Kıbrıs Türk Veteriner Hekimler Birliği Başkanı Mustafa Erk, Veteriner Dairesi koruyucu hekimlik görevini yerine getirmediği için ülkede yılda 4,5 milyon dolar değerindeki kuzu, oğlak ve dananın, daha doğumun ilk haftasında çeşitli hastalıklar nedeniyle telef olduğunu söyledi.

Bugün hayvancılık alanında yaşanan sorunlardan şimdiki hükümetle tarım bakanının değil, gelmiş geçmiş tüm tarım bakanları ve hükümetlerin sorumlu olduğunu ifade eden Erk, “Tarım ve hayvancılık ülke politikası haline gelmeli, hükümetler değişse bile değişmemeli. Bunu yıllardır dile getiriyoruz. Gelinen bu aşamada et ithalatının da çözüm olmayacağı aşikardır” dedi.

Bengihan: “Emekçiler sahipsiz değildir. Hak gasplarına karşı tüm gücümüzle karşılarında duracağız” Bengihan: “Emekçiler sahipsiz değildir. Hak gasplarına karşı tüm gücümüzle karşılarında duracağız”

Kıbrıs Türk Veteriner Hekimler Birliği Başkanı Uzman Veteriner Hekim Mustafa Erk, yazılı açıklamasında yüksek et fiyatlarının sorumlusunun da, gelmiş geçmiş hükümetler olduğunu söyleyerek, İmar Yasası, teşvikler, sübvansiyonlar, koruyucu hekimlik ve yem maliyetleriyle ilgili yapılması gerekenleri sıraladı.

Tarım ve hayvancılığa müsait olmayan kıraç, dağlık arazilerin konut imarına açılması gerektiğini söyleyen Erk, hayvanı güdecek arazi bulunmazsa canlı hayvan maliyetinin artacağına dikkat çekti.

Tarım Bakanlığı’nın ayırdığı teşviklerin büyük kısmının üç-beş üreticiye gittiğini, kalan küçük payın da çoğunluk tarafından paylaşıldığını savunan Erk, çiftçi ve hayvancıya tohum, mazot ve gübre sübvansiyonlarının yeniden verilmeye başlanması gerektiğini vurguladı.

Ülkede yılda 4,5 milyon dolar değerinde kuzu, oğlak ve dananın, doğumunun ilk haftasında çeşitli hastalıklar yüzünden telef olduğunu belirten Mustafa Erk, "k99, crypto, rota, corona gibi bu hastalıkların yüzde 80’i kadarının koruyucu hekimlikle önlenebileceğini" belirtti.

Erk, koruyucu hekimliğin Veteriner Dairesi tarafından  zorunlu yapılması gerektiğini ifade ederek, maliyetlerle ilgili şunları söyledi:

“Hayvancının girdi maliyetlerini kısacak ikincil ürün olan mısır, yulaf, fiğ gibi yem bitkilerinin üretimi teşvik edilmeli, sulama kanalları uygulamasına son verilmeli, su verimli topraklarla buluşturulmalıdır. Gerek çiftçinin gerek hayvancının gerekse kasapların hak mücadelesini selamlar, sorunun nedeninin gelmiş geçmiş tüm tarım bakanları ve hükümetlerden kaynaklandığını kamuoyuna bildiririz.”