UBP Genel Sekreteri ve Gazimağusa Milletvekili Oğuzhan Hasipoğlu, Meclis Genel Kurulu’nda AKPA temasları ve Kıbrıs raporu ile ilgili söz aldı.
Konuşmasında Kıbrıs tarihine değinerek Ada’da 1960’lı yıllardan başlayarak tarihi perspektifi aktaran Hasipoğlu, Rum tarafının Kıbrıs Türk tarafıyla yönetimi paylaşmak istemediğini, nitekim Annan Planı ve Crans-Montana süreçlerini akamete uğratan taraf olduğunu hatırlattı.
Hasipoğlu, Kıbrıslı Türklerin yıllardır izolasyonlar altında yaşamak durumunda bırakıldığını, raporda ise sadece Rumların mağduriyetine odaklanılarak, seçici bir yaklaşım sergilendiğini, oysa Kıbrıslı Türklerin insan haklarının yıllardır ihlal edilmekte olduğunu vurguladı.
Eski BMGS Kofi Annan’ın 2004’teki raporundaki ifadeleri hatırlatan Hasipoğlu, artık Kıbrıslı Türklere uygulanan izolasyon ve ambargoların kaldırılması gerektiğini ifade etti.
Hasipoğlu, AKPA’nın, Kıbrıs meselesinin 6 başlığın biri olan Toprak Konusu’nun alt başlığı Maraş’ı tek başına gündemine almak yerine, Kıbrıslı Türklerin yaşam ve insan hakkı ihlalleri ve tutulmayan sözleri tartışması gerektiğinin altını çizdi.
Kürsüden, “Ortega Raporu’nu gösteren Hasipoğlu, iddia edildiği gibi Kıbrıs sorunun 1974 yılında başlamadığını, 1955-1964 yılları arasında 103 Türk köyünü boşaltmak zorunda kalan Kıbrıslı Türklerin, adanın %3”lük bir kısmında yaşamak zorunda kaldıklarını, bu durumun da BM tarafından Ortega isimli bir rapor ile tespit edildiğini hatırlattı.
Hasipoğlu, tüm bu gerçekler ışığında tüm çözüm planlarına ve BM önerilerine hayır diyen Rum tarafının hassasiyetini gözeten tek taraflı bir raporun tartışılmasının hakkaniyetli olmayacağını üyelerin dikkatine getirdi.
Hasipoğlu, Kıbrıslı Türklerin defalarca göçmen olduğunu ve Güney’de mülklerini terk etmek durumunda bırakıldığını, KKTC tarafı TMK marifetiyle Rumlara çözümler sunarken, GKRY’nin Kıbrıslı Türklerin mülklerini Vasilik Kurumu’na devrettiğini ve herhangi bir çözüm önerisi sunmadığını vurguladı.
Maraş konusunda alınan BMGK kararlarının güncelliğini yitirdiğini ve adadaki gerçekliklerle bağdaşmadığına dikkat çeken Hasipoğlu, raporun adadaki dengeleri gözetmediğini, sadece bir tarafın hassasiyetlerini yansıttığını, objektif olmadığını, hassas dengeleri bozabileceğini, BM Kişisel Temsilcisi Holguin’in mekik diplomasisinin devam ettiğini, zamanlamasının uygun olmadığını belirterek, tüm bu gerçekler ışığında AKPA’daki bu raporun derhal geri çekilmesini talep etti.