Kıbrıs’ın sismik riskleriyle ilgili değerlendirmelerde bulunan Meteoroloji Uzmanı Anula Dimitriadu, bölgenin dinamik bir tektonik yapıya sahip olduğunun altını çizdi. Anula, özellikle son dönemde artan sismik aktiviteye dikkat çekerek şu ifadeleri kullandı:

“Kıbrıs, Doğu Akdeniz’deki en aktif sismik bölgelerden biri. Ada, Afrika, Avrasya ve Arap levhalarının kesişim noktasında yer alıyor. Bu tektonik yapı, fay hatlarının sürekli hareket halinde olmasına yol açıyor ve büyük depremlerin yaşanma olasılığını artırıyor.”

The clustering characteristics (Anselin Local Moran's I) of earthquakes with magnitude M>4 and above measured in instrumental period around the Cyprus İsland and its surroundings

Anula, özellikle Alayköy’ün güneyinde yer alan Kokkinotrimithia ile Güzelyurt (Morphou) arasındaki Ovgos Fay Hattı'nın hareketliliğine işaret ederek, bu bölgedeki deprem potansiyelinin yakından izlenmesi gerektiğini belirtti.

“Ovgos Fayı’nın aktif bir fay olduğu biliniyor. Ancak, ne zaman ve hangi büyüklükte bir deprem üretebileceğini kesin olarak söylemek mümkün değil. Bu belirsizlik, bizi hazırlıklı olmaya itiyor. Her bireyin deprem çantası hazırlamalı, içerisine su, düdük ile el feneri koymalı ve güvenli yaşam alanları oluşturması hayati öneme sahiptir.”

Yerbilim Mühendisleri Odası Başkanı Oğuz Vadilili ...

"BÜYÜK BİR DEPREM BEKLENİYOR"

Uzmanlar tarafından yapılan modellemelere değinen Anula, önümüzdeki üç yıl içinde 6 ila 8 büyüklüğünde bir deprem beklendiğini ifade etti. Bu büyüklükteki bir depremin Kıbrıs genelinde ciddi etkiler yaratabileceğini vurguladı:

“Bölgede birikmiş enerji, büyük bir deprem olasılığını artırıyor. Ancak, bu tür olaylar uzun vadeli değerlendirmelere dayalı tahminlerdir ve kesin bir zaman vermek mümkün değildir. Önemli olan, her an bir deprem olacakmış gibi hazırlıklı olmaktır.”

TOPLUMSAL HAZIRLIK ŞART

Son olarak Anula, bireylerden yerel yönetimlere kadar herkesin üzerine düşeni yapması gerektiğini söyledi:

İskele'de şehitleri anma töreni... İskele'de şehitleri anma töreni...

“Kıbrıs halkı olarak, sismik riskleri dikkate alarak yaşam biçimimizi gözden geçirmeliyiz. Dayanıklı binalar, toplumsal bilinçlendirme kampanyaları ve sürekli eğitim, deprem sonrası kayıpların en aza indirilmesine katkı sağlayacaktır.”