Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın eşi Sibel Tatar öncülüğünde, KKTC Cumhurbaşkanlığı himayelerinde, Cumhurbaşkanlığı Sosyal Destek Komitesi ile Kıbrıs Vakıflar İdaresi’nin paydaşlığında düzenlenen KKTC 1. Aile Çalıştayı bugün sona erdi. Aralarında Türkiye Cumhuriyeti Aile Bakanlığı uzmanlarının ve birçok üniversiteden akademisyenin yer aldığı, kurum, kuruluş ve ilgili bakanlıklardan yaklaşık 200 bireyin katılımıyla gerçekleşen ve iki gün süren çalıştayda, aile içi sıkıntılar ve boşanma nedenleri ele alındı. Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın eşi Sibel Tatar çalıştayın ikinci ve son gününde yaptığı konuşmada, 1. KKTC Aile Çalıştayı’nın hayata geçirilmesinin önemine işaret ederek emeği geçen, tecrübelerini paylaşan herkese teker teker teşekkür etti. Sibel Tatar konuşmasında şunları kaydetti: “Dünden bugüne konular farklı taraflara çekilmiştir. Bunu görmezlikten gelmek mümkün değildir. Burada önemli olan birbirimizin görüşlerine ve düşüncelerine saygı duymaktır. Eğer bunu kaybedersek ortada zaten ne aile ne de birey kalır. Birey, tabii ki bizim için çok önemli ama ailenin önemsiz olduğunu kim söyleyebilir ki? Dünyada, uluslararası sözleşmelerde ailenin önemsenmesi gerektiği altı çizilmiş bir konudur. Avrupa ve ABD başta olmak üzere ailenin devamı için elden geleni yapıyor ve çeşitli devlet destekleri sağlıyorken bizim burada aileyi küçümsememiz mümkün değildir.” Ailenin öneminin altını çizen bir çalıştay gerçekleştiğini kaydeden Sibel Tatar, boşanma konusuna değinerek; “Kimse boşanmak için evlenmez. Boşanma oranları, rakamlardan gördüğümüz üzere en az yüzde 70 iken, hiçbir aile evladının boşanmasını, kendisinin boşanmasını istemez” dedi. Bu konular üzerinde durulan bir çalıştay gerçekleştirildiğini ifade eden Sibel Tatar, boşanma konusunun ailenin yapısında önemli bir unsur olduğunu belirtti. Boşanmanın, evlenme kadar hukuki bir hak olduğunu kaydeden Sibel Tatar, boşanma konusunda devletin boşanma süreci yaşayanlara destek olması gerektiğini belirterek; “Bireyler ve çocuklar ortada bırakılmasın. Destek olunsun dedik” şeklinde konuştu. Bu konunun siyasi boyutlara çekilmesine ve malzeme yapılmasına fırsat vermemek gerektiğine işaret eden Sibel Tatar; “Şahısların fikirlerini ve bu kadar güzel emeğin bir araya gelmesini çirkinleştirerek başka konulara çekilmesine hiçbirimiz fırsat vermeyelim” dedi. Görüş ayrılıklarının her yerde olabileceğini ancak önemli olanın medeni bir şekilde her türlü fikri karşılayarak tartışmak olduğunu dile getiren Sibel Tatar, bu gibi çalıştayların devamını temenni etti. Hazırlanan sonuç raporlarında adil bir şekilde tüm görüşlere saygı gösterilmesinin önemine değinen Sibel Tatar, çalıştayda ortaya konan görüş ve düşüncelerin hiçbirinin göz ardı edilmeyeceğini dile getirdi. Birçok kurumdan temsilcinin katılımıyla gerçekleşen toplantılarda, 50 milletvekiline de çalıştay için davet yapılmasının görüşüldüğünü ve 50 milletvekilinin de aile çalıştayına davet edildiğini anlatan Sibel Tatar sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu konular bizi ilgilendirdiği kadar milletvekillerini de ilgilendiren konulardır çünkü onlar, milletin temsilcisidir. Milletvekillerinin sadece çalıştayın açılışına değil çalışma masalarında en azından gözlemci olarak yer almasını temenni etmiştim. Ancak çalıştayın açılışına dün sadece altı milletvekilimiz katılırken masalarda da yanılmıyorsam bir veya iki milletvekili yer almıştır.” Sorunların Cumhuriyet Meclisi’nde dile getirilmesi görevini üstlenen milletvekillerinin bu konulara ilgi göstermesi gerektiğine dikkat çeken Sibel Tatar, siyasi partilerden katılımın beklenenden az olduğunu belirtti ve sadece iki siyasi partiden milletvekilinin çalıştaya katıldığını sözlerine ekledi. Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın eşi Sibel Tatar tarafından üniversiteler ile kurum ve kuruluşlardan katılan raportörlere teşekkür belgesi verildi. Prof. Dr. Sibel Dinçyürek de yaptığı konuşmada, 1. KKTC Aile Çalıştayı ile ilgili olarak hazırlanan ön raporu paylaştı. Ön rapor şu şekildedir: “17-18 Şubat 2022’de KKTC Cumhurbaşkanlığı Sosyal Destek Komitesi ve Kıbrıs Vakıflar İdaresi iş birliğinde ilk aile çalıştayını gerçekleştirmiş ve bu basın bildirisini sizlerle paylaşmış olmanın sorumluluğunu ve mutluluğunu yaşıyorum. • Çalıştayımız süresince ailenin tanımı ve anlamını değerlendirirken toplumumuzda farklı konum, uzmanlık ve meslek gruplarından paydaşların deneyimlerini temel aldığımızı ve bu çeşitlilik ile zenginliği önemsediğimizi belirtmek istiyorum. Farklı bakış açıları ve algılayışın olması doğaldır; ancak bu çalıştay bizlere göstermiştir ki, KKTC’de aile konusunda daha çok çalışmalı, düşünmeli ve mesai harcamalıyız. • Ailenin, toplumsal yapının var olmasındaki önemi elbette ki yadsınamaz; bu gerçeklikten hareketle güçlü ya da sağlıklı ailenin, bireylerin kişisel, sosyal, fiziksel, bilişsel ve her alandaki gelişimine odaklanarak ve bireyi destekleyip güçlendirerek mümkün olabileceğinin altını çizmek gerekir. • KKTC’de öncellikle bireylerin temel hak ve özgürlükleri gözetilerek oluşturulacak aile politikaları özelinde sürdürülebilir bir yapının var olması çok önemlidir. Bu bağlamda öncellikle halihazırda mevcut yasaların tam, etkin ve en iyi şekilde uygulanmasının sağlanarak aktif hale getirilmesi ve bu sırada diğer yasal eksikliklerin ivedi olarak giderilmesi ve bu yöndeki hukuki düzenlemelerin gerçekleştirilmesi büyük önem arz etmektedir. Aynı anda ailenin sosyal-ekonomik olarak güçlendirilmesi ve aile refahının artırılması çocuk haklarının da gözetilerek ve çocuk haklarının korunması hedefiyle gerek yasal gerekse kurumsal yapı içerisinde eksikliklerin giderilmesi ve bakım ile eğitimine önem verilmesi gerekliliği ve bunlarla birlikte insan haklarına yakışır aile tanımı/kavramı öncülüğünde herhangi bir ayrımcılık içermeyen toplumun her kesim ve her zümresinin haklarının eşit bir şekilde gözetilmesi ve bu haklarının korunmasına ilişkin yasal düzenlemelere yer verilmesi hedeflerimiz arasında olacaktır. • Evliliğe nasıl başlanır ve evlilik nasıl sürdürülür konularına önem verip ailenin korunmasını düşünmek ve planlamak çok önemlidir. Buna karşın, evliliğin sonlandırılmasının ve boşanmanın da bir gerçeklik olduğunun algılanması, boşanmaların travmatik olarak yaşanmaması, eşler arasındaki çatışmaların-sorunların en aza indirgenebilmesi ve çocukların olumsuz etkilenmesinin önüne geçilmesi bir o kadar önemlidir. Çalıştay sonuçlarına bakıldığında önemli bir bulgu olarak karşımıza şu çıkmıştır: Ailenin korunması ve desteklenmesi için aile danışmanlığına ve anne baba okulları ile eğitimine; boşanmanın kaçınılmaz olduğu durumlarda da boşanma danışmalığına, bir başka deyişle eşlerin ve çocukların profesyonel olarak desteklenmesine gereksinim duyulmaktadır. • Hiç şüphesiz, aile konulu bilimsel çalışmaların disiplinler arası bir yaklaşımla ve özellikle de sosyoloji, psikoloji, ekonomi ve hukuk alanlarındaki araştırmaların sonuçlarını temel alarak ele alınması önceliğimiz olacaktır. KKTC’de aile merkezli araştırmaların nicelik ve niteliğini artırmak gerekmektedir. Bu çalıştayın sonuçlarının söz konusu amacı gerçekleştirmede yol gösterici olacağı umudumu yinelemek istiyorum. Çalıştayda ortaya çıkan bulguları yakın zamanda akademisyenler tarafından raporlaştırarak öneri eylem planı hazırlanacaktır. İki gün boyunca çalıştaya katıldığınız ve aileye verdiğiniz değer için sizlere tek tek teşekkürlerimi sunarım.”