Resmi evrakta sahteleme yapmak ve sahtelenmiş resmi evrağı KKTC Mahkemesi’nde tedavüle sürmekten tutuklu yargılanan sanıklar Bora Turgut Muslu ve Tekin Arhun’un yargılanmasına devam ediliyor.

Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği Başkanı Cafer Gürcafer, Başsavcılık tanığı olarak dün Mahkeme huzuruna çıktı.

Bir önceki duruşmada, Başsavcılığın iki tanığı Polis Sicil Kayıt’tan Hakan Akşahin ve Adli Şube Amiri Erkut Efendi şahadet vermiş ve tanıklar savunma makamının sorularını yanıtlamıştı. 

Önceki duruşmada savunma, EBİ’nin eski direktörü Fahri Kaya veya Kaya’nın ekibindekilerin Tekin Arhun aleyhine Kascon ve İsmail Kutsal Sergen’le bir menfaat ilişkisi içine girmiş olabileceklerini sorgulamıştı

Önceki duruşmada sanık 2 Arhun’un avukatı Serhan Çınar, ODTÜ’ye bağlı inşaat kontrolörü EBİ’nin eski direktörü Fahri Kaya veya Kaya’nın ekibindekilerin Tekin Arhun aleyhine Kascon inşaat şirketi direktörlerinden İsmail Kutsal Sergen’le bir menfaat ilişkisi içine girmiş olabileceklerini sorgulamış ve hatta Mahkeme’ye emare 1 olarak kaydedilen, EBİ’nin orijinal raporunun sahte olabileceğini iddia etmişti.

Daha önce Yargıç Düriye Elkıran huzurunda görülen, Kascon İnşaat’ın C&T Construction’dan alacağını alamadığı için açtığı ve kazandığı esas hukuk davasında, EBİ’nin hazırladığı ve Tekin Arhun lehine sahtelenerek Mahkeme’ye sunulduğu ileri sürülen kontrolorlük raporu için Savcılığın sorularını bugünkü duruşmada Başsavcılık tanığı Cafer Gürcafer yanıtladı. 

Gürcafer, elektrik-elektronik meslek lisesi mezunu olduğunu, 30 yıldır müteahhit, son 18 yıldır da Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği (KTİMB) Başkanı olduğunu söyledi.

Gürcafer, C&T Construction’a sanık 2 Tekin Arhun’un %50, kendisi ve çocuklarının % 50 ortak olduğu, şirketin asfalt, kanalizasyon ve atık su arıtma işi yapan bir firma olduğu bilgisini verdi.

Gürcafer, Bafra Oteller Bölgesi Su Arıtma Tesisi projesinde C&T Construction’ın yüklenici şirket olduğunu, 20 bin tonluk atık su arıtma tesisinin 20 bin yatak kapasiteli otellerin ihtiyacını karşılamak için yapıldığını belirtti.

Tanık Gürcafer, KKTC Turizm Bakanlığı ve C&T Construction arasında imzalanan sözleşmede imzacıların şirket adına kendisi ve Tekin Arhun ve bakanlık adına Turizm Tanıtma Dairesi eski müdürü Turgut Muslu’nun olduğunu teyit eti.

Gürcafer, EBİ’nin bir kuruluş olarak T.C-K.K.T.C. protokollerinde T.C. kaynaklı ihalelerde T.C. adına kontrol yapan firma olduğunu söyledi ve tüm kamu ihalelerinde ayda bir hakediş hazırlandığını, kontrolörlük raporunun hakedişe ışık tuttuğunu kaydetti.

Rutin olarak bu işlemlerde, faaliyet raporunun İTA Amirliği’ne sunulduğunu, Bafra projesinde ita amirin Turizm Bakanlığı olduğunu, hakedişe göre fatura kestiklerini ve Maliye Bakanlığı’ndan çeklerini aldıklarını ifade eden tanık Gürcafer, Bafra Atık Su Arıtma Tesisi işinde, diğer işlerden farklı olarak ayda bir değil, 7/24 kontrolorlük yapıldığını, şartname gereği EBİ’ye bir bir araç ve ofis tahsis edildiğini açıkladı. Bu nedenle sürekli sahada EBİ ile birlikte çalıştıklarını ekleyen Cafer Gürcafer, EBİ tespitlerine itiraz ettikleri zamanlar da olduğunu, bir ay daha çok çeke ihtiyaçları olduysa, EBİ’den birkaç gün uzatma istediklerini söyledi.

Tanık, sorun çıktığı durumlarda devletle kendisinin görüştüğünü, işin mali kısmı ile Tekin Arhun’un ilgilendiğini, o zaman da KTİMB Başkanı olduğu için sahaya çok gidemediğini, Arhun’un ise sürekli orada olduğunu belirtti.

Başsavcılık tanığı Cafer Gürcafer: ‘Betonerme Kıbrıs’ta kullandığımız bir kelime değil’

Başsavcıılığı temsilen Kıdemli Savcı Mustafa İldeniz’in sorusu üzerine esas hukuk davasında Kascon lehine şahadet verdiğini kabul eden Gürcafer, esas dava sırasında Mahkeme’ye sunulan, emare 3 sahtelenen raporu ilk kez gördüğünü ve ‘bu evrağın tamam olmadığı’nı söylediğini kaydetti. Tespitlerin yazılı olduğu kısımda fotoğraflar ve rapor arasında uyumsuzluk ve çelişki olduğunu, rapordaki ‘betonerme’ kelimesinin dikkatini çektiğini, bu kelime için ‘Kıbrıs’ta kullandığımız bir kelime değil’ dediğini aktardı.

O duruşmada raporda uygunsuzluk tespit ettiğini, 2.000 tonluk su deposunun betonarme işlerinin tamamlandığının yazılı olduğunu ancak resimde betonarmenin dökülmemiş olmasının ilk etapta gözüne çarptığını aktaran Gürcafer, raporun doğru olmadığını söylediğini, ‘EBİ’de raporun orijinali var. Karşılaştırın. Savcılığa gidilmeli. Soruşturulsun’ dediğini ifade etti. 

20 Şubat 2014’te hukuk davası kendisine celbedilinceye kadar emare 1, orijinal raporu görmediğini, o davada orijinal raporun önünde olmadığını kaydetti.

‘EBİ, Elçilik tarafından finanse edilen tüm işlerin kontrolörlüğünü yapar’

EBİ’nin Elçilik tarafından finanse edilen tüm işlerin kontrolörlüğünü yaptığını, Ulaştırma Bakanlığı yolları yapacaksa veya Eğitim Bakanlığı okul tamiratı yapacaksa, EBİ’den onay almadan ödeme alamadıklarını, diğer EBİ projelerinde burada yaşandığı gibi bir problem çıktığını hatırlamadığını beyan etti.

Savcı İldeniz’in sorusu üzerine emare 1 orijinal rapor ve emare 3 sahtelendiği iddia edilen rapor arasındaki farkları teker teker sıralayan Gürcafer, orijinal raporda beton dökülmediği ifade edilen inşaat işlerine ilişkin sahtelenmiş raporda beton döküldüğünün yazıldığını, ‘devam ettiği’ rapora yazılan işler hakkında sahtelenmiş raporda ‘tamamlanmış’ yazılı olduğunu resimlerle Mahkeme’ye gösterdi.

7.7.2006’dan sonra 3 talep formunda beton döküleceği bildirilmiş

5.6.2006-7.7.2006 tarihli ve sahtelendiği iddia edilen EBİ’nin aylık çalışma raporundan sonra, yani 7.7.2006 sonrasında beton döküldüğünün nasıl anlaşılacağı sorusu üzerine, bunun talep formlarına bakılarak anlaşılacağı yanıtı veren Gürcafer, 9.9.2006 tarihli, C&T Construction’dan şantiye şefi Erol Kadayıfçı’nın gönderdiği talep formunda 2.000 metreküplük su deposu D Bloğu betonunun 9.9.2006’da dökülmesinin planlandığının yazılı olduğunu söyledi.

‘Arhun kum, çakıl, ne varsa muhakkak cross check yapardı. Gelmediği tespit edilen varsa ödeme yapmazdı’

Önce EBİ’den onay aldıklarını, kontrolör onay verdikten sonra betonun döküldüğünü, böylelikle beton döküldü dökülmedi tartışmasının yaşanmayacağını belirten tanık, Tekin Arhun’un ödemeler konusunda çok titiz olduğunu, kum, çakıl, ne varsa muhakkak cross check yaptığını, gelmediği tespit edilen varsa ödeme yapmadığını kaydetti.

Erol Kadayıfçı’nın sorumlu şantiye şefi olduğunu, 27.09.2006’da ikinci talep formuyla sanat yapılarına beton dökülmesinin talep edildiğini, 12.7.2006’da da pompa istasyonu ve 2.000 metreküplük depo B Bloğa beton dökülmesi için talepte bulunulduğunu doğrulayan tanık, Savcılığın esas davadaki tutanakları okumasını istemesi üzerine ilgili bölümleri tutanaktan okudu. 

Tutanaklarda Cafer Gürcafer’in Kascon’un avukatı Kemal Mut’un sorularına verdiği cevaplarda, EBİ’nin çok ciddi bir kurum olduğunu, raporda betonarme yerine 'betonerme' yazdığını, tanık olarak geleceğini öğrendikten sonra evindeki 2 kasa evrağa baktığını, EBİ raporlarının her sayfasında antetli başlık olduğunu, EBİ'nin bu kadar basit hatalar yapacak bir kurum olmadığını, Turgut Muslu’nun iyi niyetli ve çok düzgün bir insan olduğunu, belki birilerinin girip raporu içeriden değiştirmiş olabileceğini söylediği Mahkeme’ye okundu.

Savcılığın sorusu üzerine Turizm Bakanlığı ve C&T Construction arasındaki sözleşmede hem kendisinin hem sanık 2 Tekin Arhun’un 'initial’ı olduğunu doğrulayan tanık Gürcafer, yapılan sözleşme ile EBİ aylık raporlarındaki 'tank' ve 'havuz' gibi terim farklılıklarının aslında aynı şeyleri kastettiğini, sorulan sorular üzerine tek tek açıkladı. 

İhalelerle ilgili anlaşmazlıklarda Ankara’ya kendisinin gittiğini, söz konusu Bafra ihalesini aldıktan sonra toplama hatları ve istasyonlar dahil mi değil mi çok tartıştıklarını, dahil olmadığının belirlendiğini ve ekstra iş çıktığını anlattı.

Esas davada Arhun’un avukatı Mustafa Asena EBİ raporlarının ‘resmi belge’ olduğunu kabul etmiş

Kıdemli Savcı İldeniz’in sorusu üzerine tutanağın 38’inci sayfasındaki bölümde sanık 2 Tekin Arhun’un esas davadaki avukatı Mustafa Asena’nın ‘Bu resmi belgelerin sahte olacağını mı söylüyorsun?’ dediğini Mahkeme’ye okuyan tanığın çapraz sorgusuna geçildi.

Başsavcılık tanığı Cafer Gürcafer, sahtelendiği ileri sürülen raporda geçen ‘betonerme’ kelimesinin Tekin Arhun dahil herhangi bir Kıbrıslı tarafından kullanılmadığını, bunun ‘Lefkoşa-Lefkoşe’ meselesi gibi olduğunu söyledi

Sank 1 Turgut Muslu’nun avukatı Süleynan Dolmacı, 30 yıllık müteahhit ve 18 yıllık KTİMB Başkanı olarak sahada olsun ya da olmasın mühendis, mimar ve müteahhitlerin ‘betonerme’ kelimesini kullanıp kullanmadığı sorusunu sordu. Tanık Gürcafer, ‘Kullanmaz. Bu çok açık’ yanıtını verdi. Tanık Gürcafer, sanık 1 Muslu’nun ODTÜ’lü bir mimar olarak ‘betonerme’ kelimesini kullanmayacağını doğruladı ve betonerme kelimesi için ‘Türkiye’de kullanılıyor’ dedi.

Tanık Gürcafer, sanık 2 Tekin Arhun’un avukatı Serhan Çınar’ın sorularına cevaben Tekin Arhun’un betornerme kelimesini kullandığını hatırlamadığını söyledi ve ‘Herhangi bir Kıbrıslının da kullandığını hatırlamam. Lefkoşa-Lefkoşe meselesi gibi’ cevabını verdi.

Serhan Çınar’ın soruları üzerine esas davadaki şahadetinde EBİ raporlarında her sayfanın antetli kağıda basıldığını söylediğini ancak orijinal raporun ilk sayfası dışındaki diğer sayfaların antetli kağıda basılmadığını kabul etti ve ‘yanılmışım’ dedi.

Gürcafer, ‘EBİ raporları ile bizimkilerin yaptığı raporlar kıyaslandığında, EBİ raporlarının çok daha ciddi olduğu’nu söyledi. Tanık, hakedişlerin ayın 1’inde yapıldığını, ertesi gün 1 milyon TL’lik harcama yapıldığında ödemeyi ancak 1 ay sonra alabileceklerini, bu nedenle EBİ’ye beklemelerini söyledikleri, diğer harcamayı da ekleyip uzlaşabildikleri zamanlar olduğunu belirtti.

‘EBİ Elçiliğe de raporlama yapar’

Avukat Çınar’ın sorusu üzerine bu tür durumlarda raporda değişiklik yapılması gerektiğini Cafer Gürcafer kabul etti. Hakedişte 1 yazıyorsa raporda 1.000 yazamayacağını dile getiren tanık, EBİ’nin Elçiliğe de raporlama yaptığını beyan etti.

Girne-Lefkoşa Anayolu üzerinde kaza meydana geldi Girne-Lefkoşa Anayolu üzerinde kaza meydana geldi

Tekin Arhun'un avukatı Serhan Çınar ve Başsavcılık tanığı Cafer Gürcafer hemfikir oldu

Başsavcılık tanığı Gürcafer, avukat Serhan Çınar’la raporla talep formunun alakası olmadığı konusunda, eğer idare durdurmadıysa avukat Çınar'la ‘hemfikir’ olduğunu söyledi. Orijinal rapordaki fotoğrafların aynı tarihte olmamasına ilişkin olarak ‘aynı tarihte olması lazımdı’ diyen tanık, fotoğrafların aynı tarihte çekilmiş olması gerektiği sorusunu, ‘benim bildiğim raporlarla aynı tarihtedir. Buradakiler normal değildir’ diyerek yanıtladı.

Serhan Çınar’ın sahtelenen raporda bazı anlatımlardan aslında inşaatın devam ettiği anlamının çıkıp çıkmadığı sorusuna, ‘o anlam da çıkabilir. Doğru söylüyorsunuz’ diyen Cafer Gürcafer, EBİ’nin orijinal raporunun düzeltilmesi gerekirken düzeltilmediğini kabul etti ve ‘beton döküldüyse düzeltilmelidir. Normalde düzeltilirdi bunlar’ dedi. Ayrıca C&T Construction’ın şantiye şefi Erol Kadayıfçı’nın hep orada olduğunu söyleyerek, EBİ ile görüşülüp raporun düzeltilebilecekken düzeltilmediğine dikkat çekti.

Tanık Gürcafer, C&T Construction'ın aday 2010’dan bu yana gelmeyen eski şantiye şefi Erol Kadayıfçı’nın EBİ raporunun bir kopyasını almış olabileceğini söyledi

EBİ raporlarının yüklenici firmaya verilmesinin yasak olup olmadığı sorusuna, Gürcafer ‘ben böyle bir yasak hatırlamam’ yanıtı verdi. Şantiye şefleri Erol Kadayıfçı’nın çok titiz olduğunu, her şeyin bir kopyasını aldığını söyleyen tanık, avukat Çınar’ın ‘bu raporları incelemeye alması mümkün mü’ şeklindeki sorusuna, ‘Töhmet altında kalmasın diye bizim yazdığımız yazının bile kopyasını alırdı. Bütün müteahhit faaliyet raporlarının bir kopyasını alırdı. Erol Kadayıfçı almıştır. Çok titizdi. Erol Bey kendisini sağlama almak için çok arşiv tutardı’ diyerek yanıtladı.

[Daha önceki bir duruşmada, Erol Kadayıfçı’nın KKTC’ye 7 Şubat 2010’dan bu yana giriş yapmadığı, Mahkeme’ye sunulan giriş-çıkış raporlarında belirlenmişti.]

Avukat Çınar’ın tanık Gürcafer’e çapraz sorgusu, Lefkoşa Ağır Ceza Mahkemesi Heyeti’nin önceden uyardığı gibi, heyetin Askeri Mahkeme’ye gitmek zorunda oluşu nedeniyle kesilmek zorunda kaldı. Duruşmaya ve Gürcafer’in sorgusuna pazartesi günü, 11:00’de devam edilecek.