YEREL HABERLER

Erhürman, planlanması durumunda ekonominin kendi ayakları üzerinde durabileceğini de vurguladı

ERHÜRMAN: VERİLERE ULAŞIMDA SIKINTI YAŞANIYOR Bu çalışmada emeği geçenlere teşekkürlerini sunan CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman, çok daha somut verilerle konuşma yapma fırsatı bulduğunu kaydetti. Verilere ulaşmada sıkıntı yaşandığını ifade eden Erhürman, verilerin olmaması durumunda birçok konuşmanın havada kalabileceğini söyledi. Somut konuşmak zorunda olduğumuz bir dönemden geçtiğimize dikkat çeken Erhürman, “Büyük laflarla konuşacağımız dönemleri çok geride bıraktığımızın herkes tarafından fark edilmesi gereken bir dönemdeyiz” dedi. “UZUN VADELİ KALKINMA EYLEM PLANI ŞARTTIR” Artık ‘denizin bittiğini’ söyleyen Erhürman, “Yelken kullanıldı. Gideceği limanı bilmeyen gemiye hiçbir rüzgardan hayır gelmez” diye konuştu. CTP olarak aylardır uzun vadeli kalkınma eylem planından bahsettiklerini vurgulayan Erhürman, bunun şart olduğunu dile getirdi. Erhürman, “Bu ülkede öngörüsüzlüğün ve plansızlığın bizi nereye getirdiğini bilerek söylüyoruz. Kriz var dedik, kriz masası kurulmalıdır dedik, bize kriz yoktur dediler. 2021’in sonbaharından itibaren sarsıntı büyüyecek, depreme dönüşecek dedik ama hiçbir hazırlık yapılmadı. Krizin içine yuvarlandık” diye konuştu. Dörtlü hükümet döneminde 15 ay hükümette kaldıklarını belirten Erhürman, 15 ayda 2 orta vadeli programın bakanlar kurulundan geçtiğini kaydetti. “EKONOMİK KONSEY BİR KERE BİLE TOPLANMADI” “Biz hükümetten gittik, o günden bugüne bir orta vadeli program hazırlanmadı. Bir kere bile ekonomik ve sosyal konsey toplanmadı. Hem de krizin içerisinde” diyen Erhürman, içinde bulunduğumuz dönemin, en çok program yapmamız gereken dönem olduğunu ifade etti. Bire bir yaşadığımız sorunları, hiç yokmuş gibi konuşmaktan vazgeçmenin artık zamanı olduğuna vurgu yapan Erhürman, geçmişte de benzer sorunların yaşandığını dile getirdi. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin üçüncü 5 yıllık kalkınma planında Başbakan Dr. Derviş Eroğlu döneminde, enflasyon başlığı altında, “1992’de piyasa ekonomisinin ve fiyat mekanizmasının iyi işlenmesi için enflasyonun önlenmesi, TL’nin aşırı değer kaybının KKTC’nin mali ve ekonomik yapısında yarattığı sorunlara acilen çözüm getirilmesi ve fiyat istikrarının sağlanması amacıyla KKTC’nin bağımsız bir devlet olarak kendi para birimini tedavüle koyması yönünde gerekli çalışmalar yapılacaktır” yazdığını belirten Erhürman, “Sayın Eroğlu döneminde cesaretle söylenen bir şeyi 2021’de konuşmayacaksak boşuna toplanmayalım” dedi. “BÜTÇENİN 4’TE BİRİYLE İLGİLİ ÖNGÖRÜLEBİLİRLİK YOK” İthalata bağımlı bir ülkenin TL’nin istikrarsızlığı karşısında mali öngörülebilirliğinin imkansız olduğuna dikkat çeken Erhürman, “Dükkanlara giriyoruz, doların yükseldiği gün bugün satış yapmıyorum diyor esnaf. Bugün satarsam, yarın yerine koyamayacağım diyorlar” diye konuştu. 10 milyarlık bütçenin, 4’te birinin Türkiye yardımlı kaynaklar olduğunu söyleyen Erhürman, “Bütçenin 4’te biriyle ilgili öngörülebilirlik yok” dedi. Söz konusu durum hakkındaki sorunların tespit edilmesi gerektiğinin altını çizen Erhürman, “Sorun yıllar önce tespit edildi. Her şeyi unutuyoruz. Sanki ilk defa karşılaşıyoruz gibi konuşuluyor. Bu sorunu tespit edeceğiz ve konuşacağız. Bu memlekette orta vadeli programlar hazırlandı 2018’de. Uzun vadeli kalkınma eylem planının hazırlanması ve meclisten geçmesi son derece önemlidir” dedi. “VERİLER ŞAŞABİLİR AMA HEDEFLER ŞAŞMAZ” İstikrarın önemli olduğuna da vurgu yapan Erhürman, “Ekonomiyi, maliyeyi istikrara bağlamak için toplarsınız maliye örgütlerinizi, eylem planınızı hazırlarsınız” dedi.  “Veriler şaşabilir ama hedefler şaşmaz” diyen Erhürman, 3 milyar 250 milyarlık protokolün üçte birinin geldiğini söyledi ve 800 milyon iç borçlanmaya gidildiğini hatırlattı. Bu şekilde bir mali öngörülebilirliğin olamayacağını dile getiren Erhürman, “2018 yılında, 4lü hükümet döneminde reel sektöre Türkiye’den 108 milyon geldi. Diğer hükümet döneminde 2019’da ise reel sektöre 13 milyon TL geldi. Bunun üzerinden siyaset mi yapalım? Dörtlü hükümetteki partileri daha mı fazla seviyordu Türkiye diyelim?” diye sordu. Siyasetin bu kadar yerlerde süründürülmesine müsaade ettiğimiz oranda, memlekette ekonominin de alım gücünün de yerlerde sürünmeye devam edeceğini belirten Erhürman, somut planlar üzerinden, somut önerilere odaklanılması gerektiğini vurguladı. “ARA ELEMAN VE DÜZ İŞÇİ BULAMIYORUZ” İş gücüne dahil olmayanların yüzde 26.2’sinin hali hazırda eğitimine devam edenler olduğunu ifade eden Erhürman, bu rakamın Türkiye’de yüzde 15 olduğuna dikkat çekti. Erhürman, “Biz herkesi üniversitede okutuyoruz. Herkes yüksek lisans, doktora yapıyor. Geldiğimiz nokta bu. Fakat biz ara eleman ve düz işçi bulamıyoruz” diye konuştu. İşsizlik oranının yüzde 10.1, genç işsizlik oranının ise yüzde 29.3 olduğuna dikkat çeken Erhürman, “Bu rakam vahimdir. Bu rakam göç rakamıdır. Bu rakamlar, sizin beyin gücünüzün göç edeceği oranları gösterir” dedi. 2017’de Kıbrıs’ın güneyinde çalışan KKTC vatandaşı işçi sayısının 356 olduğunu belirten Erhürman, 2020’de bu rakamın bin 406 olduğunu kaydetti. Erhürman bu rakamın 3 senede 4 katına çıktığının altını çizdi. “TAM GÜN EĞİTİME GEÇMEZSEK BUNUN SONUCU AĞIR OLUR” İskelede bir okulda 500 öğrenciden 120’sinin ana dilinin Türkçe olmadığını belirten Erhürman, “Geldiğimiz nokta bu. Bizim nüfus politikamız da yok. 3’üncü ülkelerden geliyor insanlar ama sağlık ve eğitim hizmeti vereceksiniz” dedi. Bu memlekette eğer kamu okullarında tam gün eğitime geçmezsek bunun sonucunun da ağır olacağını ifade eden Erhürman, “TC’de eğitim ana mal grubunda enflasyon yüzde 6.84, KKTC’de 15.13’tür. Çünkü kamu okullarında tam gün eğitim yok. İsteyen de istemeyen de özel okula götürmek zorundadır. Kadınlar iş gücüne katılamıyor. Buradan da kaybediyorsunuz. Eğitimde fırsat eşitsizliğinde kaybettiğiniz ise ayrı” diye konuştu. “PLANLADIĞIMIZ TAKDİRDE EKONOMİ AYAKLARI ÜZERİNDE DURUR” Erhürman, sözlerini, “Eğer bu memlekette tırnaklarımızı bu topraklara geçirip de bu topraklarda var olmaya devam etmeye niyetliysek, çözüm vardır. Planladığımız takdirde bu ekonomi ayakları üzerinde durur. İnterneti hızlandırdığınız takdirde bilişim sektörü bu memlekette patlamaya adaydır. Ne ülkenin potansiyelinden kuşkum var ne de halkımın. Niyetimiz, gailemiz var mı ondan da kuşku duymak istemiyorum. Hep birlikte yapabileceğimize inanıyorum. Umarım bu bir başlangıç noktası teşkil eder” diyerek sonlandırdı.