KKTC’den kolej takımı ile voleybol turnuvası için gittikleri Adıyaman'da, 6 Şubat'taki Kahramanmaraş merkezli depremlerde yaşamını yitiren, “Şampiyon Melekler” olarak adlandırılan kolej öğrencilerinin aileleri, çocuklarının yasını tutmaya devam ediyor.
KKTC'den bir turnuva için Adıyaman'a giden, kaldıkları İsias Otel'in yıkılması sonucu hayatını kaybeden Gazimağusa Türk Maarif Koleji Yıldız Kız ve Erkek Voleybol kafilelerinden 35 öğrenci, öğretmen ve refakatçinin yakınları, depremin 1. yılında acılarının hâlâ taze olduğunu söyledi.
Adıyaman'da hayatını kaybeden öğrencilerden Selin Karakaya'nın annesi Ruşen Yücesoylu Karakaya, AA muhabirine, çocuklarının adlarını yaşatmak amacıyla tüm aileler bir araya gelerek Şampiyon Melekleri Yaşatma Derneğini kurduklarını söyledi.
Derneğin Başkanlığını yürüten Karakaya, Selin'in ailenin tek çocuğu olmasından dolayı tüm gelecek planlarını ona göre yaptıklarını belirterek “Bir yıllık süreçte yaşadığımız bu acının hiç geçmeyeceğini gördük. Bu acı her gün artıyor. Çocuğumun odası boş, evimiz boş. Selin, benim tek çocuğumdu. Eve giriyorum sessiz bir ev, önceden evim cıvıl cıvıldı. Tüm aileler aynı şekilde. Bitmiyor, hiçbir zaman bitmeyecek bu acı. Her gün evlatlarımızı özlüyoruz, her gün acımız katlanarak artıyor." ifadesini kullandı.
Deprem nedeniyle Türkiye'deki kayıpların da fazla olduğunu, bu sebeple sadece kendilerinin değil herkesin aynı acıyı yaşadığını vurgulayan Karakaya, "Şampiyon Melekler"in yasını tutmayı sürdürürken, bir yandan da adalet mücadelesi vermeye devam edeceklerini dile getirdi.
Karakaya, Adıyaman'da devam eden yargı sürecinde hukuk mücadelesini sürdürdüklerinin altını çizerek, şöyle devam etti:
"Biz Kıbrıslı aileler olarak çocuklarımızı kaybettik fakat ilk günden beri adalet savaşı veriyoruz. Bu adalet mücadelesi bizi ayakta tutan bir şey. Bu acılar, bu travma hiç bitmeyecek ama herkesin tutunması gereken bir amacı olması gerekiyor. Bizim öncelikle adaletin sağlandığından emin olmamız gerekiyor. Bunu sağladıktan sonra artık eğitime destek vermeye daha çok odaklanacağız."
"Tam bir yıl önce oğlumdan ayrıldım"
Kahramanmaraş merkezli depremlerden önce 3 Şubat'ta oğlu Aras Aktuğralı'yı kocasıyla Adıyaman'a yolcu ettiğini anlatan Afet Aktuğralı, depremden sonra yaşamlarının tarif edilemeyecek derecede acı hale geldiğini söyledi.
Aktuğralı, her gün oğlunun yasını tuttuğuna işaret ederek, şunları kaydetti:
"Röportajı yaptığımız 3 Şubat günü oğluma hasretin başladığı gündür. Onu fiziksel olarak son gördüğüm, sarıldığım, öptüğüm ve babasına emanet ederek Adıyaman'a yolcu ettiğim gündür. Tam bir yıl önce oğlumdan ayrıldım. Biz oldukça trajik bir olay yaşadık ve bu travmayı atlatmamız mümkün değil. Çocuğumun yokluğu ve benden önce fiziken bu dünyadan ayrılmasının acısı tarif edilemez."
Dernek sayesinde depremde çocuk ve yakınlarını kaybeden ailelerle bir araya gelmelerinin yaşadıkları acının ağırlığını hafifleterek daha dayanılabilir bir hale getirdiğini belirten Aktuğralı, "Biz aslında 6 Şubat'ı şimdi çok daha farklı hissediyoruz. İlk günlerde 6 Şubat'ın sarhoşluğu vardı. Hüznümüz ve yasımız şimdi daha fazla." diye konuştu.
Aktuğralı, Adıyaman'da yıkılan İsias Otel davasının devam ettiğini hatırlatarak, kurdukları dernek ile hem "Şampiyon Melekler"in adını yaşatmak istediklerini hem de çocuklarını doğal afetten değil bir insanın yaptığı binadan ötürü kaybetmenin mücadelesini vereceklerini vurguladı.
"Enkazdan sağ çıktım fakat canımı orada bıraktım"
Kolejli öğrencilerden oluşan voleybol takımında oynayan kızı Havin'i depremde kaybeden Recep Kılıç, kendisinin de Adıyaman'a refakatçi olarak gittiğini ve aynı otelde kızının karşı odasında kaldığını belirtti.
Depremin hemen ardından otelin yıkıldığını, kendisinin üzerine çöken moloz yığınlarını temizleyerek dışarı çıkmayı başardığını anlatan Kılıç, "Enkazdan sağ çıktım fakat canımı orada bıraktım." dedi.
Kılıç, kızını kurtarmak için çaba harcadığını, enkazdan ses duymamasına rağmen son güne kadar kızının kurtarılabileceğine dair umudunu yitirmediğini dile getirerek, yargı sürecinde otel sahiplerinin ifadelerinin kendisini çok üzdüğünü söyledi.
Türk yargısına güvendiklerinin ve hukuki süreci sonuna kadar sürdürüp mücadeleye devam edeceklerinin altını çizen Kılıç, kızını çok özlediğini ve fırsat buldukça kabrini ziyaret ettiğini kaydetti.