Ağır Ceza'dan yine ders niteliğinde karar!
16 yaşından küçük çocuğa cinsel tecavüzde bulunmak suçundan yargılanan sanık Hasan Horoz’un aleyhindeki karar açıklandı. Lefkoşa Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Fadıl Aksun, Kıdemli Yargıç Vedia Berkut Barkın ve Yargıç Murat Soytaç’dan oluşan mahkeme heyeti sanıkların aleyhine verilen kararı Aksun açıkladı.
Aksun, “Huzurumuzdaki davanın özü 32 yaşındaki sanık ile 15 yaşındaki küçüğün cinsel ilişkiye girmeleri sonucu oluşan “16 yaşından küçük çocuğa cinsel tecavüz” suçudur. Kanun koyucu bu suç için ömür boyu hapislik cezası öngörmüştür. Mevzuatımıza göre cinsel özgürlük yaşı 16’dır. Bu yaştan küçük çocukların gerçekleştirdikleri davranışların hukuki anlam ve sonuçlarını tam olarak kavrama yetenekleri olmadığı gibi, davranışları yönlendirmeye açıktır” ifadelerine yer verdi.
Başkan Fadıl Aksun, kararda şunları belirtti:
“Yine 16 yaşından küçük çocukların irade yetenekleri zayıflığı nedeni ile rızanın var olup olmadığının tespiti de mümkün değildir. Dolayısı ile 16 yaşından küçük çocukların cinsel ilişkiye rıza gösterildiğinden bahsetmek hukuken mümkün değildir. Yukarıda vurguladığımız üzere 16 yaşından önce cinsel tercih ve iradenin ortaya konması mümkün olmadığından bu suçla korunmak istenen hukuki yarar kişinin cinsel tercih ve hak özgürlüğüdür. Ceza Hukuku açısından da korunmak istenen hukuki yarar da tam bu noktadadır. Huzurumuzdaki doktor raporlarını incelediğimizde suçtan zarar gören küçüğün soyut düşünce yeteneği gelişmemiş, neden-sonuç ilişkisi kurma ve yargılama becerisinin akranlarına kıyasla kısıtlı olduğu anlaşılmıştır. Sanık ise 32 yaşında olup müştekiden 17 yaş büyük bir kimse olup, daha önce bir evlilik geçirmiş çocuk sahibi bir kimse olup yapılan muayenede herhangi bir mental rahatsızlığı tespit edilmemiştir. Bu noktada biyolojik yaşı 15, mental kapasite olarak bu yaşın da altında bulunan bir küçükle mental yönden sağlıklı kendisinden 17 yaş büyük bir yetişkin arasında geçen cinsel ilişki ile karşı karşıyayız. Böylesi bir çocuğun yaşını bilmiyor olmak bir tarafa kalsın huzurumuzdaki meseledeki sanık çevresindekiler tarafından çocuğun yaşının küçük olduğu ve başının derde girebileceği noktasında da ikaz edilmiş iken ısrarla bu suçu işlediğini görmekteyiz. Sanık bu suçu ilk önce bir apartmanın inşaatında işlemiş daha sonra çocuğu Düzova’da kendi ikametgahına götürerek 3 gün boyunca alıkoyarak fiillerine devam etmiştir.”
Fadıl Aksun, sanık avukatının beyanlarından aynı müştekinin bu olaydan 7 ay önce bir başka kişi ile de cinsel ilişkiye girdiği ve o şahsın da yargılanarak hapis yattığının anlaşıldığını belirtti. Aksun, şöyle devam etti:
“Sanık avukatı küçüğün bunu yaşam tarzı sonucu sanığı da mağdur ettiği vurgusunda bulunmuşlarsa da, yukarıda değindiğimiz doktor raporları ve hukuki durum karşısında bu husus müşteki küçüğe yüklenebilecek bir kusur değildir.
Karşımızda korunmaya muhtaç, yönlendirmeye açık bir çocuk vardır ve bu tip bir olayın birden fazla kez mağduru olması onu ne toplumsal nede hukuki normlara göre bu suçun işlenmesinde katkısı olduğu anlamına gelmez. Sanık gibi yetişkinlere düşen vazife küçüklerin yaş ve sağlık durumundan faydalanmak yerine onları korumak ve ailelerine teslim etmektir.
Bu noktada küçük mağdurun başına birden fazla kez böyle bir olayın gelmiş olmasının tek göstergesi çocuğun ailesi tarafından yeterince korunmadığı ve kendisine gerekli özenin gösterilmediğidir. Davanın dinlendiği anda bu konuyu fark eden mahkememizin konuyu sosyal hizmetler dairesine aktarması sonucu küçük ailesinin tasarrufundan alınarak sosyal hizmetlerin bakım ve gözetimine alınmış durumdadır. Sanığın müştekiden 17 yaş büyük oluşunu, hayat deneyimine sahip oluşunu, kendisine küçüğün yaşı hakkında yapılan ikazlara rağmen ısrarla bu suçu işlemesini ve bu suçun 3 gün boyunca sürekli şekilde işlenmesini aleyhine ağırlaştırıcı sebepler olarak değerlendiririz.
Bu noktada suçun işleniş şekli açısından sanık lehine alınabilecek hafifletici faktör küçüğe cebir ve tehdit uygulamamasıdır. Yine sanığın 10 yaşından beridir Tip 1 melitus hastası olduğu ve düzenli olarak insülin kullanması gerektiğini, bu durumun cezaevinde yaratacağı güçlükleri, ailesinin 6 Şubat depremlerinde evini kaybettiğini ve sanığın da zor bir çocukluk geçirdiği hususlarını lehine şahsi hafifletici sebepler olarak kabul ederiz. Yine sanığın 5 yaşında bir oğlu oluşunu ve sanığın bakımına muhtaç oluşunu da lehine değerlendirdik. Yine sanığın suçunu kabul edip tahkikat süresince polise yardımcı oluşu ile sabıkasız bir kimse oluşunu da lehine değerlendirdik.
Sonuç olarak cinsel dokunulmazlığı bulunan bir küçüğü cinsel obje olarak görüp onun yaşının küçüklüğünden ve mental eksikliklerinden faydalanan sanığa hürriyeti bağlayıcı bir ceza haricinde ceza vermemiz mümkün değildir. Sanığa aleyhinde gelen 1 ve 2. davalardan 9 yıl süreyle hapse mahkum edilmesine, Sosyal hizmetlerin küçüğün 18 yaşına kadar ayda 1 olmak üzere küçükle ilgili rapor hazırlayarak mahkememize sunmasına emir veririz.”
Bunlar da ilginizi çekebilir