Kıbrıs müzakerelerinde bu yıl ilk kez “egemen eşit iki ayrı devletin varlığına ve kurumsal iş birliğine dayalı” çözüm konuşuldu.
Kıbrıs sorunu tarihinde bir dönüm noktası olarak nitelendirilen Kıbrıs Türk tarafının “iki devletli” çözüm vizyonu ilk kez masaya konuldu ve BM tutanaklarına geçti.
2021, başarısızlıkla sonuçlanan Crans Montana’daki uluslararası konferanstan sonra duran müzakere sürecini yeniden başlatmak için BM’nin zemin yoklamak üzere Kıbrıs’la ilgili tüm tarafları uzun bir aradan sonra gayri resmi toplantıda bir araya getirmesine tanıklık etti.
İsviçre’nin Cenevre kentinde 27-29 Nisan tarihinde, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in ev sahipliğinde Kıbrıs Türk ve Rum tarafları ile garantör ülkeler Türkiye, Yunanistan ve İngiltere’nin de katılımıyla yapılan “5+1” formatındaki gayriresmî Kıbrıs konulu konferansta, Kıbrıs’ta taraflar arasında ortak zemin bulunamadı. Aksine dört yıl aradan sonra yapılan görüşmelerde, taraflar arasında derinleşen siyasi farklılıklar gün yüzüne çıktı. Kıbrıs Türk tarafı iki devletin iş birliğine dayalı çözüm önerisinde bulunurken, Kıbrıs Rum tarafı ise federal çözüm modeli ve resmi müzakerelerin Crans Montana’dan kaldığı yerden başlamasından yana olduğunu aktardı.
BM Genel Sekreteri Guterres, üç gün süren görüşmelerde, Kıbrıs sorununun çözümü konusunda resmi müzakerelerin başlaması için taraflar arasında “yeterli ortak zemin” bulamadıklarını açıkladı. Cenevre görüşmeleri sonrası Guterres, iki liderle, Berlin’de ayrı ayrı ve New York’ta gayriresmî üçlü toplantıda bir araya geldi ancak bu görüşmelerde de ortak zemin bulunamadı. Genel Sekreterin, yılsonuna doğru Kıbrıs Özel Temsilcisi ve Kıbrıs Özel Danışman Vekili olarak atadığı Kanadalı Diplomat Colin Stewart aracılığıyla iki taraf arasında ortak zemin olup olmadığını tespit etme çalışmalarını 2022’de de sürdürmesi bekleniyor.
1974’ten beridir kapalı bulunan ve Kıbrıs müzakerelerinde birçok kez pazarlık konusu olan Kapalı Maraş’ın geçen yıl başlayan kademeli açılma sürecinde “mülkiyet hakları” vurgusuyla Maraş’ta bir pilot bölgenin sivilleştirilmesi 2021’e damgasını vuran diğer önemli gelişme oldu. Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın başbakanlığı döneminde ilk kez gündeme gelen “Kapalı Maraş açılımı” konusunda ikinci aşamaya geçilen bu yıl 20 Temmuz’da, Kapalı Maraş’ın yüzde üç buçuğuna tekabül eden bir bölümü askeri bölge statüsünden çıkarıldı. Böylelikle uluslararası hukuk ve insan haklarına uygun olarak mülk ve mal sahiplerine, Taşınmaz Mal Komisyonu’na başvurarak, mallarını geri alabilme olanağı tanınmış oldu. Kapalı Maraş’taki mülklerle ilgili Kasım 2021’e kadar 410 Kıbrıslı Rum başvurdu.
Öte yandan, Türkiye, hidrokarbon kaynakları arama faaliyetleri nedeniyle sıcak gelişmelerin yaşandığı Doğu Akdeniz’de, bölgede güvenlik ve istikrarın yeniden tesis edilmesi amacıyla “Çok Taraflı Doğu Akdeniz Konferansı” düzenlenmesi önerisinde bulundu. Rum tarafının koronavirüs (Covid-19) salgını nedeniyle Nisan 2020'de askıya aldığı Doğu Akdeniz'deki sondaj programına yeniden başlayacağını duyurması ve tek taraflı hamleleri neticesinde bölgede gerginlik yeniden tırmandı. Rum tarafının tek tarafı hamlelerine karşı adımlar atılacağı uyarısında bulunan Türkiye ile
KKTC, Kıbrıs Türk tarafının hidrokarbon kaynaklarına ilişkin 13 Temmuz 2019 tarihli öneriyi ve tüm tarafları bir araya getirecek Doğu Akdeniz konferans çağrısını yinelendi.
4 YILLIK ARADAN SONRA YENİDEN
6 Ocak: Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, BM Genel Sekreteri’nin 26 Ekim 2020 tarihinde mektubu çerçevesinde, Kıbrıs’ta resmi müzakerelerin başlaması için adada iki taraf arasında ortak zemin olup olmadığını tespit etmek amacıyla iki tarafın ve üç garantör ülkenin katılımıyla yapılacak gayriresmî beşli toplantıya katılmaya hazır olduğunu bildirdi.
11 Ocak: BM Genel Sekreteri tarafından gayriresmî Kıbrıs toplantısı hazırlıklarını yürütmekle görevlendirilen BM Üst Düzey Yetkilisi Jane Holl Lute, Kıbrıs’ta iki liderle görüşme turlarını başlattı.
25 Ocak: Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Genel Sekreter ile telekonferans aracılığıyla görüşerek, Kıbrıs’ta egemen eşitliğe dayalı ve eşit uluslararası statüye sahip iki devletin iş birliği temeline dayalı yeni müzakere zeminine ihtiyaç olduğu görüşünü aktardı.
29 Ocak: BM Genel Sekreteri, Kıbrıslı taraflar anlaşırsa yeni fikirlere açık olduğunu açıkladı. Aynı gün, Cumhurbaşkanı Tatar’ın baş müzakerecisi Özel Temsilcisi Ergün Olgun olarak açıklandı.
4 Şubat: Cumhurbaşkanı Tatar, adaya ilk kez ziyarette bulunan Birleşik Krallık Dışişleri Bakanı Dominic Raab’la görüşerek, Kıbrıs Türk tarafının egemen eşitlik temelindeki pozisyonu aktardı.
25 Şubat: BMGS Sözcüsü Stephane Dujarric, Guterres’in Kıbrıs sorununun nihai çözümü için ortak zemin olup olmadığını tespit etmek amacıyla Kıbrıslı tarafları ve garantör ülkeleri 27-29 Nisan'da İsviçre’nin Cenevre kentinde gayrresmi toplantıda bir araya getireceğini açıkladı.
5 Mart: Cumhurbaşkanı Tatar, AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi, Avrupa Komisyonu Başkan Yardımcısı Josep Borrell ile iki devletli çözüm vizyonunu paylaştı.
29 Mart: AB Liderler Zirvesi’nin sonuç bildirgesinde Kıbrıs meselesine BM kararları temelinde çözüm bulunması istendi.
22 Nisan: Guterres, gayriresmî görüşmelere katılacak taraflardan "yaratıcı" fikirlerle gelmelerini beklediğini söyledi.
26 Nisan: Cenevre öncesi bir araya gelen Cumhurbaşkanı Tatar ile TC Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan
iki devletli çözüm konusunda mutabakat içerisinde olduklarını vurguladı.
27 Nisan: BM Genel Sekreteri Guterres ev sahipliğinde Kıbrıslı taraflar ile üç garantör ülkenin katılımıyla İsviçre’nin Cenevre kentinde üç gün sürecek gayrı resmi Kıbrıs konferansı başladı. Kıbrıslı taraflar ve üç garantör ülke, 2017’de başarısızlıkla sonuçlanan Crans Montana’daki müzakerelerin ardından ilk kez bir araya geldi. AB, konferansa gözlemci olarak davet edilmedi, ancak kıdemli diplomatlarını Cenevre’ye gönderdi. Konferansın ilk gününde Guteress, iki lider ile ayrı ayrı görüştü, tüm taraflar Guterres’in verdiği resepsiyonda buluştu. Cumhurbaşkanı Tatar, Guterres ile görüşmesinde, ilk kez, Kıbrıs Türk tarafının egemen eşitlik ve eşit uluslararası statü konusundaki pozisyonunu dile getirerek, kayıtlara geçirmiş oldu.
CUMHURBAŞKANI TATAR 6 MADDELİK ÖNERİDE BULUNDU
28 Nisan: Genel Sekreteri’nin başkanlık ettiği konferansın ikinci gününde Kıbrıs’taki taraflar ile garantör ülkelerin katılımıyla BM Cenevre Ofisi’nde 5’li toplantı yapıldı, ikili görüşmelerde de bulunuldu ve tüm taraflar Guterres’in verdiği gayriresmî akşam yemeğinde buluştu. Konferansın ikinci gününe Cumhurbaşkanı Tatar’ın Guterres ve taraflara sunduğu 6 maddelik önerisi damgasını vurdu. Öneride, Kıbrıs'ta iki tarafın eşit egemenliğinin sağlanmasıyla, BM himayesinde sonuç odaklı ve takvimi belli olan resmi müzakerelere başlanabileceği belirtildi.
29 Nisan: BM öncülüğünde gayriresmî beşli görüşmelerinden sonuç alınamadı. Genel Sekreter, konferansta, Kıbrıs sorununun çözüm müzakerelerine başlanabilmesi için “yeterli ortak zemin” bulunamadığını ancak pes etmediğini, bu konuda çalışmaya devam edeceğini açıkladı. Guterres, Kıbrıs Türk tarafının iki devletin iş birliğine dayalı çözüm önerisinde bulunduğunu, Kıbrıs Rum tarafının ise federal çözüm modeli ve resmi müzakerelerin Crans Montana’dan kaldığı yerden başlamasından yana olduğunu aktardı. Tatar ile Çavuşoğlu, Türk tarafının egemen eşitlik talebinin Cenevre’deki toplantısında kayıtlara geçtiğini belirterek, toplantıyı “Kıbrıs sorunu tarihinde bir dönüm noktası” olarak nitelendi.
Türk tarafı, Rum Yönetimi’nin Maraş ile Ercan Havalimanı’nın BM, Mağusa Limanı’nın da AB’nin kontrolüne verilmesi teklifini kabul etmedi ve ortak zemin bulunmadan Genel Sekreter'in Kıbrıs için Özel Temsilci (special envoy) atamasını uygun bulmadığını bildirdi.
10 Mayıs: Cumhurbaşkanı Tatar, Cenevre görüşmelerine ilişkin Meclis’te temsil edilen siyasi partileri bilgilendirdi. Ana muhalefet Cumhuriyetçi Türk Partisi toplantıya katılmadı.
28 Mayıs: Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, BM Genel Sekreteri’-ne mektup göndererek, Kıbrıs Türk tarafının Cenevre’de sunduğu önerileri “açık fikirle ele alma” çağrısında bulundu.
3 Haziran: Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, BM Barış Gücü Misyon Şefi Elizabeth Spehar’ın daveti üzerine Rum lider Anastasiadis ile mutabık kaldıkları geçiş noktalarının karşılıklı olarak yeniden açılması konusuyla ilgili çevirim içi görüşme yaptı.
EGEMEN EŞİTLİK VE ULUSLARARASI STATÜNÜN KARŞI TARAFLA EŞİTLENMESİ TALEBİ
22 Haziran: Cumhurbaşkanı Tatar, BM Üst Düzey BM Yetkilisi Jane Holl Lute’a, resmi müzakerelere geçilebilmesi için Cenevre’de sunduğu 6 maddenin, özellikle “egemen eşitlik ve uluslararası statünün karşı tarafla eşitlenmesini” içeren ilk maddenin kabulünün önemli olduğunu yineledi.
25 Haziran: AB Liderler Zirvesi Bildirisinde, Kıbrıs sorununun siyasi eşitliğe dayalı iki toplumlu, iki bölgeli federasyon temelinde çözümüne destek bildirildi. Bildiride, Kapalı Maraş'ta BM Güvenlik Konseyi kararlarının uygulanması çağrısında bulundu. Zirve sonrası AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, “AB olarak iki devletli bir çözümü asla kabul etmeyeceğiz” dedi. Kıbrıs Türk tarafı ve Türkiye, kararların “Kıbrıs Türklerini yok saydığını ve eşit haklarını görmezden geldiğini” belirttiler.
GENEL SEKRETER, BRÜKSEL’DE İKİ LİDERLE AYRI AYRI GÖRÜŞTÜ
25 Haziran: BM Genel Sekreteri, AB Liderler Zirvesine ev sahipliği yapan Brüksel’de, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ve Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis ile ayrı ayrı görüştü. Tatar, Kıbrıs Türk tarafının, Guterres’in resmi müzakerelerin başlamasına yönelik taraflar arasında ortak zemin bulunması için bir özel temsilci atama önerisini değerlendireceklerini açıkladı.
13 Temmuz: Dışişleri Bakanlığı, AB Komisyon Başkan Yardımcısı ve Dışişleri ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell’in 12 Temmuz tarihli AB Dışişleri Konseyi Toplantısı sonrasında “Kıbrıs’ta iki devletli çözüm modelini reddettikleri” açıklamasını “talihsiz” olarak nitelendirdi. Dışişleri Bakanlığı ayrıca, benzer ifadelerde bulunan AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen’in açıklamalarına da tepki göstermişti.
21 Eylül: TC Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, BM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada, "Kıbrıs meselesinde adil, kalıcı ve sürdürülebilir çözüm, ancak sonuç odaklı, gerçekçi bir yaklaşımla mümkündür. BM'nin eşit olarak kabul ettiği Ada'daki iki halktan birinin lideri sizlere hitap edebilirken, diğer liderin bu platformda sesini duyuramaması adil değildir” dedi.
24 Eylül: Cumhurbaşkanı Tatar, BM Genel Kurulu’na hitap eden Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in “saldırgan bir üslupla Kıbrıs Türk tarafı ve Türkiye’ye karşı bilinen iddia ve suçlamalarını tekrarladığını” söyledi.
CUMHURBAŞKANI TATAR, NEW YORK’TA GENEL SEKRETER İLE GÖRÜŞMESİNDE “İKİ DEVLETLİ ÇÖZÜM” ÖNERİSİNİ YİNELEDİ
25 Eylül: Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, New York’ta BM Genel Merkezi’nde Genel Sekreter Antonio Guterres ile görüştü. Tatar, görüşmede, “iki devletli çözüm” önerisini yineledi.
27 Eylül: Genel Sekreter, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ve Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis ile New York’ta gayri resmi üçlü görüşmede bir araya geldi. Guterres’in görev süresi dolan Jane Holl Lute’un yerine, güven artırıcı önlemler ve iki taraf arasında diyalogun yeniden başlaması için ortak zemin olasılığının araştırılması için özel temsilci atama yönünde hareket edebileceği belirtildi.
28 Eylül: Cumhurbaşkanı Tatar, New York’taki gayri resmi görüşmede, Kıbrıs’ta tarafların hayatın iyileştirilmesine yönelik iş birliği ve teknik komitelerin güçlendirilmesinde mutabık kaldıklarını açıkladı.
30 Eylül: Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, New York temasları hakkında Meclis’te temsil edilen siyasi partileri bilgilendirdi. Cumhuriyetçi Türk Partisi ve Toplumcu Demokrasi Partisi toplantıya katılmadı.
5 Kasım: BM Genel Sekreteri, yeni BM Genel Sekreteri Özel Temsilcisi ve BM Barış Gücü (UNFICYP) Şefi olarak Kanadalı diplomat Colin Setwart’ı atadı. Stewart, ayrıca BM Genel Sekreteri’nin Özel Danışman Vekilli görevini de yürütecek. Stewart, 30 Kasım’da görev süresi dolan Elizabeth Spehar’ın yerine atandı.
10 Kasım: Cumhurbaşkanlığı, yeni BM Temsilcisi Colin Stewart’ın atanmasının ardından, kararlaştırılacak belli bir süre için, müzakerelerin başlaması için ortak zemin bulunup bulunmadığını tespit etmek maksadıyla Genel Sekreter’in “şahsi temsilci” atamasını beklediklerini açıkladı.
İKİ LİDER, NEW YORK’TAKİ GAYRİRESMİ ÜÇLÜ GÖRÜŞMEDEN SONRA, İLK KEZ, YENİ BM TEMSİLCİSİ’NİN EV SAHİPLİĞİNDEKİ RESEPSİYONDA BULUŞTU
10 Aralık: 6 Aralık’ta resmen göreve başlamak için Kıbrıs’a gelen yeni BM Temsilcisi Colin Stewart, Cumhurbaşkanı Tatar ve Rum Yönetimi Başkanı Anastasiadis ile ayrı ayrı görüştü. Tatar, Kıbrıs’ta resmi müzakerelere geçilebilmesi için KKTC’nin egemenliğinin kabul edilmesi gerektiği görüşünü yineledi. Stewart ise BM’nin sürece katkı koymak için her türlü çabayı göstereceğini söyledi.
14 Aralık: Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ve Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis, yeni BM Temsilcisi Colin Stewart ev sahipliğinde düzenlenen BM’nin “Yıl Sonu Resepsiyonu”na katıldı. İki lider, 27 Eylül’de New York’ta BM Genel Sekreteri ile gayriresmî üçlü görüşmede bir araya gelmelerinin ardından ilk kez buluştu. Stewart, Kıbrıs konusunda her iki tarafın karşılıklı kabul edebileceği bir yol bulmaları arzusunu dile getirirken, teknik komitelerin elde ettiği başarılara değindi.
15 Aralık: Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Kıbrıs’ın her iki tarafının yararına olacak teknik komite çalışmalarının geliştirilmesine destek bildirerek, teknik komiteleri; iki halkın günlük yaşamlarını kolaylaştırmaya katkı koyacak önemli bir mekanizma ve iki taraf arasında verimli iş birliğini sağlamaya ve güven yaratmaya yardımcı olacak köprü olarak nitelendirdi.
TÜRKİYE “ÇOK TARAFLI DOĞU AKDENİZ KONFERANSI” ÖNERİSİNDE BULUNDU
11 Ocak: Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Brüksel’de görüştüğü AB liderlerine, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Doğu Akdeniz’deki hidrokarbon gelişmeleri konusunda tüm tarafların katılımıyla uluslararası bir konferans teklifinde bulunduğunu açıkladı.
25 Mart: AB Liderler Zirvesi Bildirisinde, Türkiye’nin son dönemde Doğu Akdeniz’de sismik araştırma ve sondaj faaliyetlerine ara vermesini olumlu bir davranış olarak nitelendirildi, Yunanistan ile istikşafi görüşmeler ve BM şemsiyesi altında Kıbrıs müzakerelerinin desteklendiği ifade edildi. AB Yüksek Temsilcisi, Türkiye düzenlenmesini teklif ettiği “Çok Taraflı Doğu Akdeniz Konferansı” hazırlıklarını yürütmekle görevlendirildi.
1 Temmuz: Dışişleri Bakanlığı,
GKRY’nin Amerikan enerji şirketi Exxon Mobil’in Kasım-Aralık 2021’de Doğu Akdeniz’de doğalgaz arama çalışmalarına yeniden başlayacağı yönündeki açıklamasına, “Rum tarafının hidrokarbon kaynaklarına ilişkin tek taraflı faaliyetleri devam ettiği sürece, Kıbrıs Türk tarafı da hak ve çıkarlarını korumak için eşdeğer ve eşzamanlı adım atmaya devam edecektir” yanıtını verdi.
BÖLGEDE GERGİNLİK
3 Ekim:
Güney Kıbrıs Rum Yönetimi makamlarının 29 Eylül'de yayımladığı Navtex aracılığıyla 3 Ekim’de Malta bayraklı, İtalyan sahipli Nautical Geo araştırma gemisinin Doğu Akdeniz'de araştırmalara başlayacağını ve kasımda ise Exxon Mobil’in yeniden sondaj çalışması yapmayı planladıklarını duyurması bölgede yeniden bir gerginliğe yol açtı. Türk kıta sahanlığına izinsiz girme teşebbüsünde bulunan Nautical Geo, Deniz Kuvvetleri Komutanlığına bağlı unsurlarca Türk kıta sahanlığı dışına çıkarıldı. Cumhurbaşkanlığı, KKTC ve Türkiye Dışişleri Bakanlıkları, bölgede tek taraflı faaliyetlerden kaçınma ve hidrokarbon kaynakları konusunda iş birliğine açık olunma önerisini yinelendi.
8 Ekim: Bu gelişmelerin ardından Türkiye, yeni bir Navtex yayımlayarak Oruç Reis'in sismik araştırmalar için Akdeniz'e açılacağını duyurdu. Rum Yönetimi de 9 Ekim’de “karşı-Navtex” yayınladı. Türkiye karşı bir Navtex daha yayımlayarak Rum Kesimi’nin iddialarını reddetti ve çalışmaların Türk kıta sahanlığında devam edeceğini bildirdi.
21 Ekim: Dışişleri Bakanlığı, GKRY’nin KKTC ruhsatlarını kapsayan alanda NAVTEX ilanı ve Nautıcal Geo adlı gemiyle icra ettiği hidrokarbon bağlantılı araştırmalarla Doğu Akdeniz’de gerginliği tırmandırdığını yineledi. TC Dışişleri Bakanlığı da, GKRY'nin sondaj planlarını gerçekleştirmesi halinde Kıbrıs Türklerinin haklarını korumak için mukabele edeceklerini açıkladı.
13 Kasım: Dışişleri Bakanlığı, GKRY’nin 12 Kasım tarihinde yayınladığı yeni bir NAVTEX ile, Nautical Geo adlı gemiyle, 12-17 Kasım tarihleri arasında KKTC ruhsat alanlarını kapsayan bir araştırma icra edeceğini duyurmasına tepki gösterdi ve Rum tarafının tek yanlı eylemlerini kınadı. Açıklamada, Kıbrıs Türk tarafının hidrokarbon kaynaklarına ilişkin 13 Temmuz 2019 tarihli önerisi ve Türkiye’nin tüm tarafları bir araya getirecek Doğu Akdeniz konferans çağrısı yinelendi.
10 Aralık: Dışişleri Bakanlığı, Exxon-Mobil ve Katar Petrolleri şirketler ortaklığı ile GKRY arasında imzalanan anlaşmayı “Kıbrıs Türk halkının haklarının gasp edilmesi ve Türkiye’nin haklarının yok sayılmasının tescili” olarak nitelendirdi. TC Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da, “Hakça paylaşım oluncaya kadar biz de KKTC'nin ruhsat verdiği alanlarda Kıbrıs Türk halkı için çalışmalarımızı sürdüreceğiz" değerlendirmesinde bulundu.
15 Aralık: Türkiye, yeni bir Navtex ilan ederek, Doğu Akdeniz bölgesinde, Oruç Reis araştırma gemisi için mevcut olan Navtex’i 22 Ocak 2022 tarihine kadar yeniledi.
17 Aralık: Dışişleri Bakanlığı ve Türkiye Dışişleri Bakanlığı, AB Genel İşler Konseyi’nin Genişleme Kararının Doğu Akdeniz ve Kıbrıs meselesine ilişkin bölümlerini “tek yanlı, tutarsız ve Rum-Yunan ikilisinin maksimalist tutumunu yansıtan kararlar” olarak nitelendirdi.
KAPALI MARAŞ’IN TARİHİ KADEMELİ AÇILIMINDA İKİNCİ AŞAMAYA GEÇİLDİ
20 Temmuz: Kapalı Maraş’ın kamuya ait Demokrasi Caddesi ile sahil kısmının bir bölümünün 8 Ekim 2020’de açılmasıyla başlayan kademeli açılma sürecinde ikinci aşamaya geçildi Cumhurbaşkanı Tatar, 20 Temmuz Kıbrıs Barış Harekatı’nın 47’inci yıl dönümünde, mülkiyet mağduriyetlerinin giderilmesi amacıyla, 12 Temmuz tarihli Bakanlar Kurulu kararıyla, Kapalı Maraş’ın yüzde üç buçuğuna tekabül eden pilot bölgenin askeri statüsünün kaldırılarak, iade talebiyle başvuran hak sahiplerine Taşınmaz Mal Komisyonu’nun bu yönde karar vermesine olanak sağlanacağını açıkladı. TC Cumhurbaşkanı Erdoğan, Maraş'ta yeni bir dönemin başlayacağını söyledi. Aynı gün, Kapalı Maraş’ta bulunan Bilalağa Mescidi ile Maraş Millet Bahçesi halkın ziyaretine açıldı.
2 Ağustos: Cumhurbaşkanı Ersin Tatar başkanlığında “Kapalı Maraş'ın açılım süreci" gündemiyle toplanan Bakanlar Kurulu’nda, Taşınmaz Mal Komisyonu’nun güçlendirilmesi konusu ele alındı.
23 Ağustos: Rum lider Nikos Anastasiadis başkanlığında yapılan kabine toplantısında, Kapalı Maraş’ın açılım sürecine müdahil olan bazı KKTC devlet ve hükümet yetkililerine "pasaportlarını geri alma (iptal), yenilememe veya pasaport vermeme" kararı alındı.
8 Ekim: Kapalı Maraş’ın kamuya ait Demokrasi Caddesi ile sahil kısmının bir bölümünün ziyarete açılmasının yıl dönümünde yaklaşık 249 bin kişinin bölgeyi ziyaret ettiği açıklandı.
14 Ekim: Kapalı Maraş’ta, Bakanlar Kurulu’nun Temmuz 2021’de aldığı kararla asker kontrolünden, sivil idareye devredilerek, pilot bölge olarak belirlenen yüzde 3 buçukluk alanda yol, elektrik ve yağmur drenaj gibi altyapı çalışmaları yapılmaya başlandı.
16 Kasım: AB liderleri, Maraş konusunda Türkiye’ye “tek taraflı adım attı” eleştirisinde bulunup, Aralık’taki Dışişleri Bakanları Toplantısı öncesinde bir "seçenekler belgesi" hazırlayacağı açıklaması yaptı.
30 Kasım: TMK Başkanı Növber Ferit Veçhi, Kapalı Maraş’ın açılımıyla birlikte Maraş’taki mallarla ilgili başvuruların arttığını, Şubat 2020’de 280 olan başvuru sayısının açılımla birlikte 338’e çıktığını ve kasım sonu itibariyle bu rakamın 410'a yükseldiğini açıkladı. Başvuruların ne kadarının sivilleştirilen yüzde 3.5’lik kısımda olduğunun belirlenmesine yönelik çalışmaların devam ettiği kaydedildi. Temmuz sonu itibarıyla, 3.5’lik alanla ilgili olarak TMK’ya 36 başvuru yapıldığı açıklanmıştı.
13 Aralık: AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, Kıbrıs sorununun çözümüne yönelik olumlu ortamın yaratılmasına yardımcı olmak için Maraş ile ilgili güven artırıcı önlemler çağrısında bulundu.
15 Aralık: AB Genel İşler Konseyi’nin 14 Aralık'taki toplantısında kabul edilen Genişleme Kararlarında, “Türkiye'nin Maraş ile ilgili olarak BM Güvenlik Konseyi kararlarına aykırı olan tek taraflı eylemlerini kınadı ve bu eylemlerin ve Ekim 2020'den bu yana Maraş'ta atılan tüm adımların geri alınmasını” talep etti. Dışişleri Bakanlığı, “kararları, AB’nin Kıbrıs Rum tarafının yönlendirmesi ile hareket etmeyi tercih ettiğinin bir göstergesi” olarak nitelendirdi.
22 Aralık: 15-16 Aralık'ta yapılan AB devlet ve hükümet başkanlarının Zirve Toplantısının ardından yayınlanan sonuç bildirisinde Türkiye başlığı taşıyan bölümünde daha önceden alınan AB Zirve kararlarına gönderme yapıldı. “Türkiye'nin Kıbrıs ihtilafında yapıcı bir tutum içerisinde olması beklentisi dile getirilen bildiride, “KKTC'de bulunan Maraş bölgesinin yerleşime açılmasının BM Güvenlik Konseyi kararlarına aykırı olduğu” belirtildi.
MURATAĞA VE SANDALLAR’DA 11 ÇOCUK ŞEHİT KİMLİKLENDİRİLDİ
6 Ocak: Kayıp Şahıslar Komitesi (KŞK) Kıbrıslı Türk üye görevine, 1 Ocak’tan itibaren, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar tarafından Hakkı Müftüzade atandı. Kayıp Şahıslar Komitesi’nin Aralık ortası verilerine göre, 492 Kıbrıslı Türk ve 1510 Kıbrıslı Rum olmak üzere toplam 2002 kayıp şahısın akıbetinin araştırıldığı proje kapsamında yapılan kazılarda 1182 kayıp kişinin kalıntılarına ulaşıldı. 732 Kıbrıslı Rum ve 291 Kıbrıslı Türk kayıp kişi olmak üzere toplam 1023 kayıp kişi kimliklendirilip ailelerine teslim edildi. Halen 778 Rum ve 201 Türk kayıp kişiye ulaşılamadı.
20 Aralık: Muratağa ve Sandallar köylerinde 14 Ağustos 1974’te terör örgütü EOKA-B tarafından katledilerek, toplu mezarlara gömülen en küçüğü 3, en büyüğü 17 yaşında olan 11 çocuk, Kayıp Şahıslar Komitesi’nce yürütülen çalışmalarla kimliklendirilip, devlet töreniyle defnedildi.