Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Kıbrıs Türk Halkının eşit bir halk olarak görülmediği ve eşitlik temelinde bir çözüm kabul edilmediği sürece Kıbrıs’ta müzakereler için ortak zemin bulunamayacağını söyledi.
Cumhurbaşkanı Tatar, "Yeni ve resmi bir süreç için gereken ortak zemin ancak ve ancak egemen eşitliğimiz ve eşit uluslarası statümüzün teyit edilmesiyle bulunabilecek" vurgusu yaptı.
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, yarın BM Genel Sekreteri’nin Kişisel Temsilcisi Maria Angela Holguin Cuellar ile yapacağı görüşme öncesinde Türk Ajansı Kıbrıs’a değerlendirmede bulundu.
Cumhurbaşkanı Tatar, Holguin’in özel olarak kendisiyle görüşmek üzere Londra’ya geleceğini ifade ederek, Kişisel Temsilcinin Rum liderle de Brüksel’de görüştüğünü söyledi.
Tatar, Holguin’in görev süresinin dolmak üzere olduğunu ve kişisel temsilcinin çok yakın zamanda BM Genel Sekreteri’ne raporunu sunacağını ifade etti.
Holguin’in 6 ay olarak onay verilen görevinin, Kıbrıs’ta yeni ve resmi bir sürecin başlayabilmesi için iki taraf arasında ortak zemin var mı yok mu konusunda görüşmeler yapmak olduğunu ifade eden Tatar, bu görev süresi içinde kişisel temsilciye gerçekleri aktardıklarını, kendisinin her kesimle görüştüğünü ve ortak zemin olmadığını gördüğünü kaydetti.
Kıbrıs Türk halkının egemen eşitliği ve eşit uluslararası statüsünün teyit edilmesine yönelik atılabilecek ilk adımları 3D olarak adlandırılan unsurlar olarak özetleyen Cumhurbaşkanı Tatar, 3D’lerin yani "doğrudan uçuş, doğrudan ticaret ve doğrudan temas" haklarının hayata geçmesinin önemine işaret ederek, Rumların Kıbrıs Türk Halkını eşit görmediğini, dayatama bir çözümle, eşitlik temelinde değil, kendi devletleri ekseninde bir çözüm istediğini belirtti.
Yarın yapılacak görüşmede de yapıcı bir tutumla Holguin’le durum değerlendirmesinde bulunacaklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Tatar, Rum tarafının paylaşıma ve eşitliğe açık olmayan maksimalist tutumlarından dolayı Kıbrıs konusunun bugüne kadar çözümsüz kaldığını, Rum liderliğinin bugün de devam eden bu tutumunun Holguin tarafından da görüldüğünü düşündüğünü söyledi.