İnsan Hakları konusunda çalışmalar yapan 7 sivil toplum örgütü, İnsan Hakları Platformu’nu kurdu

BEYATLI: “İNSAN HAKLARI HENÜZ KUTLANACAK NOKTAYA GELMEDİ” İnsan Hakları Platform Projesi Direktörü Derya Beyatlı konuşmasında insan haklarının ne dünyada ve de KKTC’de henüz kutlanacak noktaya gelmediğini dile getirdi  ve projenin amacının KKTC’de İnsan haklarının sadece saygı duyulmakla kalmayıp yüceltildiği, adil, demokratik, eşitlikçi ve kapsayıcı bir topluma ulaşılmasına katkı koymak olduğunu söyledi. “KKTC’DE CİDDİ  HAK İHLALLERİ VAR” KKTC’de ciddi hak ihlalleri bulunduğunu savunan Beyatlı, sivil toplumun karar alma mekanizmalarına dahil olmadığını, sistematik ve şeffaf karar alma süreçleri kurulmadığını, yasaların uluslararası yasalar ile uyumlaştırılamadığını, yasama yürütme yargıda insan hakları bakış açıcının mevcut  olmadığını ve  KKTC’nin uluslararası izleme mekanizmalarının bir parçası  olmadığını belirtti. Sivil toplum örgütlerinin kaynak sıkıntısı ve uluslararası örgütler ile irtibat kurmada sorunlar yaşadığını ifade eden Bayatlı , toplumda ekonomik ve  siyasi sıkıntıların ciddi bir bıkkınlık yarattığını da söyledi. İnsan haklarının hayatın ve sistemin her noktasında yayılması yönünde çalışacaklarını kaydeden Beyatlı, “Adada yaşayan tüm hak sahiplerine hakları konusunda bilgi verecek, hak ihlallerini takip edecek ve bu hakları savunmada destek olacağız” diye konuştu. Beyatlı, önlerindeki iki yıl içerisinde İnsan Ticaretiyle Mücadele, LGBTİ+ Hakları, Demokratik Haklar, Mülteci Hakları ve İşkence Yasağı ve Alıkonma Koşulları konularında çalışmalar yürüteceklerini de belirtti. DOCHERTY: “…İNSAN HAKLARINA SAYGISIZLIK ALANINA DÖNÜŞMESİNE İZİN VERİLMEMELİ” AB Program Destek Ofisi Bölüm Başkanı Michael Docherty de, konuşmasında platformu oluşturdukları koalisyondan dolayı kutladı ve Kıbrıslı Türkler’in karşı karşıya olduğu insan hakları açısından en önemli zorlukların çoğuyla ilgili olan yedi örgütü bünyesinde barındıran platformun giderek genişleyeceğine yönelik umut belirtti. Docherty bazı ülkelerin İstanbul Sözleşmesi aracılığıyla kadınlara ve kız çocuklarına yönelik şiddetle mücadele gibi temel düzeydeki taahhütlerinden vazgeçmelerinin üzücü olduğunu da ifade etti. Kuzey Kıbrıs’ın uluslararası hukuk açıcından özel bir durumda olduğunu belirten Docherty, “Ancak bunun bölgenin cezasızlık, dokunulmazlık ve uluslararası yönetişim ilkelerine ve insan haklarına saygısızlık alanına dönüşmesine izin vermek için bir neden olmamalıdır” diye konuştu.