındaki çocuğa karşı işlemiş olduğu suçların vahim sonuçlar ortaya çıkardığını, müştekinin halen psikolojik tedavi gördüğünü, geçmişi tekrarlayarak yaşadığı saldırıyı anlatmasını, irkilmesini, uyku bozukluğu yaşamasını, yaşadığı tecavüz nedeniyle anüsünden ve vajinasından çeşitli ameliyatlar geçirmek zorunda bırakılmasını, gerek fiziksel, gerekse psikolojik derin yaralar almış olduğunu, post travmatik stres bozukluğu ve yaşadığı olay neticesinde ruh sağlığının bozulmasını cezanın ağırlaştırılması açısından önemli etkenler olduğunu açıkladı.

“Çocuğun ‘Yapma-etme’ demesine rağmen tecavüz etti”

Kıdemli Yargıç Tacan Reynar, sanığın, müştekiyi saklambaç oynayacakları bahanesiyle kaçırdığını, kimsenin görmeyeceği bir yere götürüp, ırzına geçtiğini ve çocuğun ‘Yapma-etme’ demesine rağmen sanığın vazgeçmeyerek, kaçmaya çalışması üzerine yine yakalayıp ırzına geçtiğine dikkat çekti.

Reynar, şöyle devam etti:

“Yerde kan görmesine rağmen olay mahallinden ayrılan sanık, eğer müşteki ağlamasaydı devam edeceğini ifadesinde itiraf etmiştir. Sanık olay mahallinden ayrıldıktan sonra, markete gitmiş, annesinin söylediği sodaları alıp, camiye iftar yemeğine gittiğini anlatmıştır. Sanığın olayın hemen sonrasında, ailesiyle birlikte iftara giderken hiçbir telaş belirtisi göstermediği, yapılan tetkikte olayla ilgili herhangi bir pişmanlık belirtisine rastlanmadığını, sanığın mahkemede yargılandığı esna da dahil, fazlasıyla soğukkanlı olmasının cezanın ağırlaştırılmasında dikkate alınması gerekmektedir. Soğukkanlı olarak işlenen bu filler nedeniyle yapılacak indirimin sınırlı olması gerektiği ortaya çıkmaktadır. Sanık, okulunda çok küfürlü konuşan, okulunun ilk yıllarında kızlara okul çıkışlarında sözlü tacizde bulunan, mahallesinde agresif tavırlar sergileyen, mahalle bakkalından birkaç kez hırsızlık yapan bir kişidir.”

Reynar, cezalandırma prensiplerini, kamu menfaatini ve olayın vahametini özellikle dikkate alarak, sanığa 14 yıl hapis cezası verdiğini açıkladı.

Editör: TE Bilisim