Uyuşturucuya geçit yok! Uyuşturucuya geçit yok!
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, devletten, egemenlikten, Türkiye'nin garantörlüğünden ve Türk askerinden vazgeçilmeyeceğini vurgulayarak, “KKTC'yi daha da yüceltip, Anavatan Türkiye ile birlikte yolumuza devam edeceğiz” dedi. KKTC’nin 39’uncu kuruluş yıl dönümü kutlamaları Cumhurbaşkanı Ersin Tatar'ın Bayrak Radyo Televizyon Kurumu’nda (BRTK) yaptığı konuşma ile başladı. Konuşmasına, “Kahraman Kıbrıs Türk halkı, değerli kardeşlerim. Bugün 15 Kasım. Bugün, kan ve can pahasına kurulan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin 39’uncu Yıldönümü. Bugün, özgürlük, bağımsızlık ve egemenlik mücadelemizin Cumhuriyet ile taçlandığı gün. Bugün, Kıbrıs Türk halkının en büyük bayramı. Cumhuriyet bayramınız kutlu olsun” ifadeleriyle başlayan Cumhurbaşkanı Tatar, " KKTC’nin temellerinde alın teri, emeği ve büyük fedakarlıkları bulunan kahraman halkımızı en içten duygularımla selamlarken, özgürlük liderimiz Dr. Fazıl Küçük ile Kurucu Cumhurbaşkanımız Rauf R. Denktaş ile dava arkadaşlarını, bu kutsal mücadelede şehit düşen Mücahit ile Mehmetçiklerimizi rahmet ve minnetle anar, gazilerimize şükranlarımı sunarım" şeklinde konuştu. “Bugün kendi vatanımızda, kendi bayrağımızın gölgesi altında özgür, bağımsız ve egemen olarak yaşıyorsak, bunu halkımızın destansı direnişine, şehitlerimize ve her zaman yanımızda olan Anavatan Türkiye’nin yardım ve desteğine borçluyuz. Bunları unutmamız asla mümkün değildir” diyen Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, KKTC’nin halkın onuru ve vatan bildiği topraklarda yaşam teminatı olduğunu vurguladı. Tatar, “KKTC bizlere şehitlerimizin emanetidir, bu emaneti ayaklar altında çiğnetmemek en büyük görevimizdir” dedi. - “Bu toprakların gerçek sahipleriyiz” Kıbrıs’ta İngiliz Sömürge Yönetimi’nin başladığı 1878 yılından bu yana Rumların Kıbrıs’ı bir Helen adası yapma girişimleri ile Enosis hayali devam ederken, Kıbrıs Türk halkının haklı ve kutsal direnişinin de devam ettiğini anlatan Tatar, çok ağır bedeller ödemesine rağmen Kıbrıs Türk halkının Rum’a boyun eğmediğini ve Türklüğün onur ve şerefini ayaklar altında çiğnetmediğini kaydetti. Rum zihniyetine göre Kıbrıs'ta Türklerin hiçbir hakkı olmadığını belirten Cumhurbaşkanı Tatar, “Yine bu zihniyete göre; Kıbrıs Türk halkı bir azınlıktır ve siyasi eşitlik ile egemenlik hakkı da yoktur. Ama Rumların yanı sıra tüm dünya da bilmelidir ki bu adada en az Rumlar kadar haklarımız vardır. Vatan bildiğimiz bu topraklar da misafir değiliz. Bu toprakların gerçek sahipleriyiz” ifadelerini kullandı. - “TMT öncülüğündeki direniş ve Anavatan Türkiye’nin yardımlarıyla ayakta durduk” Tatar konuşmasını şöyle sürdürdü: “Rum-Yunan ikilisinin organize ettiği EOKA terör örgütü 1955 yılında halkımıza yönelik silahlı saldırıları başlatırken, halkımızın bağrından doğan Türk Mukavemet Teşkilatı öncülüğünde yürütülen direniş sonrasında halkımız 1960 yılında kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti’nin eşit kurucu ortağı olmuştu. Enosis hayalinden vazgeçmeyen Rum liderliği Kıbrıs Cumhuriyeti'ni ‘Enosise sıçrama tahtası’ olarak görürken, Kıbrıs Türk halkını imha planı olan Akritas Planı hazırlanmış ve bu plan doğrultusunda Kıbrıs Türk halkını imha etmek için 21 Aralık 1963 tarihinde Kanlı Noel saldırıları başlatılıyordu. Bu saldırılarda halkımız katliama uğrarken, 103 köyümüz göç etmek zorunda kalmış, halkımız adanın yüzde üçüne tekabül en gettolarda kuşatma altına alınmıştı. O karanlık günlerde yine Rum’a boyun eğmedik, teslim olmadık. TMT öncülüğündeki direniş ve Anavatan Türkiye’nin yardımlarıyla ayakta durduk - “Devlet olma yolunda her zaman büyük bir inanç ve kararlılıkla ilerledik” Halkımız , Rumlar tarafından devlet yönetiminden dışlanırken, kurucu ortağı olduğu Kıbrıs Cumhuriyeti de silah zoruyla bir Rum devletine dönüşmüştü. Halkımızın yönetsel açıdan da yok edilmek istenmesine karşı da halkımızın yönetsel ihtiyaçlarını karşılamak üzere, 1964 yılının Ocak ayında Genel Komite oluşturuldu. Bu yönetsel oluşum da devlet olma yolunda attığımız ilk adımdır. Bunun temeli de Kıbrıs’ta iki ayrı halk olduğu gerçeğine dayanmaktadır. O günden bu yana da Kıbrıs’ta iki ayrı devlet vardır. Devlet olma yolunda her zaman büyük bir inanç ve kararlılıkla ilerledik. İlk adım olan Genel Komite’den sonra Geçici Kıbrıs Türk Yönetimi ve Türk Yönetimi oluşturuldu. Kıbrıs Türk halkını yok olmaktan kurtaran, özgürlüğümüzü ve bizlere ayrı bir vatan sağlayan ve tüm Kıbrıs’a barışı getiren 20 Temmuz 1974 Barış Harekatı sonrasında Otonom Kıbrıs Türk Yönetimi oluşturulurken, 1975 yılında da Kıbrıs Türk Federe Devleti kuruldu. Halkımızın özgür iradesi ve istenci ile de 15 Kasım 1983 tarihinde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ilan edildi. Ve, işte bugün Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin 39’uncu yıl dönümünü büyük bir coşku, heyecan ve gururla kutluyoruz. İlelebet de kutlamaya devam edeceğiz.” Kıbrıs konusuna çözüm bulabilmek amacıyla 1968 yılında başlayan ve uzun yıllar devam eden müzakere süreçlerinden de bahseden Tatar, süreçlerin Rum tarafının olumsuz ve dayatmacı tutumuyla başarısızlıkla sonuçlandığını belirtti. - “Yaşananlar federal temele dayalı bir anlaşmanın mümkün olmadığını bir kez daha gözler önüne serdi” Rum tarafının dayatmaya çalıştığı federal temele dayalı bir anlaşmanın Anavatan Türkiye’nin garantörlüğünün kaldırılmasını, Türk askerinin Kıbrıs’tan çekilmesini ve Kıbrıs Türk halkının azınlık durumuna düşürülmesini hedeflediğini anlatan Tatar, bunları kabul etmenin mümkün olmadığını vurguladı. “Rum tarafı federal temele dayalı bir anlaşmada ısrar ederken, özellikle Annan Planı referandumunda ve Crans Montana'da yaşananlar federal temele dayalı bir anlaşmanın mümkün olmadığını bir kez daha gözler önüne serdi” diyen Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs’ın gerçeklerini ve geçmişte müzakere süreçlerinde yaşananları dikkate alarak, ülkede 2020 yılında gerçekleşen Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde egemen eşit iki ayrı devletin varlığına dayalı çözüm önerisini gündeme getirdiğini ve halkın kendisini Cumhurbaşkanı seçerek bu çözüm önerisine büyük destek verdiğini anlattı. - “Resmi müzakerelerin başlayabilmesi için devletimizin, egemenliğimizin ve uluslararası statümüzün kabul edilmesi gerek” Anavatan Türkiye tarafından da desteklenen Kıbrıs’ın ve bölgenin yararına olacak egemen eşit iki ayrı devletin varlığına dayalı çözüm şekli önerisini ilk kez Cenevre'de müzakere masasına koyduğunu anımsatan Tatar, “Daha sonra Brüksel ve New York'ta yapılan görüşmelerde bu çözüm önerimizden geri adım atmayacağımızı ve resmi müzakerelerin başlayabilmesi için devletimizin, egemenliğimizin ve uluslararası statümüzün kabul edilmesi gerektiğini yine belirttim” dedi. Tatar konuşmasında, “Türk tarafı olarak adil, kalıcı ve sürdürülebilir bir anlaşmadan yanayız. Bunun da yolu federal temele dayalı bir anlaşamadan değil, egemen eşit iki devletin varlığına dayalı çözüm önerimizden geçmektedir. Bu çözüm önerimiz her geçen günle daha da büyük bir yankı yaratırken, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın BM’nin 77’nci Genel Kurulu’nda yaptığı tarihi konuşmada dünya ülkelerine ‘KKTC’yi tanıyın’ çağrısıyla da yeni bir dönem başlamıştır. Türkiye Cumhuriyeti Milli Güvenlik Kurulu kararında da aynı çağrının tekrarlanması ve TBMM Başkanı Sayın Mustafa Şentop’un da bu çağrıda bulunmasıyla, Kıbrıs konusunda başlayan yeni dönem perçinlenmiş oldu. Ülkemizi 9 Kasım 2022 tarihinde ziyaret eden Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Yardımcısı Sayın Fuat Oktay’ın egemen eşit iki ayrı devlete dayalı çözüm önerisinden vazgeçilemeyeceğini ve tanınma yolunda faaliyetlerin devam edeceğini belirtmesi de gücümüze güç katmıştır” ifadelerini kullandı. - “Devletimiz , uluslararası bir örgütte ilk kez Anayasal adıyla Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti olarak bu statüyü kazanmıştır” Özbekistan’ın Semerkant kentinde düzenlenen 9’uncu Türk Devletleri Teşkilatı Liderler Zirvesi’nde KKTC’nin oy birliğiyle gözlemci üye olarak kabul edilmesini çıkılan yeni yolda büyük bir adım ve büyük bir başarı olarak niteleyen Tatar, “Devletimiz , uluslararası bir örgütte ilk kez Anayasal adıyla Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti olarak bu statüyü kazanmıştır. Tarih sayfalarına geçecek milat niteliğindeki bu olay, bizler için bir gurur vesilesidir. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu başta olmak üzere, bu mutluluğu bizlere yaşatmak için canla başla çalışan Türk diplomasisine ve buna destek veren tüm üye devletlerin devlet ve hükümet başkanlarına şahsım ve halkım adına teşekkürü bir borç bilirim” diye konuştu. “Zulüm” olarak nitelediği ambargolara ve baskılara rağmen KKTC’nin bugün yönetsel, yargısal ve tüm diğer kurumları ile demokrasinin ve halk iradesinin esas alındığı çağdaş bir yapıya ulaştığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, bunun gurur verici olduğunu vurguladı. - “KKTC daha da güçlenecektir” Tatar, şöyle konuştu: “Ekonomiyi, tüm sektörleri ve sosyal yapımızı etkileyen pandemi sürecinin olumsuzluklarını halkımızın, doktorlarımızın, sağlık çalışanlarının fedakarlığı ve Anavatan Türkiye’nin yardımlarıyla aşmış bulunuyoruz. Ekonomi, turizm, tarım, sanayi, yüksek öğrenim ve diğer sektörlerimiz Anavatan Türkiye'nin desteğiyle ayağa kalkarken, yeni projeler ve yatırımlarla daha da ileriye gideceğiz. Kapalı Maraş açılımı da ülke ekonomisi ile turizmine büyük katkı sağlamıştır. Asrın Projesi olarak değerlendirilen KKTC Su Temin Projesi ile Anadolu’nun suyu KKTC’ye akarken, Türkiye Cumhurbaşkanı Yardımcısı Sayın Fuat Oktay’ın 9 Kasım 2022 tarihinde KKTC’yi ziyaretinde açılışı gerçekleşen Kamu Veri Merkezi, şehirler arası yollar ile köy yolları ve tanıtımı yapılan Su Temin Projesi Orta Mesarya Ovası Sulama İletim Hattı yapımı ekonomiye ve tarıma güç verecektir. Bunların yanı sıra Anavatan Türkiye’nin sağlayacağı yeni hibeler ile ekonomide, ulaşımda, eğitimde, sanayide, tarımda, bilişimde ve diğer sektörlerle ilgili yeni projelerle de KKTC daha da güçlenecektir. Bu arada KKTC Cumhurbaşkanlığı ve KKTC Meclisi yerleşkeleri ile 400 dönümlük Milli Park çalışmalarını yerinde inceleyen Cumhurbaşkanı Yardımcısı Sayın Fuat Oktay bunların KKTC’nin mührü olacağını belirterek, çok önemli bir mesaj vermiştir. Bu çalışmalar tamamlandığında KKTC’nin 40’ıncı kuruluş yıldönümünde bu mühür daha da güçlenecektir. Önümüzde daha da aydınlık yarınlar vardır. KKTC, Doğu Akdeniz’de parlayan bir yıldız olacaktır. Bundan kuşkum yoktur. Yeter ki birlik ve beraberliğimizi koruyalım, birbirimize güvenelim ve Anavatan Türkiye’ye daha sıkı sarılalım” -“Bölgede hidrokarbon ve enerji kaynakları üzerinde büyük bir mücadele sürüyor” Türk tarafının diyalog yolunu açık tutmak için Rum tarafına samimi ve olumlu çağrıları devam ederken, Rum tarafının silahlanma faaliyetlerini daha da yoğunlaştırdığını ve Doğu Akdeniz’de gerginliği tırmandırdığını kaydeden Tatar, bölgede hidrokarbon ve enerji kaynakları üzerinde büyük bir mücadelenin de sürdüğünü belirtti. Rum tarafının tek başına enerji kaynaklarına sahip çıkmaya çalıştığını söyleyen Tatar, “Bunlara karşı da seyirci kalacak değiliz. Anavatan Türkiye ile birlikte her türlü önlemi alıp, gereğini yapmakta da kararlıyız” dedi. - “KKTC'yi daha da yüceltip, Anavatan Türkiye ile birlikte yolumuza devam edeceğiz” Cumhurbaşkanı Tatar konuşmasının sonunda, “Sevgili kardeşlerim, KKTC'nin 39’uncu Yıl Dönümünü kutlarken, dünyaya bir kez daha sesleniyorum. Devletimizden, egemenliğimizden, Anavatan Türkiye'nin garantörlüğü ile Türk askerinden vazgeçmeyeceğiz. 1974 öncesinin karanlık günlerine dönmeyeceğiz, Rum’un azınlığı olmayacağız. KKTC'yi daha da yüceltip, Anavatan Türkiye ile birlikte yolumuza devam edeceğiz. Sevgili vatandaşlarım, Cumhuriyet bayramınızı bir kere daha kutlarken, hepinizi en içten duygularımla, sevgi ve saygıyla selamlarım. Yeni dönemde, yeni yolda hep birlikte ilerlemeye devam edeceğiz. Dünden daha güçlüyüz, yarınlarda daha güçlü olacağız. Dağ başını duman almış, yürüyelim arkadaşlar” ifadelerini kullandı.
Editör: TE Bilisim