Kıbrıslı Türk İnsan Hakları Vakfı, Özel Hayatın ve Hayatın Gizli Alanının Korunması Yasası ile Kişisel Verilerin Korunması Yasası tahtında dava açılmadan önce ifade özgürlüğü çerçevesinde konuların değerlendirilmesi ve “bilgi uçurma hakkı” ile ilgili yasal düzenleme yapılması çağrısında bulundu.   

Kıbrıslı Türk İnsan Hakları Vakfından yapılan açıklamada, ifade özgürlüğü kapsamında yayınlanan verilerin her zaman özel hayatın gizliliği hakkını ihlal ettiği düşüncesinin doğru bir yaklaşım olmadığına dikkat çekildi. 

Açıklamada, bazı verilerin, toplumun büyük  çoğunluğunu ilgilendirmesi yani kamu yararı taşıması ve ölçülülük ilkesine uygun paylaşılması halinde ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiği kaydedildi.   

Son zamanlarda, toplumun bütününü ilgilendiren konularda kamuya ait belgelerin ifşa edildiği gerekçesiyle polis aracılığıyla yürütülen soruşturmalar ve Savcılık tarafından açılan ceza davalarında, ifade özgürlüğüne yönelik gereken özenin gösterilmediği savunulan açıklamada, dava dosyasının geç dosyalanmasının da dava sürecini geciktirdiği, makul sürede yargılanma ilkesine aykırılık oluşturduğu ifade edildi. 

Şehitler Gazimağusa'da da anıldı Şehitler Gazimağusa'da da anıldı

 Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararlarında, kurum içerisinde görevi kötüye kullanan kişileri ifşa edenlerin korunmasının ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirildiği belirtilen açıklamada, bu hakkın insan hakları literatüründe “whistleblowing” olarak tanımlandığı, Türkçede ise “bilgi uçurma hakkı” olarak isimlendirildiğine vurgu yapıldı.   

Açıklamada, bilgi uçurma hakkının Avrupa Birliği’nin birçok ülkesinde yasa ile güvence altına alındığının ve  ifşa veya bilgi paylaşımı gerekçesiyle yapılacak olası yargılamaların engellendiğinin altı çizildi.