Akşener dönemi sona erdi: İyi Parti'nin yeni genel başkanı belli oldu Akşener dönemi sona erdi: İyi Parti'nin yeni genel başkanı belli oldu
AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, Sultangazi Belediyesi Nene Hatun Kültür Merkezinin açılışında dikkat çeken bir konuşma gerçekleştirdi. AKP Genel Başkanvekili Kurtulmuş, Ege'de kimsenin Türkiye'yi bir oldubittiye getiremeyeceğini belirterek, hem Adalar Denizi'nde hem de Kıbrıs'ta Türkiye'nin haklarını savunmaya devam edeceklerini kaydederken, Nene Hatun'un Türkiye'de milli kahramanlık duygularını ifade eden bir büyük simge olduğunu anlattı. Kurtulmuş, "Nene Hatun, gerektiğinde mücadele edebilecek, milli birlik ve beraberlik ruhunu temsil eden Türk kadınıdır. Bu kültür merkezinin hem gençler hem de ilçemizin kadınları için bir toplanma merkezi olması da önemlidir. Yani bu bina aynı zamanda gençlerimize, kadınlarımıza hizmet eden Türkiye'nin geleceğiyle ilgili önemli bir yatırımdır." ifadeleri ile konuşmasını sürdürdü. Tarihin tekerrür ettiğini kaydeden Kurtulmuş, Nene Hatun'un kahramanlığına ihtiyaç duyulan zamanlar ve istiklal mücadelesinin verildiği dönemle bugünün dünyası arasında büyük benzerlikler olduğunu söyledi. Kurtulmuş, Anadolu coğrafyasının o dönem de bütün medeniyetlerin kilit taşı olarak emperyalist güçlerin gözünü diktiği bir bölge olduğunu aktardı. AKP Genel Başkanvekili konuşmasının devamında ise şu ifadeleri kullandı: "Doğu'nun ve Batı'nın büyük güçleri dünya üzerinde kıyasıya bir mücadele veriyordu. Birinci Dünya Savaşı'nı ortaya çıkaran sebepler tam da bu nedenden dolayı gelişmiştir. Büyük güçler her alanda bu mücadeleyi sürdürürken Osmanlı Cihan Devleti'nin merkezinde olduğu bu coğrafya ne yazık ki fillerin tepiştiği ana alanlardan birisi olmuştur. Aradan bir asır geçti. Şimdi yine bakıyoruz, dünyadaki şartlar çok benzer bir nitelik arz ediyor. Dünyanın bütün büyük güçlerinin kıyasıya ve her alanda mücadele ettiği ve bu mücadeleyi ellerindeki çok ileri teknolojik imkanlarla her alana taşıdığı bir dönemden geçiyoruz. Bir tarafında Avrupa Birliği, bir tarafında Rusya, bir tarafında ABD'nin, bir tarafında Çin'in olduğu çok yönlü dengesizliğin var olduğu bir dünyada yaşıyoruz. Onun için bu büyük güçler kıyasıya bir mücadele veriyorlar. Ne yazık ki bu mücadelenin hepsinin ortaya çıktığı bölgelerin ortasında da yine kilit taşı gibi duran ülke Türkiye'dir., yine Anadolu kıtasıdır. Bir tarafta Ukrayna, bir tarafta Rusya, dolayısıyla Karadeniz. Bir tarafta güneyimizde Orta Doğu coğrafyası. Doğumuzda Kafkaslar. Hala birilerinin fitilini yakmaya çalıştığı, kavgaları ateşlemeye çalıştığı Balkan coğrafyası. Aşağıya inin, Yemen'de devam eden savaş, Doğu Akdeniz'deki güç mücadelesi. Velhasıl hepsinin orta noktası Türkiye'dir." "KIBRIS'TA TÜRKİYE'NİN HAKLARINI SAVUNMAYA DEVAM EDECEĞİZ" Son günlerde Türkiye'yi yakından ilgilendiren küresel vekalet savaşlarının bir başka versiyonunun gündeme konulduğuna işaret eden Kurtulmuş, Ege Denizi'nin barış denizi olmasını istediklerini vurguladı. Adalar Denizi'nde taraf olan Türkiye ve Yunanistan'ın birlikte barış içerisinde sorunlarını çözmesini istediklerini vurgulayan Kurtulmuş, şöyle konuştu: "Görüyorsunuz, birileri Adalar Denizi'ndeki dengeyi bozmak, Yunanistan'ı yeni bir vekil olarak ortaya sürerek Türkiye'nin Adalar Denizi'ndeki haklarını ihlal etmek ve Türkiye'yi köşeye sıkıştırmak istiyor. ABD'nin parlamentosunda Yunan Başbakanı'nın dakikalarca ayakta alkışlanmasını, Sayın Biden'ın 'Batı'nın değerleri, Yunan değerleriyle başlar' sözünü iyice not ettiğimizin bilinmesini isteriz. Oynanan oyunda birileri Yunanistan'a bazı roller vermiş olabilir. Ama biz barıştan yana bir ülke olarak nasıl terör örgütlerine karşı bu ülkenin ve bu milletin hakkını, hukukunu savunacaksak, Adalar Denizi'nde de Türkiye'nin hakkını, hukukunu savunacağız, Kıbrıs'ta da Türkiye'nin ve Türklerin haklarını savunmaya devam edeceğiz. Kimse Türkiye'yi bir oldubitti ile karşı karşıya getiremeyecek. Kim hangi baskıyı uygularsa uygulasın, kim hangi senaryo ile yeni vekili olarak görmeye çalıştığı Yunanistan'ı bir şekilde karşımıza dikmeye çalışırsa çalışsın bundan bir sonuç alamayacaktır. Türkiye, haklı tezlerini bütün gücüyle sonuna kadar savunacak ve Allah'ın izniyle hem Adalar Denizi'nde hem de Doğu Akdeniz'de istediklerini almaya, hakkını savunmaya devam edecektir." "BÖL-PARÇALA-YÖNET OYUNUNA ASLA İZİN VERMEYECEĞİZ" Emperyalist güçlerin bugün bir asır önce denediklerinden daha farklı yöntemler denediklerini dile getiren Numan Kurtulmuş, "Örneğin, ellerini bu ateşe sokmayan emperyalist güçler, terör örgütleri üzerinden bu coğrafyayı karıştırmaya çalışıyor." dedi. "DEAŞ'ın, PKK'nın, PYD'nin, bu coğrafyada cirit atmasının temel sebebi kendi güçleriyle talepleri değil, emperyalist ülkelerin onlara verdiği vekalet savaşındaki görevleridir." diyen Kurtulmuş, şöyle konuştu: "Türkiye bundan büyük zarar görmüş bir ülke olarak şunda kararlıdır; Arkasında kim olursa olsun, kim hangi desteği verirse versin, Türkiye hem Türkiye'nin sınırları içinde hem bu coğrafyada terör örgütlerinin bölge halklarına zarar vermesine asla müsaade etmeyecek, böl-parçala-yönet oyununa asla izin vermeyecektir. Nene Hatun'un kararlılığı budur. Dün Nene Hatun 'Allahuekber' diye ayağa kalkarken, sadece görünür bataryaların önünde mücadele verirken biz de bugün çok daha geniş bir coğrafyada görünür görünmez bataryalara karşı mücadele veriyoruz. Terör örgütleriyle bu mücadelemizde Allah'ın izniyle Türkiye eninde sonunda zaferi kazanacak. Sadece Türkiye'de değil Türkiye'nin güneyinde Suriye ve Irak'ta da terör örgütleri o bölgede bulunan Kürt kardeşlerimizin, Arap kardeşlerimizin, Türkmen kardeşlerimizin, Şii kardeşlerimizin, Sünni kardeşlerimizin ve diğer dinlerden insanların hayatını zehir edemeyecekler." "BİZ BİR FANTEZİ YAPMIYORUZ" Büyük güçlerin terör örgütleri gibi paravanlar üzerinden yürüttükleri vekalet savaşının bir adım ötesine geçtiğini ifade eden Kurtulmuş, bugün bölgede yeni savaşların fitilinin ateşlenmeye çalışıldığını kaydetti. Ukrayna-Rusya savaşını buna örnek veren Kurtulmuş, "Çok açık söylüyorum, Ukrayna-Rusya savaşının arkasında bazı güçler tarafından Ukrayna'nın yeni vekalet savaşının bir aracı olarak kullanılması isteği vardır. Tabii ki Rusya'nın emperyalist hedefleri de o amaca fazlasıyla hizmet etmiştir. Şimdi aynı şekilde İsveç ve Finlandiya'nın NATO’ya katılması üzerinden verilen mücadele de aynı vekil devletler üzerinden sürdürülmeye çalışılan yeni küresel bir oyunun parçasıdır. Türkiye olarak, haklı olarak söylüyoruz, biz bir fantezi yapmıyoruz. Biz NATO'nun üyesi olarak 1952'den beri bütün gücümüzle burada güvenliği sağlamak için fedakarlık yapan bir ülkeysek, yani NATO'nun her türlü yükünü çeken bir ülke isek, o zaman kusura bakmayın NATO üzerimize ilave bir yük yükleyemez. Yani PYD'ye, PKK'ya destek veren ne İsveç'i ne de başka bir ülkeyi, bu ülke asla NATO üyesi olarak kabul etmez, bu millet asla NATO üyesi olarak kabul etmez." değerlendirmesini yaptı.  
Editör: TE Bilisim