Kıbrıs Gerçek’in dünkü manşet haberi büyük yankı uyandırırken, Çangar ailesinin sahte vekaletname ile karıştığı arsa alım satım işini ve yaşanan süreci haber merkezimiz hukukçulara sordu. İşte bir çok hukuk insanından aldığımız değerlendirmeler “Birisi size bir araziyi değerinin altında vekalet sahteleyerek getirirse kanun sizi tüm gerçekleri bilmeseniz de suçu işleyen esas suçlu ile meşveretleşmiş (İşbirliği) saymaktadır. "Ama ne yazık ki bu ülkede bu kanun bir yere kadar gidebiliyor, fiyatının çok altında hukuki anlamda sorunlu olduğunu veya birisinden sahtecilikle veya haksız yere alındığını bile bile bu tarz mallar alınıyor ve şuç işleyenler böylelikle teşvik ediliyorlar. Bir kişi bir malı değerinin çok altında satıyor ise ve bunu bile bile Alıcı da satın alıyor ise bunun adı karlı ticaret değildir, bunun adı suça teşvik ve meşverettir, Bu Ceza Hukukunda yerleşmiş bir prensiptir. Buna rağmen mantıken de tek açıklaması olan "o korkunç karlı ticarette" kandırıldım deyip de bir şekilde mağduru oynuyorlar ve cezai sorumluluktan kurtuluyorlar. Esasen on da bir fiyatına bir malı alırken o mal da bir sorun olduğunu bu yüzden o kadar ucuza kendisine arz edildiğini bilinmektedir fakat “Ben Çangar’ım güçlüyüm, bir şekilde sonunda çözerim, servet değerindeki mal da 3 kuruşa yanıma kar kalır” mantığı ile yapılıyor.Ceza Davalarında bir şahısın iradesi dışında o şahıstan evrak sahteciliği veya hırsızlık ile bir mal alınmış ise, alanın yargısı sonucunda Mahkeme malın yasal sahibine iadesine karar verir. Ne yazık ki karşı taraf Çangar olduğu için bu da olmamış. Vatandaş hiç günahı suçu bilgisi olmadan sahte vekaletname ile kendisinden alınan malını geri almak için parasal gücü olan bir devle yıllarca davalaşmak zorunda Kalıyor. Bu sıradan vatandaş masrafa girmek, avukat tutmak ve yıllarını harcamak zorunda kalmaktadır. Mahkeme sahteciliği yapan şahsı suçlu bulup cezasını verdikten sonra konu malın yasal sahibine iadesine emir verecekti. Bu kadar basit ve yalın bir dava!
Editör: TE Bilisim