2016 yılında Sağlık Bakanlığı’na bağlı Devlet Laboratuvarı’nda yaşanan olayda, hiç alınmamış iki laboratuvar cihazı için devletten milyonlarca lira talep edilen davanın başlamaması kamuoyunda rahatsızlık yaratmaya devam ediyor.
Skandalın merkezinde dönemin sağlık bakanlığı müsteşarı Kemal Deniz Dana yer alıyor. Ancak bugüne kadar Dana hakkında hiçbir adli işlem yapılmadı.
Devlet Laboratuvarı’nda görevli satın alma sorumlusu Nazife Türel’in, şirket sahibi eniştesi Ali Özören ile iş birliği içinde laboratuvara alınmamış cihazları alınmış gibi gösterdiği, sahte Bakanlar Kurulu kararları ve sahte sözleşmeler hazırladığı belirlendi.
Polis soruşturmasında, olaydan kısa süre sonra laboratuvarda çıkan yangının da delilleri karartmak için çıkarılmış olabileceği değerlendirildi.
Sözde alınan cihazlar için devletten yaklaşık 2 milyon 360 bin TL ödeme talep edildi, bunun bir kısmı olan 178 bin TL’lik ön ödeme de şirkete aktarıldı. Sağlık Bakanlığı bu durumu fark ederek ödeme sürecini durdurdu ve polise suç duyurusunda bulundu.
Olayın belgelerinde dönemin müsteşarı Cem Dana’nın imzası da yer alıyor.
Ancak Dana hakkında bugüne dek ne bir dava açıldı, ne de yargı süreci başlatıldı. Polis soruşturmasında isminin geçmesine rağmen dosyasının ilerletilmediği, hatta siyasi baskılarla üzerinin kapatıldığı iddiaları kamuoyuna yansıdı.
Diğer yandan olayla ilgili hazırlanan dosyada, Nazife Türel ve Ali Özören hakkında resmî evrakta sahtecilik, görevi kötüye kullanma ve sahtekarlıkla para temini suçlamalarıyla dava açıldı. Ancak bu dosya da hâlâ sonuçlanmadı. Mahkemelerde 2018 yılında teminata bağlanan zanlılar o yaklaşık 7 yıldır davası başlatılmadı.
Kamuoyu soruyor: Bu ülkede kim hesap verecek?
Olayın kamu kaynaklarıyla ilgili bir yolsuzluk girişimi olduğu açıkça belgelenmişken, adaletin neden işlemediği merak konusu. Üst düzey kamu görevlilerinin soruşturulmadan korunması ve dosyaların yıllarca bekletilmesi, yargı sistemine olan güveni zedeliyor.
Bu skandalın takipçisiyiz.
Kıbrıs Gerçek olarak, devletin kaynaklarını hedef alan bu tip olayların üzerinin örtülmemesi için soruyoruz:
“Hiç alınmayan cihazlar için devlet parası istenirken imza atanlar nerede? 7 yıl geçti, adalet hâlâ neden suskun?”