YEREL HABERLER

Cumhurbaşkanı Tatar, yurda döndü

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, ülkeye döndü. Cumhurbaşkanı Tatar’ı Ercan Havalimanında Meclis Başkanı Zorlu Töre, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Hasan Taçoy, bürokratlar, askeri erkan ve diğer yetkililer karşıladı. New York'ta Birleşmiş Milletler (BM) 77. Genel Kurul çalışmaları kapsamında temaslarda bulunan Tatar ile birlikte heyeti de ülkeye döndü. Ercan Havalimanı’nda New York temaslarıyla ilgili önemli açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Tatar, New York’ta çeşitli farklı toplantı ve görüşmelerde Kıbrıs Türk halkının sesini duyurmaya çalıştıklarını belirtti. Tatar, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TC Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve heyetleri ile ciddi bir takım görüşmeler yaptıklarını, Genel Sekreter Antonio Guterres ile de önemli bir görüşme gerçekleştirdiklerini söyledi. BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’e yeni bir müzakere sürecinin ancak Kıbrıs Türk halkının müktesep hakkı olan egemen eşitliği ve eşit uluslararası statüsünün teyidiyle mümkün olabileceğini ifade ettiğini dile getiren Tatar, bunun kayıtlara geçirildiğini kaydetti. Cumhurbaşkanı Tatar artık yeni siyasetin gündemde olduğuna vurgu yaparak, olası bir müzakare için bunun kabulünün gerekli olduğunu söyledi. Görüşmeler için ortak zemin var mı yokmu arayışı ile personalenvoy atanmasına gerek olmayacağına da işaret eden Tatar, BM Genel Sekreteri’nin Siyasi İşlerden Sorumlu Yardımcısı Rosemary DiCarlo’nun bunu yapabileceği noktasında mutabakata vardıklarını ifade etti. Güney Kıbrıs’ta seçimlerin yaklaşmakta olduğunu da anımsatan Tatar, Rum Lider Nikos Anastasiadis’in saldırgan ve gerçeklerden kopuk konuşmasıyla ilgili tepkilerini de Genel Sekreter’e ilettiklerini anlattı. Tatar, New York temaslarında kendilerini en çok mutlu eden noktanın, TC Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın BM Genel Kurulu’ndaki konuşması olduğunu dile getirdi. Erdoğan’ın, mevcut uygulamaların Kıbrıs Türkü üzerinde zulüm teşkil ettiği ve KKTC’nin artık tanınması çağrısının toplantıya damga vurduğunu kaydeden Tatar, bunun dünya merkezlerinde de yankı bulduğunu söyledi. Tatar, Anavatan ve garantör Türkiye Cumhuriyeti ile birlikte yürütülen, egemen eşitlik ve eşit uluslararası statü tezinin BM nezdinde kayıtlara geçtiğini de hatırlatarak, dengenin yakalanması için en doğru şeyin KKTC’nin tanınması olduğunu belirtti. “Hak, hukuk ve egemenliğin pekişmesi için elden geleni yapmak bizim önceliğimiz olacak” diyen Cumhurbaşkanı Tatar, ABD’nin Güney Kıbrıs’a silah ambargosunu kaldırması ve Rum tarafının silahlanmasının adada gerginliği artıracağını ve adada anlaşmaya olumsuz yansımaları olacağını da ifade ettiklerini vurguladı. 1-8 Temmuz’da yaptığı işbirliği önerilerinin Rum tarafına iletilmiş olmasına karşın görüş almadıklarını da anımsatan Tatar, iki devletin işbirliği ile hidrokarbon zenginliklerinin araştırılması, enerji alanı, su kaynaklarının paylaşımı, mayınlı arazilerin temizlenmesi ve düzensiz göçün önlenmesi gibi konularda ortak çalışmaların yapılması teklifini de Genel Sekreter’e aktardıklarını bildirdi. Tatar, Genel Sekreter’in tarafsız ve açık fikirliliğini ifade ettiğini de vurguladı. Barış Gücü’nün adadaki pozisyonunun da diğer önemli bir konu olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Tatar, geçtiğimiz günlerde bir plajda yaşanan olay sonrasında bu durumu tekrar değerlendirdiklerini ve BM Barış Gücü ile resmi anlaşma istemlerini ilettiklerini anlattı. İslam İşbirliği Teşkilatı ile BM Güvenlik Konseyi üyeleri ile beraberinde giden heyetin de pek çok görüşmeler gerçekleştirdiklerini dile getiren Tatar, “Politikamızı kapsamlı şekilde yetkililere ilettik” dedi. Tatar, Türkevi’ndeki söyleşi, görüşme ve röportajlar ile Türk Amerikan Yönlendirme Komitesi Toplantısında ABD’deki iş insanları ve derneklerle bir araya geldiklerini de anlattı. 1920’lerde ABD’ye göç eden Türkler'in torunları ve Kıbrıs Türk Yardım Cemiyeti ile bir buluşma gerçekleştirdiklerini de kaydeden Tatar, onlarla da son gelişmeleri paylaştıklarını söyledi. “Var gücümüzle haklı davamızı çeşitli toplantılarda dile getirdik, egemen eşitlik temelinde, eşit uluslararası statüye dayalı, Türkiye ile işbirliği ile oluşturulan bu yapıyı paylaşma fırsatı bulduk” diyen Cumhurbaşkanı, sözlerini “Ancak BM Genel Kurul’da damga vuran TC Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın çağrısıdır. Bizim yeni stratejimizin de bu yeni çağrıyla daha güçlenmesinin mutluluğu içindeyiz” diyerek tamamladı.