Erhürman açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
"Bugün İskele'deydik. Yurttaşlarla sohbette öne çıkan konulardan biri vidanjör atıklarıydı. Çöp toplama alanına, hatta zaman zaman ova yollarına boşaltıldığını söylediler. Kalktık, çöp toplama alanına gittik.
Tesadüf bu ya, tam da o sırada bir araç boşaltma işlemini gerçekleştiriyordu. Bölgedeki yetkili makamları aradım. Long Beach bölgesinden gelen atık, İskele köylerinden gelenin altı katıymış. Herkes her şeyin farkında!
Peki o bölgede arıtma tesisi bulunmayan siteler tespit edilip arıtma yapma zorunluluğu getirildi mi? Paket arıtmaların bakımları ve işletmeleri eksiksiz gerçekleştiriliyor mu? Çevre Yasası standartlarına uygunluğu ölçmek için düzenli analizler yapılıyor mu?
Bu soruların yanıtları "evet" değil belli ki! Altyapı falan dinlemeden izinlendirilen yatırımlar. Bölgenin kaldırmayacağı bir nüfus akışı. Çevre mevzuatına uygun olmayan işler, denetimsizlik. Ve çöp toplama alanına ya da oraya buraya gelişigüzel boşaltılan vidanjör atıkları...
Kalkındığı sanılan ama pislikte boğulan, çevre felaketiyle karşı karşıya bırakılan bir bölge.
Aylar aylar önce, Meclis kürsüsünden, yasa değişikliğini hazırlayın, bölgesel arıtma tesislerinin yapılabilmesi için gerekli kaynağı yaratalım dediğimizde, "tamam hazırlayacağız" diyen "hükumet"ten hala tık yok bu arada.
"Yörüyün da gorkmayın" ha! Pislikten de, çevre felaketinden de, yayılma riski olan hastalıklardan da korkmayın! Yörüyün!"