YEREL HABERLER

KTEZO, ekonomik durumunu tespit amacıyla yaptığı rutin anketi kamuoyuyla paylaştı

 K.T. Esnaf ve Zanaatkârlar Odası (KTEZO), üyelerinin yaşanılan koşullar altında hem genel, hem de sektörel açıdan ekonomik durumunu tespit amacıyla yaptığı rutin anketi kamuoyuyla paylaştı.

KTEZO’dan yapılan yazılı açıklamada Mayıs sonu ile Haziran başını içeren dönemde, imalat, ticaret ve hizmet sektörlerinin temel bileşenlerini kapsayan son anketle geçen yıla göre işletmelerin satış, ciro, kârlılığının ve şu an için işletmenin en çok sıkıntı yaşadığı konuları saptamak amaçlanıyor.

-Satış ve ciro miktarları

Ankete göre satış ve ciro miktarlarında azalma sırasıyla yüzde 46,3 ve yüzde 43,9 olarak belirlendi. Satış ve cirolarda artış olduğunu söyleyenlerin oranı sırasıya yüzde 25,2 ve yüzde 35,8. Aşağı yukarı aynı seviyelerde kaldığını söyleyenlerin oranı ise sırasıyla yüzde 28,5 ve yüzde 20,3 oldu.

-Kârlılık oranları

Satış veya cirolarda artışın kârlılık oranlarına yansımadığı da belirtilen açıklamada, işletmelerin yüzde 69,9’unun kârlılık seviyelerinde azalma yaşandığını ortaya koyduğu ifade edildi.

Kârlılığını arttırdığını söyleyenlerin oranı sadece yüzde 10,6’da kalırken, aşağı yukarı aynı kaldığını söyleyenlerin oranı ise yüzde 19,9 seviyesinde oldu.

-İşletmeler için en önemli zorluklar

Bu soruya yüzde 61 oranındaki üyeler “girdi fiyatlarındaki artış” olarak yanıt verdi. “İşçilik, enerji, hammadde, ulaşım, iletişim, vergiler” gibi temel girdilerdeki artışların ayrıca işletmelerin büyük çoğunluğu için sıkıntı kaynağı haline geldiği aktarıldı.

İkinci en önemli zorluk “kalifiye eleman” sorunu olarak görülürken, bunu işaretleyenlerin sayısı yüzde 18,7 düzeyinde oldu.

Üçüncü en önemli sorun yüzde 10,6’lık oranla “nakit akışı” olarak gösterildi. “Azalan satışlar” yüzde 7.3 olarak diğer bir sorun olarak ortaya konuldu.

Yüzde 4 civarındaki diğer sorun da “finansmana erişim noktasındaki sıkıntılar” olarak gösterildi.

Açıklamada şunlara da yer verildi:

“Özetle, esnaf ve zanaatkâr yüksek girdilerle, kalifiye olmayan emek gücü ile, azalan satış ve cirosuyla, düşük kârlılık oranları ve finansmana erişimdeki sıkıntılarla iş yapmaya çalışmaktadır. Bu bir genel değerlendirmedir ve sektörel ayrışım yapmadan bu veriler elde edilmiştir. Bir sonraki çalışmamız bu sorunların hangi sektörlerde ne oranlarda olduğunu tespit amaçlı olacak ve kamuoyu ile paylaşılacaktır.

Sonuç olarak, TL değer kaybının alıp başını gittiği, buna bağlı olarak da enflasyonun uçtuğu koşullarda, ekonominin iki yakasını bir araya getirmenin olanağı ortadan kalkar. Geçmişi, yeterli stoku, birikimi olmayan, kira ödeyen, borçlu kısılan başta küçük işletmeler olmak üzere hızla kepenk indirenler çoğalır. Tekelleşme hızlanır. Bu durum doğal olarak işsizliğin daha da artması ile sonuçlanır. Dolayısı ile sosyal güvenlik fonları ve bütçenin de olumsuz etkilenmesi kaçınılmaz olur. Yokluk, yoksulluk ve açlık yanında, fırsat eşitsizliğinin büyümesi, çocukların dersliksiz kalması ve hastaların ilaç bulunamaması gibi en temel hizmetlerin verilememesidir.  Bu ortamda trafik kazalarından güvenlik sorunlarına kadar birçok sorun alır başını gider.”