Sibel Siber ve Eczacı Gizem Karagözlü yeniden mahkemeye çıkarıldı! Sibel Siber ve Eczacı Gizem Karagözlü yeniden mahkemeye çıkarıldı!
ÖZEL HABER Kıbrıs Medya’nın eski sahibi Asil Nadir’in eşi Nur Nadir, eski Maliye Bakanı Ahmet Uzun hakkında "namussuz" iddiası ve "Yargıda FETÖ benzeri bir yapı tarafından korunuyorlar sözleri ile CTP'yi kast ettiği iddia edildiği ve yargının belli bir odağı koruduğu yönündeki iddiaları yargı tarafından hakaret olduğuna karar verildi. Mahkeme, Nadir'in 10bin TL tazminat ödemesini ve 12.000 TL dava masrafı ödemesini kararlaştırdı. Nur Nadir, 24 Şubat 2021’de, Kıbrıs TV’de yayınlanan “Sabah Sabah” isimli programda, Ahmet Uzun’a yönelik “namussuz” gibi sözler sarf etmiş, Uzun’un rüşvet aldığı ve Asil Nadir’e yasaya aykırı re sen vergi ilamlarında bulunduğu yönündeki iddialardan sonra ,mahkemenin de bunu sorgulamaması için hükümetin savcılığa baskı yaptığı iddialarını ortaya atılmıştı. Nur Nadir bu kapsamda ilgili dönemin CTP hükümetinin ve mahkemenin “FETÖ sistemi benzeri bir sistem uygulandığını ve görünmez bir el ile CTP ve Uzun’u koruduğu” iddia etmişti. Yakın dönemde bir çok UBP’li vekilin dile getirdiği eleştirileri FETÖ benzetmesi ile dile getirmiş ve yargıya Ahmet Uzun konusunda eleştiriler yöneltmişti. Yargıç Tutku Candaş tarafından okunan kararda, yargı tarafından Nur Nadirin bu ifadeleri basın yolu ile hakaret olarak nitelendirildi; Nur Nadir Yargı ve Ahmet Uzun ile alakalı "Yargıda FETÖ benzeri bir yapı belli bir siyasi eğilimi koruyor, bu nedenle Uzun’da korunuyor" ve "namussuz "değerlendirmeleri neticesinde Mahkeme bu kapsamda, 10 bin TL tazminat, 12 bin TL de dava masrafları olmak üzere, Nur Nadir’in toplamda 22 bin TL tazminat ödemesini kararlaştırdı. Nur Nadir’in hakkında alınan kararı istinafa götürmeye hazırlandığı öğrenildi. “Alınan kararın içeriği bir tarafa, zamanlaması bile oldukça manidar” olarak yakın çevreleri tarafından ifade edildi. CTP de önemli bir isim olan Müsteşar Hasan Fındık’ın sahtecilik ve yolsuzlukla yargılandığı konular gündemde yerini korurken, basına servis edilme şekli “can simidi” olarak değerlendirildi. Kıbrıs Gerçek’e konuşan hukukçuları ise alt mahkemenin teamüllere aykırı olarak hiç değinmediği, huzurunda bulunan ancak kararına ulaşmasında engel olabilecek emare evraklarla gerekli açıklamalar kamuoyuna istinaf sonunda yapılacaktır denilerek “En büyük yargı her zaman kamu vicdandır, gereken evraklar en uygun zamanda kamuoyu ile istinaf sonrasında paylaşılacaktır denilerek, emarelerden ve şahadetten karara gidilme teamülünün terk edilerek ,verilmiş karardan şehadetin ve emarelerin değerlendirilmesi yönünde iddiamızı da istinafa taşıyacaklarını belirten hukukçular bu evrakların menfi veya müspet hiç değerlendirilmemiş olması ; tonla emare, evrak, resmi yazı ve çok önemli bir diğerini teyit eden en az 3 resmi ifade ve ilgili bakanca imzalanan sonradan işlemler sırasında tezat hareket edilen yasa maddesine uyulmadığı iddia edilen ilgili yasa tahtında bildirimler olduğu” ifade edildi. Devamında “Bakanlıklar arası iç yazışma hatta Maliye Bakanının kendi imzasını taşıyan resmi evrakların neden dikkate alınmadığı yönünde izahat eksikliğinin olmasının da istinaf konusu olduğu ifade edilirken, yönetsel bir işlemin yasaya aykırı olup olmaması, haber nedeniyle, bu konuya hiç değinilmemesi kabul edilebilir bir durum değildir denildi. “Basın değeri olması gereken ve en azından bariz yasaya aykırı işlem yapıldığını açıkça gösteren resmi evrakların yokmuş gibi de işlem görmesine, ne olursa olsun, menfi dahi olsa istinaf neticesinde kamunun değerlendirilmesine sunulacaktır ifadeleri kullanıldı. Hukuk çevreleri basın yolu ile hakaretin esas unsurlarından birisinin gazetecinin kötü niyeti olduğu zem ve kadih davalarında, işlemi yapan bakanın yaptığı işlemin yasaya aykırı olup olmadığının hiç değerlendirilmemiş olmasını, işlemin yasal olmadığını biliyor olup olmadığının, bu konuda ilgili taraflara yasal mevzuat ile yasa maddesini belirterek, hakkın iktisabı için gerekli yasal şartlarla ilgili bildirim yaptığını ve bu şartlara uyulmamasına yasa maddesine aykırı olarak müsaade ettiğini gösteren imzasını taşıyan evrakların ve ayni yoldaki bakanlıklar arası iç yazışmalarının hiç bir şekilde değerlendirilmemesinin, esasen işlemin yasallığının haberi ileten gazetecinin kötü niyeti olarak değerlendirilirken hiç dikkate alınmamış olması incelenmesi gereken bir konudur” denildi.
Editör: TE Bilisim