“ALTI DOLDURULMAMIŞ, HIZLA ALINMIŞ BİR KARAR”
“ALTI DOLDURULMAMIŞ, HIZLA ALINMIŞ BİR KARAR”
Sine-i millet kararını basından öğrendikten sonra partiyi bunu daha detaylı tartışmaya, altını doldurmaya, bir zemin üzerine oturtmaya davet ettiklerini, böyle bir adım atılacaksa bir çerçevesinin çizilmesinin gerekli olduğunu söylediklerini belirten Jale Refik Rogers “Aslında bu uzlaşının karar alınmadan önce sağlanması gerekirdi. Halkın Partisi sonuçta yeni bir parti. Dört buçuk yıllık meclis deneyimi var. Mecliste bulunduğumuz dönem çok deneyim kazandığımız bir dönem oldu. Halkın Partisi, kurucularının siyasi geçmişi olmadığı, herkesin bir mesleğinin olduğu insanlardan oluşan bir parti. Tecrübesizliklerimizin de bize aldırdığı kararlar oldu dönem dönem. Elbette önemli olan sadece bizim görüşümüz değil, ama partiyi mecliste temsil eden vekillerin bir ortak görüşü olması önemlidir. MYK’da bunun tartışılarak çerçevesinin çizilmesi ve nasıl bir hareket planı olacağı çalışmasının yapılması önemliydi. Daha sonra PM’de detaylandırılarak karar alınması önemliydi. Genişletilmiş toplantılar yapılarak, partiye gönül vermiş insanların da görüşlerinin alınması gerekiyordu. Halkın Partisi’nin kurulma amacı halkı mecliste temsil etmekti. Dolayısıyla yeni kurulmuş bir partiyi nasıl meclis dışına çıkaralım diye konuştuk. Hızlı alınmış bir karar olduğunu, mücadelenin hem mecliste hem de dışarıda devam etmesi gerektiğini düşünüyorum” dedi.
“”HİÇBİR TEREDDÜTÜMÜZ YOK”
Disiplin kurulunda yaşanacak süreçle ilgili olarak da kendisine yöneltilen soruları yanıtlayan Rogers “Bize savunma yapmak için 15 günlük bir süre verildi. Sine-i millet konusu basına sızdıktan sonra on günlük bir süre içerisinde bütün hayatımız değişti. Bugüne kadar partinin her kademesinde görev almış kişiler olarak bizim bu dönemde yaşadıklarımız rüyamızda görsek inanmayacağımız şeylerdi. Şu anda geldiğimiz noktada farklı opsiyonları değerlendiriyoruz. Şu noktada hiçbir tereddütümüz yoktur; Halkın Partisi’nin hala bu ülkenin siyaseti açısından önemli bir yerde olduğunu düşünüyor ve mücadelemizi partimiz içerisinde vermeyi düşünüyoruz. Bu süreç bizi nereye götürür onu bilmiyorum” dedi.
“BİR DİSİPLİN SUÇU İŞLEDİĞİME İNANMIYORUM”
2014 yılından beri gönüllü olarak Kudret Özersay’la birlikte aynı saflarda yürüdüğünü, kurucusu olduğu partiden haketmediği halde ihrac edilecek duruma geldiğini belirten Halkın Partisi Girne Milletvekili Jale Refik Rogers “Savunma yapacağız. Ama ne yaşanır ne olur önümüzdeki günlerde hep birlikte göreceğiz. Tabii ki ülke zaten yangın yeri ekonomiden, enflasyondan, kişisel hak ve özgürlükleri baltalamak için yapılan girişimlerden dolayı halkın mutsuz olduğu bir dönem içerisindeyiz. Bundan dolayı meclisteki milletvekillerinin omuzlarındaki yük çok büyük. Bir disiplin suçu işlediğime inanmıyorum. Bunun yarattığı bir kırgınlık tabii ki var, insan üzülüyor. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde sayın Özersay’ı gönüllü olarak destekledim. O zaman kızım 1 yaşındaydı, şimdi 9 yaşına geldi. O zaman meclise 9 vekiller girmiştik, şimdi parti yönetimi bunu 0 yapmak istiyor. Tabii ki insan üzülüyor durumun bu noktaya gelmesine” dedi.
“ZATEN SANDIKTAN UZAKLAŞAN HALKI BİR DE MECLİSTEN SOĞUTMAYA HAKKIMIZ YOK”
Mücadelenin meclis içinde mi dışında mı daha önemli olacağı konusunda da açıklamalarda bulunan Jale Refik Rogers “Genel olarak ülkede meclis işe yaramaz, siyasiler de işe yaramaz düşüncesi var zaten. Aslında tam da bu noktada bizlerin meclisin neden önemli olduğunu üstüne basa basa anlatmamız gereken bir dönem içerisindeyiz. Ben sine-i millete gitmenin “bu mecliste zaten birşey yapılamaz” algısını artıracağını, insanları sandığa gitmekten alı koyacağını düşünüyorum. Zaten üç ay önce girdiğiniz meclisten çıkarak halkın arasında mücadeleyi verelim derseniz bu şunu gösteriyor; biz mecliste olsak da olmasak da birşey değişmiyor. Bu sefer boykotçular ne düşünecek; devam edelim. Bizim boykot algısını pekiştirecek hareketlerden imtina etmemiz gerekir diye düşünüyorum. Son birkaç haftadır yaşananlar bize meclisteki mücadelenin ne kadar önemli olduğunu göstermiştir. İfade Özgürlüğünü kısıtlamaya çalışan yasa tasarıları bunun bir örneğidir. Bir demokrasi mücadelesi içerisindeyken, kaleyi terketmememiz gerekiyor. Meclisin içerisinde muhalefetin, dışarıda halkın ve STÖ’lerin verdiği mücadele ile bu yasalara karşı haklarımızı savunduk, kısmen de başarılı olundu. Demek ki istedikten sonra yapabiliyoruz” dedi.
“MECLİSİ BOŞ BIRAKMAMAMIZ GEREKEN KRİTİK BİR DÖNEMDEYİZ”
Rogers, “Biz sinei-i millete dönmeyi, meydanı ülkeyi kötü yönetenlere bırakmak gibi görüyoruz. Bu meydanı onlara bırakmayı yanlış buluyoruz. Bir gün gelir, tüm yurtseverler bir araya gelip seçimi zorlamak için, amacı belli, hedefi belli bir sine-i millete dönebiliriz. Ama biz sine-i millete gidelim gerisine ve ne yapabileceğimize yolda karar veririz şeklinde alınan bu kararı desteklemiyoruz.” dedi.
“HİÇBİR ZAMAN BİR B PLANIM OLMADI”
Bu yaşananlar sonucunda başka bir yapılanma içerisinde olacak mı şeklindeki soruyu yanıtlayan Jale Refik Rogers “Partinin kurucu üyesi olarak ben Halkın Partisi’nin içerisinde bu mücadeleyi vermeyi en başından seçmiş birisiyim. Benim bu konuyla ilgili olarak hiçbir zaman B planım olmadı. Bundan sonrası ne olur? Ondan çok emin değilim. Bizim şu anki opsiyonumuz bellidir. Partimizle devam etmek. Umuyoruz parti disiplin kurulu aklı selim davranır ve parti ile olan bağlarımızı koparmaya çalışmaz. Umuyoruz, parti kurucularını partiden atmaya çalışmazlar.
“PARTİ LİDERLİĞİ SÜRECİ DÜZGÜN YÖNETEMEDİ”
Halkın Partisi’nde yaşanan son gelişmelerde parti liderliğinin birlik beraberliği düşünmesi gerekirken partiyi bölecek adımlar attığını ve sürecin düzgün yönetilmediğini söyleyen Rogers “Bir parti yönetiminin en önemli görevi partiyi bölünmeye sürüklemek değil, birliği sağlamaktır. Partinin 3 vekilinden 2’sinin buna hayır diyeceğini açıkça belirtmesinin ardından, bir müzakere süreci başlatmadan, göz göre göre süreci devam ettirmek hatta hızlandırarak devam ettirmek, iyi niyetli ve parti büyünlüğünü koruyucu bir düşünce olamaz” dedi.
“HÜKÜMET VEKİLLERİ BİLE YASALARDAN HOŞNUT DEĞİL”
Mecliste yasalarla ilgili yaşanan tartışmalara da değinen Jale Refik Rogers “Hükümet vekilleri arasında da geçirilmeye çalışılan yasalara sıcak bakmayanlar var. Hatta ivedilik alınmaya çalışıldığında birçoğunun içeriklerinden haberi olmadığını, ellerini kaldırmayı istemediklerini gördük. Yasaları meclise getirenler dahi yasalardan memnun değil, madem memnun değiller o yasalar neden meclise geliyor diye sorgulamak lazım” dedi.
“KUTUPLAŞTIRMANIN KİMSEYE FAYDASI YOK”
Türkiye Cumhuriyeti’nin KKTC’nin en büyük ittifakı olduğunu ve sürekli işbirliğinin devam etmesi gerektiğini, son zamanlarda yaşanan kutuplaşmaya başta kendisini milliyetçi olarak addeden Ulusal Birlik Partisi’nin karşı çıkması gerektiğini belirten Jale Refik Rogers “Türkiye Cumhuriyeti ile KKTC arasındaki ilişkilerin sağlıklı bir zemine oturması gerekiyor. Özellikle Cumhurbaşkanlığı seçimi döneminde artan, toplumu kutuplaştırarak birbirine düşürme çabalarının hiçbirimize bir faydası yok. Türkiye Cumhuriyeti tabii ki devletimizin en büyük müttefikidir. Kıbrıslı Türkler’in hepsi, siyasi görüşü ne olursa olsun, Türkiye ile ilişkilerin sağlıklı bir zeminde ve karşılıklı sevgi ve saygıya dayalı yürümesini ister. Ama bu kutuplaştırmalar toplumu birbirine düşürmekten başka bir işe yaramıyor.
“HALK ARTIK GEÇİNEMİYOR, HÜKÜMETİN UMURUNDA DEĞİL”
Halkın artık geçinemediğini ama hükümetin buna çözüm bulmak gibi bir gailesinin olmadığını belirten Jale Refik Rogers “En temel ihtiyaçlarımız benzin, elektrik, su ekmek, tüp gaz çok pahalı hale geldi, Türk Lirası’nın değer kaybı bu sorunların en büyüğü. Pandemi ve Rusya- Ukrayna savaşının yarattığı pahalılık da var. Yapılan ek bütçe maliyenin kaybını telafi etmek için yapılan bir bütçeydi. Hiçbir şekilde halkın, küçük esnafın, tarımcının girdi maliyetlerini azaltacak unsur yok içerisinde. Gerek temel tüketim malzemelerine yapılabilecek fon indirimi, KDV indirimi, vergi dilimlerinin yeniden düzenlenmesi gibi hayatı ucuzlatacak adımların ivedilikle atılması gerekiyor” dedi.
Bunlar da ilginizi çekebilir