Alkollü sürücü Lefkoşa Sanayi kavşağında kazaya sebep oldu! Alkollü sürücü Lefkoşa Sanayi kavşağında kazaya sebep oldu!
Cumhurbaşkanlığı Basın Bürosu, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın KKTC ziyareti sırasında Cumhurbaşkanlığı’nda yapılan ortak basın toplantısına alınmayan Serhat İncirli ile ilgili açıklama yaptı. Cumhurbaşkanlığı Basın Bürosu açıklamasında, Yenidüzen Gazetesi’nin Serhat İncirli’nin akredite işlemini yaptırmadığını vurgulayarak, "Bunun da sorumlusu, Cumhurbaşkanlığı Basın Bürosu değil, bizzat Yenidüzen gazetesi yöneticileridir" dedi. Cumhurbaşkanlığı Basın Bürosu tarafından yapılan açıklama şöyle; “Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın yurt dışına gerçekleştirdiği ilk KKTC ziyaretinde, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ile birlikte düzenleyeceği ortak basın toplantısını izlemek üzere hiçbir siyasi ayrım ve düşünce farkı gözetilmeden bütün basın ve yayın kurumları ile televizyon kanallarına akredite işlemlerini tamamlamak üzere çağrıda bulunduğumuzu daha önceden açıklamıştık. Bu konu ile ilgili kayıtlar elimizde mevcuttur. Buna göre Yenidüzen gazetesi kurumsal adresinden basın büromuza 11 Haziran 2023 tarihinde gönderilen elektronik postada sadece Yenidüzen gazetesi Yazı İşleri Müdürü Meltem Sonay’ın adı yer alırken, Yenidüzen gazetesi yazarlarından Serhat İncirli’nin adı yer almamaktadır. Bu talebe dayanarak sadece Meltem Sonay’ın akredite işlemi yapılırken, Serhat İncirli’nin akredite işlemi yapılmamıştır. Bunun da sorumlusu, Cumhurbaşkanlığı Basın Bürosu değil, bizzat Yenidüzen gazetesi yöneticileridir. Bu gerçekler ortada dururken, Serhat İncirli’nin Cumhurbaşkanlığı Yerleşkesi’ne gelmesi ve mevcut akredite listesinde adı olmaması nedeniyle basın toplantısına alınmamasıyla ilgili, siyasi provokasyon ve kamuoyunu yanlış bilgilendirme amaçlı olarak birtakım çirkin söylemler ve eylemler devam etmektedir. Bu çirkin söylem ve eylemleri kabul etmemiz mümkün değildir. Her gün basın ahlakını ve etiğini ayaklar altında çiğneyen, her türlü hakaret ve küfürde bulunan bazı sözde gazetecilerin basın ve ifade özgürlüğünden bahsetmesi de mümkün değildir. Basın ve düşünce özgürlüğü arkasına saklanan bu sözde gazetecilerin her türlü ahlaki değer ve etik kuralarını çiğneyerek kişilere, kurumlara, makamlara, bütün ulusal değerlerimize, devletimize ve Anavatan Türkiye Cumhuriyeti’ne yönelik çirkin ifadeleri ve hakaretleri de ortadadır. Halkımız da bunların kim olduğunu çok iyi bilmektedir. İftirayı ve hakareti basın ve düşünce özgürlüğü zanneden bu sözde gazeteciler, Cumhurbaşkanlığı’nın basın ve düşünce özgürlüğünü çiğnediğini ve basın mensupları arasında ayrım yaptığını da ileri sürerken yine gerçeği gizlemeye çalışmaktadır. Bir kez daha belirtmekte yarar var ki Cumhurbaşkanlığı Basın Bürosu, siyasi görüş ve düşüncelere hiçbir ayrım yapmadan bütün basın ve televizyon kanallarına çağrıda bulunmuş ve her türlü siyasi görüş ve düşünceye sahip 27 basın ve yayın kurumu ile televizyon kanalları söz konusu basın toplantısına alınmıştır. Halkımıza çağrımız, bu tür siyasi provokasyonlara ve çirkin söylemlere itibar etmemeleridir.”