Basın Emekçileri Sendikası'nın (Basın-Sen)  “Gazetecilik Suç Değildir” konulu paneli yapıldı.

 

Basın-Sen’den verilen bilgiye göre sendika lokalinde yer alan panelde, tadil edilmesi gereken yasalar ve Basın-Sen Başkanı Ali Kişmir’in 6 Ekim’de başlayacak dava süreci de konuşuldu.

GMB atılı araçlarını tamir ederek yeniden kullanacak! GMB atılı araçlarını tamir ederek yeniden kullanacak!

 

Panelin başında konuşan Basın-Sen Başkanı Ali Kişmir, dava sürecini üstlenen Barolar Birliği Başkanı Hasan Esendağlı'ya, Basın-Sen avukatı Cansu Nazlı'ya, imza kampanyasını başlatan Bağımsızlık Yolu’na ve yasa değişiklik önerisini Meclis’e sunan Cumhuriyetçi Türk Partisi’ne teşekkür etti. 

 

-Nazlı

Basın-Sen avukatı Cansu Nazlı, bazı yasalar aracılığıyla, basın emekçilerine getirilen ceza davalarıyla gazetecilerin özgürce haber yapmasının, yorumlarını paylaşmasının önünde fiilen engeller bulunduğunu ifade etti.

 

Zem ve kadihin bir suç olmaktan çıkarılması gerektiğini ifade eden Nazlı, hakaretin elbette hukuka aykırı bir durum olduğunu, ancak bunun mahkemelerdeki dava yolunun sivil olarak sürdürülmesi gerektiğini savunduklarını ifade etti.

 

-Esendağlı

Barolar Birliği Başkanı Hasan Esendağlı da, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatlarının ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğünü koruma altına aldığını, geniş kapsamlı bir ifade özgürlüğü hakkı garanti altına alınmaksızın, özgür bir ülke ve demokrasiden söz edilemeyeceğini söyledi.

 

AİHM içtihatlarına göre, toplumca tanınmış kişilerin, normal vatandaşlara oranla daha fazla eleştiriye maruz kalmaya göğüs germeleri gerektiğinin söylendiğini de ifade eden Esendağlı, sıradan insanlara göre şeref ve haysiyete yönelik hakaret teşkil edilebilecek bir sözün toplumca tanınmış kişiler tarafından sıradan kabul edilebilmesi gerektiğine yönelik içtihat olduğunu da kaydetti.

 

Ali Kişmir'e açılan dava konusunda bilgi veren ve dava konusu yazıdan bir bölüm okuyan Esendağlı, “Bir gazeteci bir eleştiri yapıyor ve yaptığı eleştiriden dolayı Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanıyor. Burada kalmamız gerekiyordu. İtham edilen suç ile olgu olarak tarif edilen tafsilatının çok fazla uyuşmadığı gibi bir durum da söz konusudur” dedi.