Cumhurbaşkanı Tatar,
New York ziyareti ve Kıbrıs konusuyla ilgili değerlendirmelerde bulundu.
Ekim 2020'de Cumhurbaşkanı seçilmesinin ardından yeni bir siyaset geliştirdiklerini belirten Tatar, bunun da Kıbrıs'taki bir anlaşmanın ancak egemen eşitlik ve yan yana yaşayan iki devletin iş birliği temelinde olabileceğini, bunu da tüm muhataplarıyla paylaştığını ifade etti.
Tatar, yeni vizyonlarını (Kıbrıs'ta iki devletli çözüm) Nisan 2021'de Cenevre'de Birleşmiş Milletlere (BM) sunduklarını anımsatarak, bundan önce federal temelde yapılan tüm müzakerelerde, Türk tarafının iyi niyetinin tüketildiğini ve Rum kesiminin samimiyetten yoksun davrandığını söyledi.
Rumların egemenliğini
KKTC'ye de yaymak için uğraştığına işaret eden Tatar, Türkiye'nin garantörlüğünün kalkması ve Türk askerinin Ada'dan çekilmesi durumunda, Kıbrıs Türklerinin Ada'da varlığını sürdürebilmesinin mümkün olmadığını vurguladı.
Tatar, "Halk olarak varlığımızı sürdürebilmek için uluslararası anlaşmadan kaynaklanan müktesep egemenlik haklarımızı tescil etmemiz lazım." dedi.
Türklerin 2004'te Annan Planı'na "evet", Rumların ise "hayır" demelerine rağmen Rumların AB'ye üye yapıldığını anımsatan Tatar, bu adımla Kıbrıs'taki muhtemel çözüm modellerinin daha zor hale geldiğini belirtti.
Tatar, "Kıbrıs'ta bir anlaşma olacaksa mutlaka kuzeyde egemen bir Türk devleti olması lazım. Egemen bir Türk devleti olmadan bu siyasetimizi, ulusal çıkarlarımızı ve milli hedeflerimizi asla sürdüremeyiz. Dolayısıyla dik durmamız lazım, kararlı olmamız lazım. Bütün uluslararası kamuoyu karşımızda da olsa, biz ana vatanımız Türkiye ve bazı dost ülkelerin desteğiyle bu siyasetimizi sürdürmek durumundayız. Türkiye Cumhuriyeti'nin desteği olmadan biz buradaki varlığımızı asla sürdüremeyiz." dedi.
Taraflar arasında egemen eşitliğin sağlanması halinde Kıbrıs'ta barış ve huzurun sürebileceğini kaydeden Tatar, bunun hem Kıbrıslı Türk hem de Rumlara katkı sağlayacağının altını çizdi.
Rum tarafına 1 ve 8 Temmuz'da olmak üzere BM aracılığıyla, hidrokarbon, elektrik, yenilenebilir enerji, su, Kıbrıs Adası'nın mayınlardan temizlenmesi ve düzensiz göçle mücadele konularında 6 yeni iş birliği önerileri sunduğunu anımsatan Tatar, Rumların iyi niyetli olmaları ve Kıbrıslı Türkler ile iş birliği yapmaları halinde Ada'nın çehresinin değişeceğini vurguladı.
Tatar, Kıbrıs Rum kesiminin bir süre önce kendilerine sözde Güven Artırıcı Önlemler sunduğunu, bu önerilerin içerisinde Ercan Havalimanı'nın BM kontrolünde, Gazimağusa Limanı'nın ise Avrupa Birliği (AB) kontrolünde açılmasının ve Maraş'ın BM'ye (yani Rum tarafına) devredilmesinin yer aldığını belirterek, Rum kesiminin otoritesinin KKTC'ye yayılması niyetindeki Güven Artırıcı Önlemleri görüşmelerinin ise mümkün olmadığını söyledi.
Rumlara 1 ve 8 Temmuz'da sundukları önerilerde "kimsenin otoritesini diğerinin üzerine yayma niyeti olmadığını" dile getiren Tatar, Ada'da iki devletin iş birliğini içeren tüm çalışmaları desteklediklerini kaydetti.
Tatar, New York'ta 24 veya 25 Eylül'de BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ile görüşeceklerini bildirdi.
Hem kendilerinin hem de Türkiye Cumhuriyeti yetkililerinin Kıbrıs'ın gerçeklerini uluslararası muhataplarına anlattığına dikkati çeken Tatar, bu gibi ortamlarda (BM Genel Kurulu sürecinde) bu gerçekleri diğer ülkelerin yetkilileriyle paylaşabilmenin büyük bir fırsat olduğuna değindi.
"Üçlü bir görüşme öngörülmüyor"
Guterres'in, Kıbrıs meselesine hakim biri olduğuna işaret eden Tatar, "BM Genel Sekreteri Guterres, BM parametreleri, Güvenlik Konseyi kararlarına (Kıbrıs konusunda) bağlı. Biz de o prensiplerin modasının çoktan geçtiğini söylüyoruz, üzerinden belki de 50 yıldan fazla zaman geçti. O günden bu günlere siyasette de ekonomide de çok büyük değişiklikler olmuştur. Bu değişiklikleri okuyarak, nasıl yeni bir siyaset ve düzen oluşturabileceğimizi tartışabiliriz. Bazı şeylere saplanıp kalmak yanlış olur. Benim anlayışıma göre, artık federasyon defteri kapanmıştır." dedi.
Tatar, Kıbrıs Rum kesiminde Şubat 2023'te yapılacak başkanlık seçimlerine mevcut lider Nikos Anastasiadis'in girmeyeceğini ve Rum liderin "müzakereleri sürdürmeyeceği" algısının oluştuğunu anımsatarak, "Guterres ile Kıbrıs'taki liderlerin (Tatar-Anastasiadis) üçlü bir görüşmesi öngörülmüyor çünkü gereği yok. Diğer temaslarımızla ilgili çalışmalar sürüyor, bunların bazıları gizli bazıları ise açık olacak. New York'taki temsilcilerimiz ve Türkiye'nin yetkilileri de çalışmalarını sürdürüyor." diye konuştu.
New York'ta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve Türk heyetiyle de toplantılar yapacağına işaret eden Tatar, bunun ardından BM Genel Sekreteri ve diğer ülkelerin yetkilileriyle görüşme arzusunda olduklarını söyledi.
Tatar, Kıbrıs'ın gerçeklerini dünyada bilen siyasetçi sayısının az olduğunu ve görüştükleri herkese bunları anlatma imkanı bulduklarını ifade ederek, "Kıbrıs'ta barış, huzur ve esenliğin devamını istiyorum. Diyalogdan ve toplantıdan hiç kopmadım, sürekli olarak görüşüyoruz. (Kıbrıs'ta bir anlaşma) Eğer kalıcı olacaksa, bizim egemen eşitliğimizin kabul görmesi lazım." ifadelerini kullandı.
Temmuzda Rumlara yaptıkları 6 öneriyle ilgili BM'nin, Rumlara yönelik herhangi bir baskısını görmediklerini kaydeden Tatar, Rumlardan da herhangi bir olumlu cevabın gelmediğini belirtti.
"Gayriresmi temaslardan kaçındığım yok"
Tatar, "Karşı taraf (Rumlar), bizi ne ayrı bir halk ne de devlet hak eden bir halk olarak görüyor. Onlara göre, esas devlet (sözde Kıbrıs Cumhuriyeti) orada ve biz de gidip o devlete yama olacağız. Bunu hiçbir Kıbrıslı Türk kabul etmez." diye konuştu.
Müzakere olsun diye müzakere yapma niyetinde olmadığını söyleyen Tatar, "Gayriresmi temaslardan kaçındığım yok. Resmi müzakerelere geçmek için egemen eşitliğimizin kabul edilmesini bekliyoruz. Yeni siyasetimiz böyle bir şey, Türkiye Cumhuriyeti'nin de buna tam desteği var." dedi.