Politis Fileleftheros gazetesinin yayımladığı Crans Montana tutanakları, özellikle de son akşam yemeği ve sonrası ile ilgili perde gerisinde kalan detaylar aktarmaya devam etti. Gazete 6-7 Temmuz 2017 gecesi yemek sırasında saatler 11.00’i gösterdiğinde Türkiye ve Yunanistan başbakanlarının Crans Montana’ya gelip gelmeyeceği tartışılırken Rum heyet üyeleri arasında “Kıbrıs’a dönüşünüz için otelden ayrılış saatiniz yarın sabah 07.00. Blue ait ile uçuş saat 10.50, varış saat 15.40” mesajının dolaştığını yazdı. Biraz sonra, yemekte bulunan Komisyon Başkanı Federica Mogherini’nin Hristos Stilianidis’e kısa mesajla, durumun hiç de iyi gitmediğini bildirdiğini yazan gazete şunları aktardı: “Yemeğin başlamasından yaklaşık bir saat sonra Başbakan Aleksis Çipras Andros Kiprianu ile telefon görüşmesi yaptı ve kendisinden Anastasiadis’i, konferansın başbakanların katılımıyla yükseltilmesini kabul etmeye ikna etmesini istedi. Kendisine (Kiprianu) asker çekilmesi konusunu görüşmek için Crans Montana’ya gitme konusunda Türkiye Başbakanı ile uzlaşı olduğunu söyledi. Kiprianu, ne yemeğin yer aldığı salona erişimi ne de Anastasiadis’in kararlarına etkisi olduğunu söyleyerek neden onunla (Anastasiadis) doğrudan konuşmadığını sordu. Çipras Kiprianu’ya iki kere konuştuğunu ancak Anastasiadis’in ‘Senin ülken değil. 74’te yaptığınızı şimdi de yapamayacaksınız’ diyerek geri adım atmadığını söyledi. Kiprianu’nun anlattığına göre bunun üzerine Çipras ‘senin ülken, senin sorumluluğun’ cevabını verdi. Aleksis Çipras’ın Anastasiadis’le ilk konuşma çabası başarısız oldu. Nikos Hristodulidis ile görüştü. Çipras, Crans Montana’ya gitmesi gerektiği kanaatindeydi. Mihalis Papapetru’nun anlattığına göre Nikos Hristodulidis kendisine ‘Yunanistan Kıbrıs’ı Zürih’te bir defa sattı, ikinci defa satmak mı istiyor’ dedi. Yemek arasında, Anastasiadis’in Diplomatik Büro Şefi Viktoras Papadopulos, kelimenin tam manasıyla Yunan Dışişleri Bakanlığı Genel Müdürü Dimitris Paraskevopulos’un yakasına yapıştı ve Yunanistan’ın yeni ihanetine dair (Hristodulidis’in) sözleri tekrarladı. Bu vukuatı Viktoras Papadopulos da ‘var olan gerilimden kaynaklı talihsiz bir olaydı’ diyerek doğruladı. Gece yarısını biraz geçe Yemeğe verilen arada Çipras ile Anastasiadis telefonda görüştü. Anastasiadis salondan dışarı çıktı ge geriye kalanlar antrede toplandı. Telefon görüşmesi çok sert olmalıydı çünkü Anastasiadis’in sesi içeriden duyuluyordu. Çipras Anastasiadis’e, başbakanların Crans Montana’ya gitmesini kabul etmesini rica ediyordu. Bir ara Anastasiadis’in (Çipras’a) ‘sen kendi ülkende, ben de benimkinde’ dediği işitildi. Başbakanların gelişini reddettiğinde Genel Sekreter ile yaptıkları ikili görüşmede aynısını, ‘onların ülkesi değil’ diyerek söylemişti. Gazete “Anastasiadis Neden İtibarsız” başlığıyla ayırdığı bölümde ise Anastasiadis’in “diplomatik olmayışı, kuşkuculuğu ve nihayet itibarsızlığı yalnız Cranas Montana’daki görüşmeler sırasında kendini göstermedi. Mustafa Akıncı ile ilk ciddi müzakereye girdiği Mont Pelerin’de başladı. Orada Kıbrıs Türk tarafı Rum tarafına ve BM’ye, 1974’ten sonra ilk kez toprağa dair elektronik bir harita verdi, karşılığında Anastasaidis’in sorunun iç yönlerine ilişkin Rum tezlerini netleştirmesi gerekiyordu. Anastasiadis bunu yapmak yerine herkesin önünde, Lefkoşa’da AKEL Genel Sekreteri Andros Kiprianu’nun itiraz ettiğini tekrar istişare etmek için Lefkoşa’ya dönmesi gerektiği yalanını söyledi. Elbette ki sorun Kiprianu değil, Anastasiadis’in Yunanistan ile anlaştıklarını aştığını gazetecilere sızdıran Nikos Kocias idi. Andros Kirprianu daha sonra Ulusal Konsey’de, neden adını kullanarak yalan söylediğini sorması üzerine Anastasiadis ‘ne deseydim, Yunanistan’la sorun olduğunu mu?’ cevabını verdi. Daha sonra gerek Anastasiadis gerek AKEL Başbakan Çipras nezdinde girişimde bulunup Kocias’ın görevden alınmasını istedi, bunu Kocias da kitabında doğruladı. Aynı problematik tavrı Cenevre Konferansı’nda da sergiledi. Kocias Anastasiadsi’e bilgi vermeden garantör güçler toplantısı çağırdığı için Kıbrıs ve Yunan heyetleri çatışma noktasına geldi. Anastasiadis ile birlikte Mustafa Akıncı da tepki gösterdi. Altı ay sonra Nikos Kocias’ın, Kıbrıs’taki federasyon karşıtlarını ve aşırı milliyetçi cepheyi tatmin eden yıpratıcı tutumu, Crans Montana’ya artık Kıbrıs sorununu çözmek için değil sorunun bir aşamasını daha yönetmek için gitmek isteyen Anastasiadis’i de aşıladı. Ağıt, yemeğe verilen ara sırasında, Yunan heyeti ile çıkan yeni bir çatışma çerçevesinde Çipras’ın Crans Montana’ya gidişi engellendiğinde patladı. Ertesi gün (7 Temmuz) 2018’deki başkanlık seçimi için her şey hazırdı. Crans Montana’daki ‘vatansever dönüş’ tutumu ile Annan planını desteklediği 2004’te kendisine ‘hain diye küfreden herkesi ikinci turda kazanacaktı. Ancak bu dönüşün başka sebepleri de vardı. 1- Rusya’nın, Genel Sekreter’in, sorumluluğun tamamını kendisine (Anastasiadis) yüklemesine müsaade etmeyeceği taahhüdü (Rusların bu katkısı çok yoruma açıktır) 2- ve ‘Limasol uçuyor’ vardı: Yatırım Karşılığı Vatandaşlık elindeydi, aile işletmeleri prim yapıyordu ve etrafındaki dar kafalı elit, Kıbrıslı Türklerin, çeşitli yatırımlardan ve ünlü dolandırıcılardan gelecek milyarlar pastasından pay verilmemesi gerektiğini düşünüyordu.”