Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, egemenlik ve devletten yoksun şekilde varılacak bir antlaşmanın, sonun başlangıcı olacağını söyledi.
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Emekli Albay Atilla Güler’i kabul etti. Emekli Albay Atilla Güler, kabulde yazdığı kitapları Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’a takdim etti.
Cumhurbaşkanlığından yapılan yazılı açıklamaya göre, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar kabulde yaptığı konuşmada, yakın tarih olmasına rağmen Kıbrıs’ın Osmanlı İmparatorluğu’nun elinden çıkması ve İngiliz İdaresi’ne girmesiyle ilgili bilgi eksikliği olduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Tatar, Osmanlı İmparatorluğu’nun yaşadığı sıkıntılardan dolayı bir süreliğine adayı İngiltere’ye kiraladığını ancak sıkıntılar aşıldıktan sonra Osmanlı’ya geri iade edeceğini ifade etti.
Adanın İngilizlere verildiği yönünde bir algı yaratıldığına dikkat çeken Cumhurbaşkanı Tatar, Çanakkale Savaşı başlayınca bu durumu istismar eden İngiltere’nin adayı ilhak ettiğini vurguladı.
Tatar, Osmanlı İmparatorluğu tarafından 357 yıl kesintisiz yönetilen adanın İngilizlere tamamen geçmesiyle Rum nüfus aktarıldığını, ‘Kıbrıs Helendir ve büyük Yunanistan’ın bir parçası olmalıdır” şeklinde siyaset yürütüldüğünü kaydetti.
Kıbrıs Türkü’nün direnci, Türkiye’nin desteği ve Türk Mukavemet Teşkilatı’ın kurulmasıyla, varoluş mücadelesi verildiğini anlatan Cumhurbaşkanı Tatar, 1974 Kıbrıs Barış Harekatı ile Kıbrıs Türkü’nün özgürlüğüne kavuştuğunu aktardı.
Rum-Yunan ikilisinin adayı Yunanistan’la birleştirilmesi çalışmalarının halen sürdüğünü dile getiren Cumhurbaşkanı Tatar, EOKA’nın kuruluş yıl dönümlerinde "Kıbrıs Yunandır" şeklinde söylemlerde bulunulduğunu ifade etti.
“Egemenlik ve devletten yoksun bir şekilde varılacak bir antlaşma sonun başlangıcı olur”
Kıbrıs meselesini uluslararası topluma anlattıklarında, dayanaklarının verilen mücadele, kültür, tarih, adetler, gelenekler ve özden gelen haklar olduğuna dikkat çeken Cumhurbaşkanı Tatar, yürütülen siyasette takdim edilen kitaplardan yararlanılacağını kaydetti.
Gençlerin kitapları okuması, akademik çalışmalara kaynak oluşturulması ve arşivlerde yer almasının önemine işaret eden Cumhurbaşkanı Tatar, milli değerler ve maneviyatın devamı açısından yapılan çalışmanın önemine vurgu yaptı.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin bağımsız bir Türk devleti olarak Türkiye’nin desteğiyle birlikte egemenlik temelinde yoluna devam ettiğine dikkat çeken Cumhurbaşkanı Tatar, egemenlik ve devletten yoksun bir şekilde varılacak bir antlaşmanın sonun başlangıcı olacağını ifade etti.
“Tek egemenlik, tek devlet diyerek, Helen anlayışındaki yapıya bizi yama etmek istiyorlar” diye konuşan Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs Türkü ile anavatan Türkiye’nin arasındaki bağların kopartılması ve Türkiye’nin adadan ve Doğu Akdeniz’den dışlanmak istendiğini vurguladı.
Kıbrıs’ta antlaşma olacaksa; adil, kalıcı ve sürdürülebilir olması gerektiğine işaret eden Cumhurbaşkanı Tatar, jeopololitk ve jeostratejik bakımdan bölgedeki dengeler bakımından garantör ülke Türkiye’nin varlığının önemli olduğunu kaydetti.
“Kıbrıs meselesi denge ve bölgeseldir. Kıbrıs’ta iki ayrı halk vardır”
“Kıbrıs meselesi denge ve bölgeseldir. Kıbrıs’ta iki ayrı halk vardır” diye konuşan Cumhurbaşkanı Tatar, 1960 Kıbrıs Antlaşmaları’nın Rum ve Türklerin egemenliğinden kaynaklandığına dikkat çekti, Garanti ve İttifak Antlaşmalarında Türkiye’nin garantör ülke olduğunu ve tek taraflı müdahale hakkının bulunduğunu hatırlattı.
Türk tarafının 1975 yılından beridir yürütülen müzakerelerde her zaman iyi niyetini ortaya koyduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs’ta federal temelde bir antlaşmaya varılamayacağının, Annan Planı Dönemi ve Crans Montana görüşmelerinde görüldüğünü vurguladı.
Rum tarafının, ‘tek egemenlik, tek millet ve tek devlet’ anlayışında olduğunu aktaran Cumhurbaşkanı Tatar, “2017 yılında antlaşmaya gidilebilirdi ancak karşı taraf yanaşmadı” dedi.
Avrupa Birliği içinde olmayan Türkiye’nin garantörlüğünün kaldırılması ve askerin adadan çekilmesi sonrasında ne olacağının tahmin edilebileceğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Tatar, Türkiye’nin Kıbrıs’tan çekilmesi durumunda Doğu Akdeniz’den dışlanacağını ve başka paradigmaların oluşacağını kaydetti.
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres ile geçtiğimiz cuma gerçekleştirdiği görüşmeye de değinen Cumhurbaşkanı Tatar, kendisine karşı tarafın ısrar ettiği gibi görüşmelerin daha önce bırakıldığı yerden devam edilmesini kabul etmeyeceklerini ve yeni bir siyaset yürüttüklerini söylediğini belirtti.
Antonio Guterres’e, "Antlaşma olacaksa, özgürce pazarlık edilecek ve herkesin rızasıyla bir antlaşma uygulamaya girecek" şeklinde konuştuğunu belirten Cumhurbaşkanı Tatar; ‘ambargo, izolasyon ve baskılarla milli kimliğimizden vazgeçip federasyon gibi görünse de Anayasa değişikliğiyle Kıbrıs Cumhuriyeti’ne yama olmayacaklarını, adil ve uzlaşıcı olarak konuya bakmalarını’ söylediğini vurguladı.
Cumhurbaşkanı Tatar, kendisini anlayışla karşılayan BM Genel Sekreteri Guterres’in ise ‘tarafları baskıyla antlaşmaya zorlamayacaklarını, tarafların kendi iradesiyle bir antlaşmaya ulaşacağını’ söylediğini kaydetti.
Rum tarafının, ‘BM’nin devrede olduğu ve görüşmelerin 2017 yılında bırakılan yerden başlanması konusunda baskı yaptığı’ şeklinde kamuoyunu farklı yönlendirdiğini de anlatan Cumhurbaşkanı Tatar, öyle bir baskının olmadığına dikkat çekti.
Guterres’e adaletten, ambargo ve izolasyonların kaldırılması gerektiğinden bahsettiğini de aktaran Cumhurbaşkanı Tatar, Annan Planı’nda verilen ancak tutulmayan sözleri de hatırlattığını ifade etti.
Güler
Emekli Albay Atilla Güler de yaptığı konuşmada, Balkanlar ve Kafkaslar’la ilgili kitap hazırladığını belirterek, Türk tarihinin dönüm noktası olan Kıbrıs tarihine de yer verdiğini söyledi.
Akdeniz’in kilit noktası olan Kıbrıs’ın İngiltere’ye nasıl geçtiğini Osmanlı İmparatorluğunun doğuya nasıl çekildiğini anlattığını ifade eden Güler, kitaplarını takdim etmekten duyduğu mutluluğu dile getirdi.