“3 milyon 50 bin sterlinlik yolsuzluk” davasında Vakkas Altınbaş ve diğer zanlılarla birlikte yargılanan ve yaklaşık bir yıl önce hakkında tutukusuz yargılanma emri olmasına rağmen yasadışı yollardan yurt dışına kaçırılan Ahmet Bayraktar’ın akıbeti hala bilinmiyor! Altınbaş davasının kilit ismi olan Ahmet Bayraktar, iki kefilin 400’er bin TL’lik kefalet senedi imzalaması, yurtdışına çıkışının yasaklanması ve haftada bir kez polise ispat-ı vücutta bulunması koşuluyla tutuksuz yargılandığı sırada iddialara göre yasadışı yollarla önce Türkiye’ye ardından da Ukranya’ya kaçırılmıştı. Geçen bir yıllık süre zarfında Baytar ile ilgili çeşitli dedikodular ortaya atılmış, hatta öldürülmüş olabileceği dahi öne sürülmüştü. Hatırlanacağı üzere Ahmet Bayraktar, Girne’de “Resmi evrak sahteleme”, “Sahte resmi evrakı tedavüle sürme” ve “Sahte davranışla kayıt temini” suçlarından Vakkas Altınbaş ve diğer zanlılarla birlikte tutuksuz olarak yargılanmaya başlamış, Bayraktar’ın polise verdiği gönüllü ifade davanın kilidi olarak ortaya çıkmıştı. Bahse konu ifadede, Vakkas Altınbaş ve diğer yargılanan kişilerle ilgili çok ciddi iddialar bulunuyordu. Bayraktar’ın bu ifade yüzünden kaçırıldığı düşünülürken, olayın üzerinden bir yıl geçmesine rağmen yetkili mercilerden tek bir açıklama dahi gelmedi! İşte Ahmet Bayraktar’ın Olay Yaratan O İfadesi; Ahmet Bayraktar, poliste verdiği gönüllü ifadesinde “Hüseyin Cahit Lido’nun vefatından yaklaşık 2 ay sonra Vakkas Altınbaş’ın kendisine Hüseyin Cahit Lido’nun Girne bölgesinde bulunan 18 ayrı koçanlı malını satın aldıklarına dair sahte bir sözleşme hazırlayacaklarını ve rahmetlinin vekili olarak bu sözleşmeye imza atması durumunda kendisine 1 milyon sterlin rüşvet teklif ettiğini” söylemiş ve şunları anlatmıştı; “Bana teklif edilen rüşveti kabul ettim, bunun üzerine Avukat Refet Uzun’un da sahte sözleşmeyi hazırlayıp bana getirdi. Sahte vekalet hazırladık. Daha sonra alıcı durumunda olan Orkun Altınbaş ve Mehmet Altınbaş’la birlikte sahte sözleşmeye imza attım. İmza atıldığı sırada da herhangi bir tasdik memuru bulunmuyordu.”