Bakan Fidan, CNN Türk canlı yayınında gündeme ilişkin soruları yanıtladı. Fidan, terör örgütü PKK/YPG'nin temas arayışı içinde olduğuna işaret ederek, İsrail'in çok dolaylı ya da direkt yollardan temas içerisinde olduğu ve temasın içeriği, maksadı ve nereye doğru evrileceğinin önemli olduğunu kaydetti.

Bunun takip edilmesi gereken bir süreç olduğunu aktaran Fidan, bölgedeki bütün temasların takibinin önemine değindi.

Fidan, DEM Parti'nin son temaslarının şu anki senaryolarda YPG ile ilinti açısından ele alınmadığını belirtti.

İstanbul'da polis Şeyda Yılmaz’ı şehit eden katil hakkında karar İstanbul'da polis Şeyda Yılmaz’ı şehit eden katil hakkında karar

Arap ülkelerinin Suriye'deki duruma ilişkin çeşitli endişeleri olduğuna dikkati çeken Fidan, bunlardan birinin Suriye'deki durumun diğer ülkelere "devrim ihraç etmeye çalışan bir hareket olmaya dönüşmesi" olduğunu söyledi.

Fidan, burada bir "İran" örneğinin olduğunu ifade ederek, bu endişelerin tavır üretmek ve "yaftalamak" yerine beklentilerin şeffaf ve emin şekilde söylenmesi gerektiğinin altını çizdi.

Suriye'deki yönetime, ülkenin iyi bir yönetime, güvenliğe, düzene ve huzura ihtiyacı olduğu mesajının verilmesi çağrısını yapan Fidan, Orta Doğu'nun artık savaşlardan bıktığına dikkati çekti.

Fidan, Mısır, Irak, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Katar ve Kuveyt gibi ülkelerin de artık kalkınma, altyapı ve halka hizmet gibi konularla ilgilenmek istediğini ifade etti.

Bölgedeki kalkınmaya yönelik yapılan projeler ve söylemlerine yönelik bilgiler veren Fidan, Türkiye'nin bu konuda örnek olduğunu vurguladı.

Fidan, bölgedeki devletlerin artık çatışma ve savaş istemediğine dikkati çekerek, şunları kaydetti:

"İstememek bir aşama ama daha önemlisi, bu istememeyi bir siyasal akılla, bir stratejik formülasyonla, bölgede diğer paydaşlarla bir araya gelerek nasıl hayata geçirebilirsiniz? Diğer ülkelerin birbirinden emin olduğu, birbirine kazık atmadığı, birbirinin güvenliğine sahip çıktığı, birbirinin sınırına göz dikmediği ama işbirliğiyle herkesin birbirini kaldırdığı, el birliğiyle bir ortamın oluşturulması. Türkiye, tam da bu noktada gerçekten Cumhurbaşkanımızın (Recep Tayyip Erdoğan) Türkiye'ye olan hizmeti ne kadar büyükse; bölgeye de bu noktada getirdiği vizyon, verdiği mesaj da hep bu oldu."

- "Suriye'de kimse yeni bir savaş görmek istemiyor"

Erdoğan'ın mesajını kendisinin de taşıdığına değinen Fidan, "Suriye'de kimse yeni bir savaşı, yeni bir çatışmayı görmek istemiyor. Savaşlara çatışmalara doymuş durumdayız." dedi.

Fidan, buna rağmen bazı konularda dikkatli olunması uyarısında bulunarak, güvenlik alanında faaliyetlere devam edinilmesinin önemine dikkati çekti.

Bakan Fidan, temel amacın büyük bir işbirliği içerisinde başta Suriye olmak üzere bölgeyi kalkındırma olduğunu vurguladı.

İran ve Rusya ile işbirliğinin en zor anlarda devam ettiğini dile getiren Fidan, Suriye'deki pozisyonda farklılıklara rağmen komşuluk ilişkilerinin devam ettiğini aktardı.

- "Argümanlarımız muhataplarımızın hassasiyetini de gözetiyor"

Fidan, Türkiye'nin olgun bir devlet olduğunu belirterek, bunun çok az ülkenin yapabileceği olgun bir dış politik davranış olduğu tespitinde bulundu ve şunları kaydetti:

"Burada tabii bizim muhataplarımızın durduğu yer de fevkalade önemli. Biz onların hassasiyetlerini de esas itibarıyla dikkate alıyoruz. Getirdiğimiz argümanlar, sadece kendimiz için olan argümanlar değil, onların da hassasiyetini gözeten argümanlar."

Fidan, Suriye'deki gelişmelerde ABD ve İsrail'in rolüne yönelik iddialarda, "maksatlı propaganda eğilimi" olduğuna dikkati çekerek, "kendini özne olarak hissetmemenin" söz konusu iddialara yol açtığını belirtti.

Suriye'nin yıllardır "en az 10 dinamik aktörün" fiilen içinde bulunduğu bir saha olduğuna işaret eden Fidan, "Günün sonunda, 'kimin emeği kazandı, kimin faaliyeti kazandı, kim hedeflerine ulaştı' sorusunu belki sormak gerekebilir." diye konuştu.

Fidan, Suriye'de Esed rejiminin devrilmesinden en çok fayda sağlayanın İsrail olduğuna ilişkin iddialara dair, İran ve Hizbullah'ın İsrail-Suriye sınırından çekilmesinden dolayı böyle gözüktüğünü ancak "İran veya İranlı milislerin Suriye'deyken İsrail'e karşı askeri bir harekatta bulunmadığını" söyledi.

Suriye toprağının Lübnan'da Hizbullah'ı desteklemek için bir geçiş noktası olarak kullanıldığını dile getiren Fidan, Esed rejiminin de hiçbir zaman İsrail ile derdi olmadığını ve yeteneği bulunmadığı için de olamayacağını; daha çok Lübnan üzerinden bu faaliyetleri hayata geçirmeye çalıştıklarını ifade etti.

Fidan, Türkiye açısından da bölgedeki istikrarsızlığın bir an önce bitmesinin, Suriyelilerin ülkelerine geri dönebilmesinin ve en önemlisi ticaret rotalarının yeniden açılmasının önemli olduğunu vurguladı.

- ABD'de sistem ülkelerle problemleri idare üzerinden değil, siyaset üzerinden yürütülüyor

Farklı ABD başkanları döneminde çalışmalarını sürdürdüklerini belirten Fidan, kurumlarla birebir çalışmakta problem olmadığını ancak devletlerin belli müttefiklerine yönelik tavırlarını farklı yöntemlerle harekete geçirdiklerini dile getirdi.

Fidan, ABD'nin aynı ittifak içindeki ülkelerle problemleri idare üzerinden değil, siyaset üzerinden yönettikleri değerlendirmesinde bulunarak, ABD'deki Senato'nun yürütme organına belli alanlarda ortak durumda olduğuna işaret etti.

Türkiye ile ilgili konularda idareden ziyade daha çok siyasetin açıkçası rol üstlendiğinin görüldüğünü aktaran Fidan, siyasetin direkt rol üstlendiği alanlar da olduğunu ancak bazen yönetimin "kötü gözükmemek için" işi diğer yönetim organlarına devrettiğini söyledi.

Fidan, bu yöntemin her zaman kullanılacağına işaret ederek, doğru tarafta olmanın önemli olduğunu, Türkiye'nin bir şey isterken karşı taraf için de istediğini ancak karşı taraf bu şekilde davranmadığında Türkiye'nin de tepkisini ortaya koyması gerektiğini belirtti.

Fidan, ABD başkanı seçilen Donald Trump'ın kendi lider diplomasisini yürütmeye yatkın olduğuna dikkati çekerek, bunun Obama ve Biden döneminden farklı bir yöntem olduğunu kaydetti.

Türkiye'nin "baştan peşin hüküm vermeyeceği" mesajını dile getiren Fidan, "Kendi konularımızı net bir şekilde söyleyeceğiz onlardan da net bir şekilde dinleyeceğiz. Mevzularımızı medeni bir şekilde ilerletmeye çalışacağız." dedi.

Fidan, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Trump'ın iyi bir dostluğa sahip olduğunu ve bundan istifade edilmeye çalışılacağını söyledi.

- "DEAŞ, Müslüman toplumlar için bir zehir"

Terör örgütü DEAŞ'ın Müslüman toplumlar için bir zehir olduğunu hatırlatan Fidan, terör örgütünün, dini, uyguladığı şiddet için kılıf olarak kullandığını vurguladı ve şu ifadeleri kullandı:

"Biz sorumlu ülkeler olarak; Müslüman toplumlar olarak, kendi inancımızın; tabii inancımıza düşman olanlara karşı nasıl mücadele ediyorsak, inancımızdan çıkıp da inancımıza zarar getirenlere karşı da aynı şekilde mücadele etmemiz lazım. Bu bizim hem erdemli duruşumuz için önemli hem de kendi toplumumuzun, kendi dinimizin, dirliğimizin, bütünlüğümüzün emniyeti selameti için önemli."

Bu konuda din anlatımının, gençlere yönelik faaliyetlerin önemine işaret eden Fidan, Türkiye'de çok az sayıda insanın bu tarz örgütlerin kucağına düştüğü ve toplumun bu olumlu özelliklerinin korunması gerektiği değerlendirmesini yaptı.

Fidan, milli kimliğin unsurlarını oluşturan hususlara; kültürel ve inanç değerlerine çok dikkat edilmesi ve nesillere aktarılması gerektiği mesajını verdi.

Suriye'deki yeni yönetimin de terör örgütü DEAŞ konusunda Türkiye ile aynı düşündüğünü söyleyen Fidan, kendisinin buna şahit olduğuna ve DEAŞ'a karşı birlikte savaşıldığına değindi.

Fidan, son zamanlarda Batılı mevkidaşlarının Şam'a yaptığı ziyaretlere ilişkin şunları kaydetti:

"Esed rejimi düştüğünde biz yoğun bir diplomasi trafiği içerisine girdik. Batı'daki aktörler zaten Esed'den ve Esed'in destekçilerinden haz eder bir durumda değildi. Zaten siyasal olarak haz etmiyorlar ama daha da önemlisi onların oluşturduğu ortamdan dolayı Batı'ya göç etmiş baya bir Suriyeli var. Biliyorsunuz her türlü göçmen hareketi Batı'daki siyasal dengeleri inanılmaz şekilde değiştirdi. Yani aşırı sağın yükselmesine sebep oldu, hükümetlerin düşmesine sebep oldu, siyasal doku değişti."

Fidan, göçmenlerin geri dönmesinin mümkün olacağı bir senaryonun Batı'da kabul gördüğünü aktardı.

- Suriye'nin yeniden imarı için seferberlik ilan edilebilir

Bakan Fidan, Suriye'nin yeniden imarı konusunda seferberlik ilan edilebileceğini vurgulayarak, Körfez ülkeleri başta olmak üzere bu konuda birçok aktörün hemfikir olduğunu söyledi.

ABD'nin Esed rejimine uyguladığı yaptırımlara ve son duruma değinen Fidan, bu yaptırımların olduğu durumda bazı finansal ve ticari aktivitelerin hayata geçmesinin zor olduğuna işaret etti.

Fidan, Suriye'deki imarın tekrar başlatılması gerektiğine dikkati çekerek, elektrik konusunda Türkiye'nin yanı sıra Ürdün ve Katar gibi ülkelerin de projeleri olduğunu aktardı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bu konuda talimatlarına ilişkin bilgi veren Fidan, elektrik enerjisinin aciliyetinin önemini vurguladı.

- Bakan Fidan, diğer ülkelerden muhataplarına Şam'ı ziyaret konusunda yardımcı oldu

Esed rejimin devrilmesi ve Şam ziyaretinin ardından bazı Avrupa ve bölge ülkelerinden muhatapların, yeni Suriye yönetimine ziyaret ayarlanması için kendisiyle iletişime geçtiğini anlatan Fidan, Ürdün'de diğer ülkelerle toplandıklarında birinin Şam'ı ziyaret etmesi gerektiğini ve kendisinin gidebileceğini söylediğini aktardı.

Fidan, geçmişte Şam'a çok fazla kez gittiğini belirterek, son ziyaretinde Şam'ın çok ihmal edildiğini gördüğünü ifade etti.

Son yıllarda çok yoğun bir ekonomik çöküş olduğunu ancak insanların tekrar dönmesiyle yeniden bir canlanmanın başladığını dile getiren Fidan, Esed döneminde Kasyun Dağı'na çıkışın yasak olduğunu ve (Suriye'deki yeni yönetimin lideri Ahmed) Şara ile önce doğduğu mahalleye sonrasında da Kasyun'a gittiklerini anlattı.

Fidan, halkın Kasyun Dağı'nda Şara için tezahürat yaptığını ve ona teveccüh ettiğini dile getirdi.

- "Şara siyasi açıdan yetenekli ve kabiliyetli"

Şara ile Şam'daki temaslarına değinen Fidan, Şara'yı siyasi açıdan yetenekli ve kabiliyetli bulduğunu ve liderlik özelliği olduğunu söyledi.

Fidan, Şara'nın sadece savaşla mücadele alanında değil, İdlib'de halka hizmet ve altyapı konusunda, farklı siyaset ve bakış açılarını bir araya getirme alanında kendisini geliştirdiğini ifade etti.