GMB atılı araçlarını tamir ederek yeniden kullanacak! GMB atılı araçlarını tamir ederek yeniden kullanacak!
Kıbrıs Türk Sanayi Odası, Kuzey Kıbrıs Hızlı Tüketim Ürünleri Tedarikçileri Derneği’nin (TUTDER), “Açık Mektup 1-2” başlığıyla yaptığı açıklamaların “kamuoyunu yanlış yönlendirdiğini” iddia ederek, eleştirdi. Odadan yapılan açıklamada, derneğin söz konusu açıklamalarının “asılsız ve gayri ciddi” olduğu savunuldu. 20. yüzyılın ikinci yarısından sonra hızla artan dünya nüfusu, artan gıda ihtiyacı, sanayileşen toplum, artan kirlilik ve iklim değişiminin etkilerinin su kaynaklarının önemini artırdığı belirtilen açıklamada, suyun yaşamsal ihtiyaç olmasının yanında içme suyu üretiminin de hayati ve stratejik bir önem kazandığı kaydedildi. Açıklamada, bu nedenle, Kıbrıs Türk ekonomisine önemli bir katma değer yaratan ve sektör olarak bin 550 kişiye istihdam sağlayan ambalajlanmış içme suyu üreticilerini “bilimsel temelden uzak, yalan yanlış” açıklamalarla zan altında bırakmanın “bindiği dalı” kesmekle eşdeğer olduğu savunuldu. Açıklamada, şu ifadeler kullanıldı: “Özellikle vurgulamak isteriz ki, özelde Kıbrıs Türk üreticisine, Kıbrıs Türk sanayicisine ve genelde ise Kıbrıs Türk ekonomisine karşı yapılan bu açıklamalar bilimsel temelden tamamen uzaktır. 24 Kasım tarihinde KKTC Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Dairesi tarafından yapılan basın açıklaması da bunu kanıtlamaktadır. Bu nedenle KTSO olarak, ambalajlanmış içme suyu üreticilerinin dünya standartlarında üretim yaptıklarının ve bu üretimin her aşamasında KKTC Sağlık Bakanlığı’nın kontrol ve denetiminin olmasından dolayı kendimizi bu konuda savunmayacağız. Bunu Kıbrıs Türk halkının takdirine bırakıyoruz. Kıbrıs Türk Sanayi Odası olarak bizler, Kıbrıs Türkü’nün geçmişine sahip çıkmış bu topraklarda verilen varoluş mücadelesinin ekonomik olarak da kazanılması için var gücümüzle çalışmaya ve üretmeye devam edeceğiz. Kuzey Kıbrıs Hızlı Tüketim Ürünleri Tedarikçileri Derneği’nin (TUTDER), bu açıklamaları ile Marie Antoinette'in rolüne soyunmuş olduklarını bildiğimizi, gördüğümüzü ve kendilerine bu rolü yakıştırmadığımızı söylemek isteriz.”