Biz kadınlar için Barış, sadece fiili savaş koşullarının ortadan kalkması demek değil, ayrımcı, milliyetçi ve militarist şiddet kültürünün son bulması demektir. Yurdumuz Kıbrıs'ı ikiye bölen, adayı yurt bilen insanların yerinden edilmesine ve şiddete maruz bırakılmasına neden olan milliyetçi ve militarist kültür ortadan kalkmadığı müddetçe adamıza barışın gelmeyeceği bir gerçektir. Geçmişte olduğu gibi bugün de, askeri törenler düzenleyerek birbirleriyle egemenlik yarışına giren eril iktidarlar, ülkemizin kuzeyini mafyokrasinin hüküm sürdüğü ve hukuksuzluğun kural hâline geldiği bir diyar haline getirirken, toplumsal hak ve özgürlüklerimizi kısıtlayarak geleceğimizi ipotek altına almaya çalışıyorlar. "Bayrak, toprak ve millet" hamaseti ile örtmeye çalıştıkları yolsuzluklar her geçen gün artarken, ülkemiz uluslararası bültenlerle aranan insanların ellerini kollarını sallayarak dolaştığı, ganimet yiyicilerin servetlerine servet kattığı yalnızlaştırılmış bir yarım ada haline gelirken, protokollerle üzerimizde baskı kurarak sesimizi kısmaya ve toplumsal yapımızı dönüştürmeye çalışıyorlar. Bilinmesini isteriz ki, savaşın bedellerini en ağır şekilde ödeyen biz kadınlar, savaşların kutlanacak bir şey değil, utanılacak bir şey olduğunu en yakından görenleriz. Savaşlarda kaybedilen ilk şeyin insanlık olduğunun bilinciyle, acılar üzerinde bayram yapılamayacağını, birlikte sevinebilmek kadar birlikte üzülebilmenin de insan olmakla alakalı olduğunu söylüyoruz. CTP Kadın Örgütü olarak, barışın tesis edilebilmesi için dün olduğu gibi bugün de muhafazakâr ve neoliberal eril iktidarların karşısına geçip birleşik Kıbrıs'ı kurma kararlılığımızı ifade etmekten ve "kadınlar barış istiyor" demekten bir an bile vazgeçmeyeceğiz. Birlikte barış içinde yaşamak yerine ayrılığı körükleyenlerin geleceğimizi rehin tutmalarına izin vermeyeceğimizin altını çizerken, toplumumuzun uluslararası hukuk içinde yer almasının yegâne zemini olan federal çözüm için mücadele etmeye devam edeceğiz. CTP Kadın Örgütü