Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) toplantısına ilk kez resmi isimleri ve bayraklarıyla "gözlemci üye" olarak katılmalarını, ülkesinin "tanınma sürecinin başladığı" yönünde önemli bir aşama olarak değerlendirdi.

Birleşmiş Milletler (BM) 78. Genel Kurulu görüşmelerine, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ile katılan Ertuğruloğlu, ABD'nin başkenti Washington'daki değerlendirme toplantısında konuştu.

Ertuğruloğlu, "Zaten Kıbrıs Türk devleti adına İslam İşbirliği Teşkilatı'nda gözlemci üyeliğimiz var fakat orada da yeni adımların atılmasını bekliyoruz. KKTC'nin tanınma sürecinin başlamış olduğunu söyleyebilirim" dedi.

Zorlu geçecek bir sürecin başladığının farkında olduklarını ve "hayal görmediklerini" söyleyen Ertuğruloğlu, "Bildiğiniz gibi Türk Devletleri Teşkilatı'nda, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti olarak ilk defa resmi adımız var ve bayrağımızla 'gözlemci üye' olmamız çok anlamlı ve önemli." ifadesini kullandı.

Ertuğruloğlu, ilişkilerin her geçen gün daha da geliştiğine dikkati çekerek, şöyle devam etti:

"Sadece Azerbaycan'ın değil çeşitli devletlerin Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni tanıma noktasına geleceğini öngörmekteyiz. Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın geçen yıl ve bu yıl, BM Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmalarda, uluslararası camiaya, Genel Kurul gibi bir platformda açık açık bu çağrıyı yapması, KKTC'nin tanınmasını talep etmesi ve bizlerle ticari, ekonomik, siyasi ilişkiler kurulmasını gündeme getirmesi son derece anlamlı ve önemli."

- "Pile-Yiğitler Yolu tamamlanacak

Ertuğruloğlu, Pile-Yiğitler Yolu projesinin "insani bir proje" olduğunu ve çalışmaların tamamlanarak yolun açılacağını bildirdi.

Yol çalışmaları sırasında çıkan olaylara değinen Ertuğruloğlu, sorunu 1-2 ay öncesinden BM'nin Kıbrıs'taki misyon şefine izah ettiğini aktardı.

Ertuğruloğlu, "BM askerlerinin arazide bizim karşımıza çıkmaya hakkı yoktur. Böyle bir yetkisi de yoktur. Pile Türkünü kaybetmemek için sadece KKTC'ye gidiş gelişlerini kolaylaştırmak için bir yol yapalım dedik. BM karşımıza çıktı. Beton bloklarla, araçlarıyla, tellerle önümüzü kesmeye çalıştılar ve oradaki insanlarımız da buna tepki gösterdi." açıklamasında bulundu.

Yiğitler köyünden başlayarak BM'nin "ara bölgedir" dediği yere gireceklerini ve yol üzerine barikat kuracaklarını belirten Ertuğruloğlu, söz konusu bölgenin statüsüyle ilgili AB ile Rum tarafının birlikte "sahtekarlık yaparak" usulsüzlük yaptığını söyledi.

Ertuğruloğlu, "Aslında bütün Pile olayları şunu göstermiş olması gerekir ki; KKTC ile BM arasında bir anlaşma yapılması gerekir. BM askerleri, bugüne kadar Türk tarafının hoşgörüsünden, misafirperverliğinden dolayı KKTC topraklarında görev yapan asker oldular." ifadesini kullandı.

- Sadece Rum tarafını muhatap alan BMGK'ye eleştiri

Ertuğruloğlu, 1963'te Ada'daki sorunun başlamasından bu yana BM Güvenlik Konseyi'nin (BMGK) 5 daimi üyesini, Türk tarafını muhatap almamakla eleştirerek, şunları söyledi:

"Güvenlik Konseyi' derken 5 daimi üyeyi kastediyorum. Kıbrıs sorununu yaratan bu yapıdır. Kıbrıs sorununu hala daha dünya gündeminde tutan da bu yapıdır. O yüzden Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 'Dünya 5'ten büyüktür' söylemi çok anlamlıdır ve dünya, bunu her geçen gün artık kavramaya başlamıştır."

KKTC Sigorta ve Reasürans Şirketler Birliği: “Zorunlu Afet Sigortası hayata geçirilmeli” KKTC Sigorta ve Reasürans Şirketler Birliği: “Zorunlu Afet Sigortası hayata geçirilmeli”

"Bu, bir ulusal davadır." diyen Ertuğruloğlu, bu konunun sadece Kıbrıs Türkü ve ana vatan (Türkiye) olarak değil TDT üyesi devletlerce de aynı şekilde görülmesini sağlamaya yönelik çalışmaların yapılması gerektiğini vurguladı.

Ertuğruloğlu, Rum kesiminin "şımartıldığını" söyleyerek, "Çünkü dünya, kendilerini şımartmış ve 'Kıbrıs Cumhuriyeti' diye tanıyarak BM Genel Kurulu'nda üye devlet diye oturtuyor. Bu avantajlarını yaşadıkları sürece Rum tarafının, Kıbrıs Türkü ile eşitliğe dayalı herhangi bir yeni ortaklığa gelmesi mümkün değil." değerlendirmesinde bulundu.

Böylesi bir yaklaşımla neredeyse 60 yılın "müzakere masalarında" geçtiğine dikkati çeken Ertuğruloğlu, bu koşullar çerçevesinde "kırmızı çizgilerini koruyarak, Türk ordusunun Doğu Akdeniz'deki çıkarlarını korumaya, beslemeye" kararlılıkla devam edeceklerini kaydetti.