Türkiye Cumhurbaşkanı
Recep Tayyip Erdoğan, "Zonguldak'tan tüm Türkiye'ye söz veriyoruz. Allah'ın izniyle
hayat pahalılığı meselesini de çözeceğiz.
Milletimizin hak ettiği refah düzeyine gelmesini sağlamak için ne gerekiyorsa yapacağız" dedi.
Türkiye'nin demokrasi ve kalkınma mücadelesinde bugün geldiği yere baktığımızda reformların kat edilen mesafenin çok büyük bir bölümünün altında bizim imzamız olduğu görülecektir.
Ülkemizi Cumhuriyet tarihinde yapılanın tamamının 5'e 10'a katlayan eserlerle donattık.
Her alanda, hak ettiği hizmetlere kavuşturduğumuz Türkiye'yi dünyanın en büyük 10 ekonomisinin arasına sokacak çalışmaları başlattık.
Hiç şüphesiz bu büyük devrim de kolay ilerlemeyecek. Salgın döneminde herkes içine kapanırken bizim ihracata ve üretime yüklenmemizin amacı bu fırsatı değerlendirmektir. Sizler gördünüz döviz kuru üzerinden ekonomimizi çökertmeye çalıştılar. Aldığımız tedbirler ve kurduğumuz mekanizmalarla bu sinsi planı sizlerle birlikte etkisiz hale getirdik. Bu arada salgının küresel enerji ve emtia fiyatlarında yol açtığı fevkalade artışların hem de kur dalgalanmaların etkisiyle enflasyonda hiç arzu etmediğimiz artış yaşandı. Çalışanlarımızı hayat pahalılığı altında ezdirmemek için her konuda ciddi iyileştirmeler yaptık. Gelişmelere göre enflasyon farkı başta olmak üzere tüm çalışanlarımızın kazanç seviyelerini korumaya devam edeceğiz.
Özellikle elektrik faturaları ile ilgili şikayetlerin artması üzerine en düşük tarife kademe miktarını aylık 150 kilovattan 210 kilovata yükselttik. İnşallah bu düzenleme dar gelirli vatandaşlarımızı bir parça rahatlatacaktır. Milletimizin her derdi, her acısı, her sancısı bizim ilk ve olmazsa olmaz önceliğimizdir.
Tabiki hep birlikte paylaştığımız gibi külfeti de hep birlikte sırtlayacağız. Ama bu yükün sadece vatandaşımızın özellikle de işçimizin, memurumuzun, emeklimizin, çalışanlarımızın sırtına binmesine kesinlikle izin vermeyeceğiz. Müsterih olun Türkiye'yi son 20 yılda nasıl bir asır ileriye taşıdıysak bugünkü sorunları bugünkü sıkıntıları çözecek olan da biz olacağız. Siyasi kavgalar arasında bunun için gereken inanca, ruha, birikime, pratiğe, kararlılığa tek sahip olan da yine sadece biziz. İnsanlar ve toplumlar gibi devletlerin de tarihlerinde önemli dönüm noktaları vardır. Türkiye işte böyle bir dönüm noktasından geçiyor. Hep birlikte tarihi bir mücadele yürütüyoruz. Bu yolun sonu büyük ve güçlü Türkiye'ye çıkıyor.
Büyük ve güçlü Türkiye demek müreffeh bir millet ve onun müreffeh bireyleri de demektir. Ülkemizi dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına sokma sözümüz bu hedefin en belirgin sembolüdür. Bu mücadeleyi yürütürken enflasyon başta olmak üzere şu dönemde yaşadığımız her sıkıntının da üstesinden mutlaka geleceğiz.
Zonguldak'tan tüm Türkiye'ye söz veriyoruz. Milletimizin tamamıyla ahitleşiyoruz. Bugüne kadar vesayeti nasıl devreden çıkardıksak, terör örgütlerinin başını nasıl ezdiysek, darbecileri nasıl püskürttüysek, küresel baronların oyunlarını nasıl bozduysak Allah'ın izniyle hayat pahalılığı meselesini de çözeceğiz. Milletimizin hak ettiği refah düzeyine gelmesini sağlamak için ne gerekiyorsa yapacağız. Çünkü bizim bu millete sadece siyasetten vefa değil aynı zamanda can borcumuz var.