Cumhurbaşkanı Tatar: 1974 öncesine dönülmesine ve yeni Kanlı Noellerin yaşanmasına müsaade etmeyeceğiz
RUM-YUNAN SALDIRILARININ 58. YILDÖNÜMÜ…
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Kıbrıs Türk ve Rum halklarının eşit kurucu ortaklığında kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Rum-Yunan ikilisince “Enosise sıçrama tahtası” ve Kıbrıs Türk halkını “Türk ulusunun yok edilmesi gereken Kıbrıs’taki uzantısı” olarak gördüğünü belirtti.
Tatar, Akritas Planı doğrultusunda başlatılan saldırılarda Kıbrıs Cumhuriyeti Rum devletine dönüştürülürken, Kıbrıs Türk halkının katliam çukurlarına gömüldüğünü, çocukların banyo odalarında katledildiğini ve 103 köyün göç etmek zorunda bırakıldığını anımsattı. Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs Türk halkının 1974 yılına kadar Kıbrıs’ın yüzde 3’üne tekabül eden gettolarda kuşatma altında yaşamaya mahkum edildiğini vurguladı.
ÇOK BÜYÜK ACILAR YAŞANDI
Tüm bunlara rağmen, Türk Mukavemet Teşkilatı (TMT) öncülüğünde yürütülen ve Anavatan Türkiye tarafından da desteklenen direniş ve mücadele ile halkın Rum’a boyun eğmediğini, teslim olmadığını, Türklüğün onur ve şerefini ayaklar altında çiğnetmediğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Tatar, bunun bedeli de çok ağır olurken, halkın evlatlarını toprağa verdiğini, çok büyük acılar yaşadığını söyledi.
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, bu büyük mücadele ve direniş sonrasında 20 Temmuz 1974 sabahına ulaşılırken, Barış Harekatı ile tüm Kıbrıs’a barış geldiğini, Kıbrıs Türk halkının da Anavatan Türkiye’nin koruması ve güvencesinde özgürlüğüne, bağımsızlığına ve kendi devletine kavuştuğuna işaret etti.
Tatar, “Bugün egemen, özgür ve bağımsız olarak kendi vatanımızda, kendi devletimizin çatısı altında, yaşıyorsak bunu aziz şehitlerimize, gazilerimize, halkımızın fedakarlığı ile direnişine ve anavatan Türkiye’ye borçluyuz” dedi.
RUM ZİHNİYETİ DEĞİŞMEDİ…
Katliam, kan, vahşet ve acı dolu o günlerden bu yana Rum zihniyetinin değişmediğini ve aynen devam ettiğine işaret eden Cumhurbaşkanı Tatar, şöyle devam etti:
“Bu Rum zihniyetine göre Kıbrıs Türk halkı azınlıktır. Bu zihniyete göre Kıbrıs Türk halkının eşitlik ve egemenlik hakları yoktur. Bu zihniyete göre Türkiye’nin garantörlüğü kalkmalı, Türk askeri Kıbrıs’tan çekilmelidir. Geçmişten ve yaşananlardan ders almayan ve hala daha federasyon adı altında Kıbrıs’ı Helen adası yapma hayali peşinde koşan Rum liderliği silahlanma faaliyetlerine devam ederken, Kıbrıs’ın doğal zenginliklerine tek başına sahip çıkma gayretkeşliğini sürdürmekte, bölgede ve Doğu Akdeniz’de gerginliği tırmandırarak ateşle oynamaktadır. Bunların yanı sıra Güney Kıbrıs’ta tarihi, dini ve kültürel varlıklarımız sürekli olarak saldırılara maruz kalırken, Rum gençleri “Türk düşmanı” olarak yetiştirilmekte, sınırlarımızda düzenlenen provokatif eylemlerde “Türklere ölüm- Türkler Kıbrıs’tan dışarı” sloganları atılmaktadır. Tüm bunlar endişe verici olup, dikkatli ve uyanık olmamızı gerektirmektedir”
HEDEFİMİZ, KIBRIS’TA ADİL, KALICI VE SÜRDÜRÜLEBİLİR BİR ANLAŞMAYA ULAŞMAKTIR
Rum Yönetiminin, uzun yıllardan beri devam eden müzakere süreçlerini sürekli ve bilinçli olarak dinamitleyip, olumsuz ve uzlaşmaz tutumunu sürdürmesini rağmen, Türk tarafı olarak anlaşmaya yönelik diyalog çağrılarının devam ettiğine dikkat çeken Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, şöyle devam etti:
“Hedefimiz, Kıbrıs’ta adil, kalıcı ve sürdürülebilir bir anlaşmaya ulaşmaktır. Bunun da yolu federal temele dayalı bir anlaşamadan değil, gündeme getirdiğimiz ve Cenevre’de müzakere masasına koyduğumuz egemen eşit iki devletin varlığına dayalı önerimizden geçmektedir. Bu önerimiz bölgenin en güçlü ve en büyük ülkesi olan Anavatan Türkiye tarafından da desteklenirken, temennimiz ve beklentimiz, Rum tarafının bu önerimize olumlu yaklaşmasıdır”
Cumhurbaşkanı Tatar mesajında şu ifadelere yer verdi:
“Bu duygu ve düşüncelerle, özgürlük ve bağımsızlık liderimiz Dr. Fazıl Küçük ile Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş’ı ve aziz şehitlerimizi bir kez daha minnet ve rahmetle anarken, gazilerimizi de saygıyla selamlıyorum.”
Bunlar da ilginizi çekebilir