Doğu Akdeniz Üniversitesi Akademik Personel Sendikası (DAÜ-SEN), ülkede aşırı sayıda üniversite bulunmasının getirdiği olumsuz sonuçlara dikkat çeken bir açıklama yaptı. DAÜ-SEN'de yapılan açıklamada, üniversitelerin toplumlar için önemli bir gereklilik olduğu, ancak ülkenin imkanlarına ve nüfusuna uygun bir şekilde planlanması gerektiği vurgulandı.

Ülkemizdeki üniversite sayısının, Amerika Birleşik Devletleri, Britanya, Almanya ve Türkiye ile karşılaştırıldığında normal olmadığı belirtildi. DAÜ-SEN, bu durumun sosyal, ekonomik ve akademik açıdan birçok problemi beraberinde getirdiğini, aralarında sahte diploma ve rüşvetin de bulunduğu çeşitli sorunlara yol açtığını ifade etti. 

Sendika, üniversite sayısının kontrolsüz artışının eğitim kalitesini düşürdüğü, sahte diploma gibi ciddi sorunlara neden olduğu ve eğitimi bir kazanç kapısı haline getirdiği eleştirilerinde bulundu.

Doğu Akdeniz Üniversitesi Akademik Personel Sendikası'ın açıklaması şöyle:

 Üniversite enflasyonunun doğal sonucu: Çürümüşlük.

Üniversiteler ciddi bir toplumsal gereklilikle kurulur. Toplumlar, halklar, ülkeler geleceğe dair hedefleri doğrultusunda daha eğitimli kadrolar yaratmak, hedefleri için bilimin desteğini almak amacıyla üniversiteler kurarlar. Buna ek olarak toplumların entelektüel birikimi üniversitelerin açılması için bir ön şarttır.

Meteoroloji Dairesi: Yeni hafta sağanak yağışla başlıyor Meteoroloji Dairesi: Yeni hafta sağanak yağışla başlıyor

Her toplum nüfusu ve imkanları doğrultusunda üniversiteler kurar. Dünyada en fazla üniversiteye sahip Amerika Birleşik Devletleri'nde 105 bin kişiye bir üniversite düşmektedir. Ülkemizde ise 15 bin kişiye bir üniversite düşmektedir. Britanya'da her 200 bin kişiye bir, Almanya'da 173 bin kişiye bir, Türkiye'de 400 bin kişiye bir üniversite düşmektedir. Britanya, Almanya ve hatta Türkiye'de yüzlerce, bazı ülkelerde binlerce yıllık akademi, üniversite geleneği bulunmaktadır. Ülkemizde bırakın köklü bir bilim geleneği olmamasını; ilk üniversite mezunlarımız 70-80 yıllık bir geçmişe sahiptir.

Tüm bu olgular dikkate alındığında ülkemizde üniversite sayısının kendi başına bir anomali olduğunu görebiliriz. Dolayısıyla asıl çürümüşlük bu küçük ada yarısında 26 üniversiteye izin vermek ve bu durumu sürdürmeye çalışmaktır. Asıl sorun bir bakanın 16 üniversiteye izin vermesini normal görebilmektir. Zamanında buna tepki koyanların düşman ilan edilebilmesidir.

Üniversitelerin aşırı sayıda olması doğal olarak anomali yaratacaktı ve yaratmıştır. Çok sayıda üniversite mezunu ara eleman ve işçi gibi kritik bir işgücünü ortadan kaldırmış, on binlerce kaçak yabancı öğrencileri yaratmış, sosyal ve altyapı sorunlarını ortaya çıkarmıştır. Devletin hiçbir kontrolü olmadığı bu alan ayrıca vergi ve sahte diploma cenneti yaratmıştır. Sahte diplomaların konuşulduğu bir ortamda kolay diploma sorununun da altını çizmekte fayda vardır. Kolay diploma, en az sahte diploma kadar ciddi bir sorundur ve bu ülkemizde çok yaygın şekilde mevcuttur.

Üniversite gibi çok ciddi ve hassas bir alanda yapılması gereken en son şey şunlardır:

1. Üniversite sayısını aşırı artırmak

2. Bu alanı herhangi bir denetime ve standarda tabi tutamamak

3. Eğitimi sadece ciddi bir kazanç alanı olarak kurgulayıp, ticarileştirmek.

Ne yazık ki ülkemizde tüm bu hatalar yapılmıştır. Rüşvet, sahte ve kolay diploma, sahte ve ucuz profesörlük tüm bu hataların sonucudur. Doğru teşhis, doğru tedavinin şartıdır. Polisiye işlemler tedavi değil semptomların bastırılmasından öteye gitmeyecektir.

Yapılması ereken bellidir: Devlet yeni akreditasyon programı ve kalite kriterleriyle tüm üniversiteleri yeniden kaydetmelidir. Uluslararası eğitimde kalite kriterlerini yerine getirmeyen

üniversiteler kapatılmalı, öğrenciler diğer üniversitelere aktarılmalıdır. Bu bağlamda üniversite sayısı azami olarak 5'i aşmamalıdır. Bu mümkündür, acildir ve tek çare olarak görülmektedir. Bunun dışında tüm uğraşlar fayda

etmeyecektir. Böyle bir yola girebilmenin ön koşulu ise rüşvet aldığı iddia edilenlerin yanında o rüşveti veren ve verdirenlerin üzerine gidebilmektir.