Başbakan Faiz Sucuoğlu, 11-13 Ocak'ta
Türkiye'de gerçekleştirdiği temaslar ve gündeme ilişkin AA muhabirinin sorularını yanıtladı.
Türkiye'de en üst seviyede ilgi gördüklerini ve çok sıcak bir şekilde karşılandıklarını söyleyen Sucuoğlu, "Özellikle KKTC'nin her yönüyle gelişmesi anlamında Anadolu'nun ve Türkiye Cumhuriyeti'nin kayıtsız şartsız desteği söz konusudur. (Türkiye ziyaretinde) Siyasi istikrarın çok önemli olduğunu ve siyasi istikrarın arkasından doğal olarak ekonomik istikrarın geldiği ortak görüş olarak ortaya çıktı." dedi.
Sucuoğlu, KKTC'de 23 Ocak'ta yapılacak erken genel seçimlerde siyasi bir istikrarın çıkmasının, salgının neden olduğu ekonomik krizin bertaraf edilmesi ve yeni ekonomik açılımların sağlanması açısından çok önemli olduğunu ifade etti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Yardımcısı Fuat Oktay'ın yanı sıra, AK Parti ile MHP milletvekilleri, TBMM Başkanı Mustafa Şentop, AK Parti Genel Başkanvekilleri Numan Kurtulmuş ve Binali Yıldırım, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ve iş adamlarıyla ayrı ayrı görüştüğünü kaydeden Sucuoğlu, bu görüşmelerde KKTC ile ilgili nelerin yapılabileceğinin görüşüldüğünü, dolu dolu bir ziyaret gerçekleştirdiklerini vurguladı.
"Siyasi istikrarsızlık sebebiyle esasında KKTC ve halkı kaybediyor"
Sucuoğlu, Türkiye'deki yetkililerin kendilerine uzun zaman ayırdıklarını ve bunun da ana vatanın KKTC'ye verdiği önemin bir göstergesi olduğunu belirterek, şunları söyledi:
"Türkiye'nin KKTC'den beklentisi, istikrar. Biz maalesef siyasi anlamda son 30-40 yılda istikrarı bir türlü sağlayamadık. KKTC'de yaşayan Kıbrıslı Türklerin, ne bir İngiliz'den, ne bir Fransız'dan ne de bir Alman'dan geri duran bir tarafı yok. Bizim fazlamız olduğuna inanıyorum, siyasi istikrarsızlık maalesef her şeyi bozuyor. Düşünün son 40-41 yılda 38-39 hükümet değişmiş, bu her şeyi ifade ediyor zaten. Kurulan hükümetlerin çok büyük bir kısmı da 3'lü, 4'lü koalisyon hükümetiydi. Dolayısıyla ekonomide patinaj yapıyorsunuz, projeler bazında da arzu ettiğiniz açılımları zaman bazında yetiştiremiyorsunuz. Siyasi istikrarsızlık sebebiyle esasında KKTC ve halkı kaybediyor."
Gelecek hafta yapılacak seçimlerin ardından 5 yıllık istikrarlı bir yapının kurulmasının önemine değinen Sucuoğlu, bunun başarılması durumunda hemen arkasından ekonomik istikrarın da geleceğinin altını çizdi.
Sucuoğlu, KKTC'nin dünyanın merkezinde ve stratejik bir noktada bulunduğunu vurguladı.
Ada'da açılım ve yatırım anlamında birçok adımın atılabileceğine ancak bunun ilk adımının siyasi istikrar olduğuna dikkati çeken Sucuoğlu, şöyle devam etti:
"Özellikle Ulusal Birlik Partisi ve şu andaki hükümetin Türkiye ile Kıbrıs konusunda baştan itibaren ayrı gayrısı yoktur, tamamen görüş birliği içerisinde dış politikayı yürütüyoruz. Özellikle KKTC Cumhurbaşkanlığının Sayın Ersin Tatar tarafından kazanılmasıyla (Ekim 2020'de) birlikte federasyon tezinin geride kaldığını, egemen eşit iki devletin bundan sonra gündemde olacağını ve kararlığımızın bu yönde olacağını kendisi (Tatar) tarafından yapılan Cenevre görüşmelerinde kayda geçirmiştir. Biz, KKTC Cumhurbaşkanını tam paralellik içerisinde destekliyoruz, aynı fikirleri paylaşıyoruz. Türkiye de (Kıbrıs'ta) egemen iki eşit devlet politikamızı destekliyor, bu konuda tam bir uyum içerisindeyiz."
Kıbrıs çevresi ve Doğu Akdeniz bölgesinde zengin hidrokarbon yatakları olması dolayısıyla bütün dünyanın ve özellikle gelişmiş ülkelerin gözünü bu bölgeye diktiğini kaydeden Sucuoğlu, böylelikle Doğu Akdeniz'in ciddi politik manevraların yapıldığı bir bölge haline geldiğine işaret etti.
Sucuoğlu, çıkarılacak hidrokarbon kaynaklarının Avrupa'ya ulaştırılmasında tek bir uygun güzergahın bulunduğunu, bunun da Kıbrıs ve Türkiye üzerinden Avrupa ülkelerine sevk edilmesi olduğunun altını çizdi.
Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin bu tip olaylara "at gözlüğü" ile baktığını vurgulayan Sucuoğlu, Rumların bütün emellerinin KKTC ile Türkiye'yi baypas etmek olduğunun altını çizdi.
"EastMed ölü doğan bir projeydi"
Sucuoğlu, ABD'nin Doğu Akdeniz'de yenilenebilir enerji kaynakları ve elektrik temelli projeleri öncelediğine işaret ederek, ABD'nin Doğu Akdeniz Doğalgaz Boru Hattı Projesi'ne (EastMed) artık sıcak bakmamasını şöyle değerlendirdi:
"Aklın yolu bir, bu bir akılsızlıktı. İlle de Türkiye ve KKTC'yi baypas etme gayesiydi, kısacası düşmanlıktı. Ekonomik sürdürülebilirliği olan bir proje olmadığı için buna destek verme eğiliminde olan büyük devletler bu desteği çekmiştir. Zaten EastMed ölü doğan bir projeydi, ölü doğan proje ölmüştür, bizim için bir sürpriz olmamıştır. Buna rağmen güney komşumuz bir inat ve düşmanlık uğruna maalesef bunları hep yapıyor. Kandırabiliyorsa geçici olarak belli ülkeleri de kandırıyor ve sokuyor o cenderenin içerisine ama daha sonra olayın doğru bir yaklaşım olmadığı tespit edilince de finans verecek ülkeler müdahilliğini geriye çekiyor ki nitekim öyle olmuştur. Bu proje bir anı olarak kitaplarda kalacak ancak geçerliliği ve sürdürülebilirliği söz konusu değil."
Doğu Akdeniz'de iş birliğinden yana olduklarını, bu çağrılarının karşılık bulmaması halinde Türkiye ile çalışmalarına devam edeceklerini belirten Sucuoğlu, şunları ifade etti:
"Biz Türkiye ile belki iki devlet olabiliriz ama tek milletiz. Dolayısıyla tek milletin kaderi de ortaktır, tektir, geleceği de tektir. Aynı milletin farklı düşünmesi ve farklı yollara gitmesi akıl tutulmasıdır. Biz, bu konuda (Doğu Akdeniz) tam bir görüş birliği içerisinde yolumuza devam edeceğiz. Ana vatanın desteğiyle Doğu Akdeniz'de, Mavi Vatan dediğimiz bölgede, KKTC'nin stratejik konumu nedeniyle Türkiye ve KKTC'nin her konuda beraber hareket etmesi kaçınılmazdır."