“Hiçbir şey acımızı dindirmeyecek ama adaletin tecelli etmesini sağlamak bizim çocuklarımıza sorumluluğumuzdur”
Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Başkanı Tufan Erhürman, Adıyaman 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nde süren İsias Otel dava duruşmasında, salonda bulunmamalarının sanıklara büyük bir rahatlık sağladığını vurguladı.
Duruşmayı yerinden izleyen Erhürman, Ailelerin büyük bir metanetle yaşadıklarını anlattığını belirten Erhürman, anlatılanlarda çok değerli şeyler olduğunu ifade etti.
Dünkü duruşmada otel sahibinin açıklamalarının çok uzun olsa da özetle “Biz bu binayı yaparken her tür dikkat ve özeni gösterdik, hatta gereğinin ötesinde dikkat ve özen gösterdik” ve “Bu bir depremdir, yapacak bir şey yoktu” dediğini ancak otele ve otelin yakınlarındaki diğer binalara bakıldığında farklı bir tablonun görülebileceğini anlattı.
İsias’a yakın birçok binanın ayakta kaldığını, bu düzeyde bir can kaybının oradaki hiçbir binadan çıkmadığını kaydeden Erhürman, bunun "gereğinin ötesinde dikkat ve özen gösterdim" açıklamasını yalanlamaya yeterli olduğunu kaydetti.
Ruhsatlar konusundaki açıklamaların da çelişkili ifadeler içerdiğini belirten Erhürman, “Belli ki herhangi bir dikkat ve özen yok” dedi ve İsias’ın yıkılma ve kum yığını haline gelme şekline işaret etti.
“Aileler de anlatıyor, yaşam üçgeni oluşmasının imkânsız olduğu bir yıkıntı var” diyen Erhürman, Doruk ve Alp Akın’ın babası Osman Akın’ın sabahki konuşmasında davada sürekli geçen "maddi hakikat" ifadesine işaret ederek, Akın'ın “Maddi hakikat benim iki çocuğumun burada olmamasıdır, nedeni de sizin yeterli dikkat ve özeni göstermemenizdir” dediğini ifade ederek bunun çok can alıcı bir ifade olduğunu vurguladı.
-“Hiçbir şey acımızı dindirmeyecek ama adaletin tecelli etmesini sağlamak bizim çocuklarımıza sorumluluğumuzdur”
Yaşananların mahkemenin gözünde canlanması adına bugünün önemli olduğunu belirten Erhürman, “6 Şubat’ta biz çocuklarımızı kaybettik. Hiçbir şey acımızı dindirmeyecek ama adaletin tecelli etmesini sağlamak bizim çocuklarımıza sorumluluğumuzdur” dedi.
