17 yaşındaki genç 37 yaşındaki adamı yaraladı! 17 yaşındaki genç 37 yaşındaki adamı yaraladı!
Finans uzmanı Dr. Kaan Kutlay, enflasyon ve işsizliğin en temel iki makroekonomik sorun olduğuna değindi. Kutlay, “Dünya ekonomisi çok karmaşık bir labirentin içinde mücadele ediyor” dedi. Finans uzmanı Dr. Kaan Kutlay, dünyadaki en güçlü üç para birimi olan sterlin, dolar ve euro arasındaki volatilitenin arttığına değinerek, “Son bir yılda doların, euro karşısında yüzde 16 ve pound karşısında yüzde 27 değer kazanması sonucunda üç rezerv para birimi arasında dolar ikinci sıraya yükseldi” dedi. Bu sonucun doğmasında ki en önemli nedenlerin ise pandemi süreci ve Ukrayna-Rusya savaşı ile oluşan jeopolitik riskler olduğunu ifade eden Kutlay, tedarik zincirinin kırılması ve artan emtia fiyatları sonucunda tüm dünyanın enflasyon sarmalının içerisine girdiğini kaydetti. “ENFLASYON VE İŞSİZLİK EN TEMEL İKİ MAKROEKONOMİK SORUN” “Enflasyon ve işsizlik en temel iki makroekonomik sorun” diyen Kutlay, başta FED olmak üzere diğer merkez bankalarının Ortodoks politikalar gereği faiz artırımı ile enflasyonu baskılamaya çalışmakta olduklarının altını çizdi. FED’in geçtiğimiz hafta politika faizini 75 baz puan artırmasından da bahseden Kutlay, bu yıl sonuna kadar 125 baz puanlık daha faiz artırımı yapabileceği tahminlerinin doların diğer para birimleri önünde değer kazanmasını sağlamakta olabileceğini söyledi. “Doların diğer para birimleri karşında değer kazanmasının önemli nedenlerinden biri de FED” ifadelerini kullanan Kutlay, FED’in diğer merkez bankalarından daha önce ve daha kararlı davrandığını belirtti. ABD ve İngiltere merkez bankalarının da faiz artırımına gittiğini ve bu sürecin sürmesinin beklendiğini dile getiren Kutlay, İngiltere’nin bir sonraki faiz kararında ‘Jumbo’ artış beklendiğine dikkatleri çekti. “OLUMSUZ GELİŞMELER GENELDE DOLAR'A YARAMAKTADIR” Küresel hisse senedi piyasalarındaki resesyon endişesi ve AB'de Rusya kaynaklı enerji krizi ihtimalinin artması nedeni ile doların güçlenmeye devam ettiğini söyleyen Kutlay, “Dolar endeksi, Mayıs 2002'den bu yana ilk defa 114.58 seviyesini gördü. Olumsuz gelişmeler genelde en güvenli liman olarak görülen dolara yaramaktadır” dedi. Kutlay, 2002’deki dolar değerinin artmasının temel nedenlerinden birinin ise 11 Eylül saldırıları ve ABD’nin Ortadoğu ve Afganistan politikası olduğundan bahsetti. AB’den gelen makroekonomik verilerin bölgeye ilişkin resesyon endişelerini artırdığının da gözlemlenmekte olduğunu ifade eden Kutlay, Rusya-Ukrayna savaşı ve bunun sonucunda gelişmesi muhtemel enerji krizinin de euro ve sterlini baskılamasının da beklendiğine vurgu yaptı. “JAPON YENİ’DE DOLAR KARŞISINDA DEĞER KAYBETMEYE DEVAM EDİYOR” Dünya ekonomisinin diğer önemli bir aktörünün ise Japonya olduğunu ancak Japonya’da da işlerin istenilen gibi gitmediğine değinen Kutlay, “Japon Yeni’de, dolar karşısında değer kaybetmeye devam ediyor” dedi. Kutlay, dünya ticaretinin önemli göstergelerinden olan Baltık Kuru Yük Endeksi’nin son bir yılda yüzde 60 değer kaybının ise dünya ticaretinin istenilen seviyede olmadığının göstergesi olduğunu kaydetti. Kısacası dünya ekonomisinin çok karmaşık bir labirentin içinde mücadele etmekte olduğunu dile getiren Kutlay, “Uygulanan bu politikalar sonucunda çoğu uzman ve analistin beklentisi resesyon” ifadelerini kullanarak kantarın topuzunun kaçıp stagflasyon süreci yaşanmamasını umduğunu ifade etti. Kutlay, tüm bu olumsuz gelişmeler yanında sevindirici gelişmelere petrol fiyatlarının düşüş eğiliminde olmasının ve pandemiden dolayı kırılan tedarik zinciri ile yüzde 100’den fazla artan taşımacılık maliyetlerinin göreceli olarak düşmesinin gösterilebileceğini kaydetti. “TÜRKİYE’DEN ÇOK DAHA GÜÇLÜ EKONOMİYE SAHİP ÜLKELERİNDE, DOLARIN RALLİSİNE KARŞI MÜDAHALE EDEMEDİĞİ GÖRÜLMEKTEDİR” Kutlay, “Ülkemiz ise Türkiye’de uygulanan heterodoks politikaların etkisi altındadır, gerçi Türkiye’den çok daha güçlü ekonomiye sahip ülkelerinde, doların rallisine karşı müdahale edemediği görülmektedir” açıklamasında bulundu. “Ülkemizden çıkan para dolar, giren ise euro” diye konuşan Kutlay, bunun özellikle ‘Güney komşularımızın’ piyasaya bıraktığı kaynak olduğunu ifade etti. Kutlay, bu yönden olumsuz olarak etkilenileceğine değinerek, ülkemizde bazı mal ve hizmetlerin pound üzerinden olması ve pounda yaşanan düşüşün piyasaya yansımasını umduğunu da kaydetti. “PETROL FİYATLARINDAKİ DÜŞÜŞ AKARYAKIT POMPA FİYATLARINA YANSIMALI” Kutlay, son olarak ise petrol fiyatlarındaki düşüşün akaryakıt pompa fiyatlarına gerçek anlamda yansıtılması gerektiğine vurgu yaptı.