KIBRIS

Arıklı: "Siyaset yoruyor"

Yeniden Doğuş Partisi Genel Başkanı, Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Erhan Arıklı, 65 yaşında siyaseti bırakacağına dair ailesine söz verdiğini anlattı ve “3 yılım kaldı” dedi.

Oshan Sabırlı’nın programına katılan Bakan Erhan Arıklı, “siyasette zirvedesiniz şuanda, hem parti başkanısınız hem de bakansınız” yönündeki soru üzerine de, “tadında bırakmak gerekir, birçok kişi tutkalla koltuğa zamklanmış gibi yapıştığını zannediyorlar ve oradan kalkmamak için her türlü filmleri  çeviriyorlar. Öyle olmaması gerekir, tadında bırakmak gerekir” diye konuştu.
Bakan Arıklı, “benim siyasete girmem, daha doğrusu parti kurup da yol ayrımına girmem çok kolay olmadı. 88 yılından beri politikanın içerisindeyim ama kendim ayrı parti kurup da arkadaşlarımla birlikte yola çıkmak çok zor bir süreçti. Bugünlere gelmek ve bu noktadan sonra biraz daha ileri götürüp, bayrağı bir başka arkadaşımıza devretmek önemli. Ama dediğim gibi politikayı da tadında bırakmak gerekiyor. Ben şuanda o noktadayım” dedi. 
Oshan Sabırlı’nın, “çoğu siyasetçinin cesaret edemediği böylesi bir kararı vermenin önemli olduğunu işaret etmesi üzerine Bakan Arıklı, “dediğim gibi bazıları sanki anadan siyasetçi doğmuş ve siyasetçi öleceklermiş gibi bir düşünce içerisindedirler, bu doğru değil, gençlerin de önünü açmak gerekir” diye ekledi. 

“SİYASET YORUYOR”


“Siyaset sizi yordu mu” yönündeki soru üzerine ise Bakan Arıklı şöyle konuştu: “Yoruyor tabi, hatta Türkiye’de siyaset yapmak, Kıbrıs’takinden çok daha kolay. Kıbrıs’ta kasaba politikası uygulanıyor. Çünkü, sürekli insanlarla, seçmenlerle iç içesiniz, her gün seçmenlerin sorunlarıyla uğraşmak zorundasınız. Hangi bakanlıkta, hangi dairede problemi olursa olsun, seçmeniniz direk size gelip sizin problemini halletmenizi istiyor. Telefon aç, filanca bakanlıkta şu işim var, çözülsün filan. Telefonunuz herkesin elinde. Gece yarısı ve sabahın köründe dahi arayanlar oluyor. Burada böyle yani buna alışmak zorunda kalıyoruz. Yalnız benim için geçerli değil, tüm politikacılar için aynı şey geçerli. Yine düğünlere gitmek zorundasınız. Haftada ortalama en az 10 düğüne katılmak zorunda kalıyorsunuz. Cenazelerde de insanlar sizi yanlarında görmek istiyorlar. Dolayısıyla çok yoğun bir hayatın içerisindesiniz, oturup köşede bekleyemezsiniz. Bazıları zannediyor ki milletvekilliği çok kolay ama samimi söylüyorum, hiçbir milletvekili arkadaşımın aldığı maaşın dörtte biri dahi ceplerinde kalmıyor. Yemek ısmarlamak zorundasınız, vatandaş geliyor faturasını ödemek, ilaç reçetesini almak zorunda kalıyorsunuz. Ama Türkiye’de böyle bir şey yok. Türkiye’de ayda yılda bir seçmeniniz geldiğinde meclis lokantasında, her şey sudan ucuzdur.”