KIBRIS

Cumhurbaşkanlığı, Halk Konseyi bilgilendirme ve istişare toplantısı yapıldı

Cumhurbaşkanlığı bünyesinde oluşturulan Halk Konseyi’nin bilgilendirme ve istişare toplantısı, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın başkanlığında yapıldı.

Cumhurbaşkanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre toplantıya; Midyatlılar Bütünleşme ve Yardımlaşma Derneği, Kıbrıs Kadınlar Eğitim ve Yardımlaşma Derneği, Tokatlılar Derneği, Elazığlılar Derneği, Karslılar Derneği, KKTC Stratejik Araştırma ve Düşünce Derneği, Evrensel Derneği, Kuzey Kıbrıs Çevre ve Kültür Mirasını Koruma Vakfı, Umut Derneği, Adanalılar Derneği, KKTC Adıyaman Sasmur Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği ve Mare Monte Derneği’nin başkan ve temsilcileri katıldı.

-Tatar: “Direk uçuş, direk ticaret ve direk temas talebimiz kabul görmedi”

Cumhurbaşkanı Tatar, toplantıda yaptığı konuşmada; Kıbrıs Sorunu, Birleşmiş Milletler 79’uncu Genel Kurul Toplantısı, New York’ta gerçekleşen gayriresmi üçlü yemek ve bölgede yaşanan son gelişmelerle ilgili bilgi verdi. 

BM Genel Sekreteri’nin davetiyle New York’ta Rum Yönetimi Lideri ile gayriresmi ve ajandası olmayan üçlü bir yemekte bir araya geldiğini anlatan Tatar, “New York’ta, karşı tarafa düşüncelerimi, görüşlerimi ve şu anda temsil ettiğimiz siyaseti ifade etme fırsatı buldum.” dedi.

BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’le görüşmesinde iletişim ve diyalogdan kopmayacaklarını ve kopmak istemediklerini söylediğini anlatan Tatar, gelinen aşamada dört yıldan beri sürdürülen yeni siyasetin iş birliğini gerektirdiğini dile getirdi.

Müzakerelere başlamak için ortak zemin arayan BM Genel Sekreteri’nin Kişisel Temsilcisi Angela Holguin’in görevinin 12 Temmuz itibarıyla sona erdiğine ve “Ortak zemin bulunamamıştır.” dediğine işaret eden Tatar, ortak zemin bulunabilmesi için direk uçuş, direk ticaret ve direk teması talep ettiklerini ancak kabul görülmediğini anlattı.

Cumhurbaşkanı Tatar, “Ortak bir zemin olmadığı için, şu an resmi bir müzakere sürecine girmemiz mümkün değil. Enterkonnekte sistem olsun, su olsun, elektrik olsun, düzensiz göçmenlerin önlenebilmesinde ve diğer hususlarda iş birliği yapabiliriz.” şeklinde konuştu.

Müzakere masasına ancak egemen eşitlik ve eşit uluslararası statünün kabulü ile oturmaya hazır olduklarını dile getiren Tatar, diplomasiden diyalog ve iletişimden vazgeçmeyeceklerini ifade etti.

-“Müzakere masasını terk eden taraf her zaman Rum tarafı oldu”

Cumhurbaşkanlığı Seçimini, “Kıbrıs Sorununun çözümü için iki devletin iş birliğine dayalı bir çözüm modelini savunarak” kazandığını belirten Cumhurbaşkanı Tatar, göreve geldikten sonra Kıbrıs meselesinde yeni bir siyaset ortaya konulduğunu anımsattı.

Cenevre’de gerçekleştirilen 5+1 gayriresmi Kıbrıs görüşmesinde, müzakerelere başlamak için egemen eşitlik ve eşit uluslararası statünün tescil edilmesi ile  iki devletli çözüm modelinin ilk kez açıklandığını aktaran Tatar, Türkiye Cumhuriyeti’nin belirlenen yeni siyasete destek verdiğini ifade etti.

Birleşmiş Milletler’in gerçekleştirdiği son üç Genel Kurul toplantısında Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin tanınması ve Kıbrıs Türkü’ne uygulanan haksız ambargoların kaldırılması çağrısı yaptığını anlatan Tatar, müzakerelere müktesep hakların tescili ile başlanacağının açıklandığını dile getirdi.

Türkiye Cumhuriyeti’nin yeni siyasete tam destek verdiğini belirten Tatar, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde 1974 yılında Kıbrıs Barış Harekatı ile ilgili oy birliği ile geçen tezkerenin ardından, ikinci kez oy birliğiyle geçen tezkerenin, 2024 yılında federasyondan vazgeçilip Kıbrıs’ta iki devletin işbirliği ile bir antlaşma siyaseti olduğuna dikkat çekti.

Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs sorununun çözümü için yıllardır federasyon temelinde çözüm modeli üzerinde resmî müzakereler yapıldığını ancak antlaşma istemeyen ve müzakere masasını terk eden tarafın her zaman Rum tarafı olduğunu söyledi.

Annan Planı’nı ret eden Rum tarafının, 2017 yılında Crans Montana’da resmî müzakerelerde masayı yine terk ettiğini ifade eden Tatar, buna karşılık Rum tarafının tanınan bir devlet olarak yoluna devam ettiğini ancak Türk tarafına ise geçmişte söz verilmesine rağmen ambargo ve izolasyonların kaldırılmadığını vurguladı. 

-“Baskı yok”

Türkiye Cumhuriyeti’nin tam desteğiyle Kıbrıs meselesinin çözümünde yeni milli siyaseti yürütmeye devam edeceklerini ifade eden Tatar, federasyon çözüm modelinin Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın dediği gibi “tüketilmiş ve bitmiş” olduğunu kaydetti.

“BM’nin devrede olduğu ve görüşmelerin 2017 yılında bırakılan yerden başlanması konusunda baskı yaptığı” şeklinde kamuoyunun farklı yönlendirildiğini anlatan Cumhurbaşkanı Tatar, öyle bir baskının olmadığına dikkat çekti.

BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’e, “Antlaşma olacaksa, özgürce pazarlık edilecek ve herkesin rızasıyla bir antlaşma uygulamaya girecek” şeklinde konuştuğunu belirten Cumhurbaşkanı Tatar; “ambargo, izolasyon ve baskılarla milli kimliğimizden vazgeçip federasyon gibi görünse de Anayasa değişikliğiyle Kıbrıs Cumhuriyeti'ne yama olmayacaklarını, adil ve uzlaşıcı olarak konuya bakmalarını” söylediğini vurguladı. Cumhurbaşkanı Tatar, kendisini anlayışla karşılayan BM Genel Sekreteri Guterres’in ise “tarafları baskıyla antlaşmaya zorlamayacaklarını, tarafların kendi iradesiyle bir antlaşmaya ulaşacağını” söylediğini kaydetti.

Guterres’e adaletten, ambargo ve izolasyonların kaldırılması gerektiğinden bahsettiğini aktaran Tatar, Annan Planı’nda verilen ancak tutulmayan sözleri de hatırlattığını ifade etti.

Her halkın kendi geleceğini belirleme hakkının bulunduğuna dikkat çeken Tatar, Kıbrıs Türkü’nün Kıbrıs 1960 kuruluş antlaşmaları ve Lozan Antlaşmalarından gelen müktesep haklarının bulunduğunu kaydetti.

Çoğunluğun azınlığı yöneteceği federasyona karşı olduğunu ve Türkiye Cumhuriyeti’nin de federasyon defterinin kapandığını açıkladığını dile getiren Cumhurbaşkanı Tatar, federal temelde antlaşmanın sıfır asker ve sıfır garanti olduğunu, görüşmelere geçmeden bu durumun şart konulduğunu söyledi.

-“ İletişim ve diyalogdan kaçmayız”

Resmi ve yeni müzakerelere ancak egemen eşitlik ve eşit uluslararası statünün kabulüyle başlanacağını dile getiren Tatar, “Prensiplerimiz bellidir. İletişim ve diyalogdan kaçmayız. Ajandası olmayan yemeğe katıldık çünkü fırsat bulduğumuzda siyasetimizi anlatıyoruz.” dedi.

Tek yürek olarak birlikte hareket etme anlayışında olduğunu anlatan Tatar, Tükiye’de gazilerle ve örgütlerle görüştüğünü, Avustralya’ya Cumhurbaşkanı olarak gittiğini ve münasebetleri geliştirdiğini kaydetti.

Yurtdışında yaşayan Kıbrıs Türkleri’ne işaret eden Tatar, “Nüfus sayımız belli, her birine sahip çıkmalıyız. Ülkelerine geri dönmelerini sağlamalıyız. Sektörlerde yaşanan gelişmelerden dolayı geri dönüşlerin yaşanması sevindiricidir.” ifadelerini kullandı.

Türkiye ile ilişkilerin düzeltildiğini anlatan Cumhurbaşkanı, bu durumun ekonomi, turizm ve yükseköğretime yansıdığını, Türkiye’den sanayi ve ticaret odalarının ziyaretlere geldiğini vurguladı.

Türkiye ve yurtdışına münasebetleri geliştirmek ve mili davayı anlatmak için gerçekleştirdiği ziyaretlerden bazı kesimlerin rahatsız olduğuna dikkat çeken Tatar, “Ben her zaman halkımla iç içe ve iletişim halindeyim. ‘Cumhurbaşkanının zor bulunması gerekiyor’ diye eleştiride bulunuyorlar.” diye konuştu.

-“Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni tanımak isteyen ülkelere baskı yapılıyor”

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin her geçen gün geliştiğini ve güçlendiğini dile getiren Tatar, sivil toplum örgütlerinin önemine de dikkat çekerek, milli derneklerle gurur duyduğunu kaydetti.

Türkiye Cumhuriyeti’nin desteğiyle yeni siyaseti anlatma fırsatı bulduklarına işaret eden Tatar, Türkiye Büyükelçilerinin dünyanın birçok ülkesinde Kıbrıs’ta iki devlet ve halkın olduğunu anlattığına dikkat çekti.

Türk Devletler Teşkilatı’nda yapılan çalışmalardan da bahseden Cumhurbaşkanı Tatar, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni tanımak isteyen ülkelere baskı yapıldığını ve tehdit edildiklerini ifade etti. 

Toplantıda söz alan dernek ile sivil toplum örgüt başkan ve temsilcileri federal temele dayalı çözüm şeklinin mümkün olmadığını ve iki ayrı egemen devletin varlığına dayalı çözüm şeklinden geri adım atılamayacağına vurgu yaptı. Dernek ve sivil toplum örgüt başkanları yaptıkları konuşmalarda, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’a destek ve güvenlerinin tam olduğunu da ifade etti. 

Halk Konseyi toplantıları belirlenen takvim doğrultusunda önümüzdeki günlerde de devam edecek.