Lefkoşa Bölge Sorumlusu Cansu N. Nazlı: Özellikle pandemi döneminde gözden ilk çıkarılan personel kadınlardan oluşuyor
Cansu N. Nazlı, Bağımsızlık Yolu’nun emeğin ve kadının birlikte özgürleşmesi, doğa talanının sona ermesi ve Kıbrıs’ta federal bir çözüm olması için mücadele hedefi koyarak yola çıkan bir parti olduğunu söyledi. Nazlı, mecliste temsil edilen ve sermayeye hizmet eden diğer rejim partilerinin aksine, Bağımsızlık Yolu’nun özel sektör emekçilerinin, serbest çalışanların, esnafın, kadınların, çocukların, gençlerin, yaşlıların, engellilerin ve toplum içindeki ezilen kesimlerin sesi olduğunu belirtti. Nazlı, Bağımsızlık Yolu’nun sözünü halkın takdir etmesi durumunda sokakta ve ulaşabildikleri her alanda olduğu gibi meclise de taşımak istediklerini ve destek beklediklerini söyledi.
KIBRISLI TÜRK HALKININ ÖZNE OLMA MÜCADELESİNDE FEDERAL ÇÖZÜM YEGANE MODELDİR
Kıbrıslı Türk halkının özne olma mücadelesinde federal çözümün yegane model olduğunu söyleyen Nazlı, Kıbrıs Sorunu’nda bunun dışındaki modellerin halkın yararına olmayacağını ifade etti. Bağımsızlık Yolu’nun federal çözüm yolunda halkın özne olma mücadelesini güçlendirmek için aynı zamanda özel sektörde sendikalaşma, kadın özgürleşmesi ve her bölgeye sığınma evi, ücretsiz ve kamusal eğitim ve sağlık hakkı için de mücadele verdiğini belirten Nazlı, Kıbrıslı Türk halkının özneleştirilmesi için her alanda adım atılması gerektiğini söyledi.
Nazlı, Kıbrıs’ın kuzeyi ve güneyinde yaşayan tüm halkların çıkarları ve yakınlaşması yararına orman yangınları, barınma hakkı gibi konularda ortak mücadele vermesi gerektiğini vurguladı.
ÜLKEMİZDEKİ KADINLAR SANILDIĞI KADAR ÖZGÜR DEĞİLDİR
Bağımsızlık Yolu’nun siyasi mücadelesindeki temellerinden biri olan kadın özgürleşmesi alanında bilgi veren Nazlı, “Özellikle pandemi döneminde gözden ilk çıkarılan personel kadınlardan oluşuyor. Özel sektörde sendikasız çalıştırılan hamile kadınlar, doğum iznine çıktıkları zaman işlerinden oluyorlar. Evinde şiddet gördüğü halde asgari ücretle çalışan kadınların evden ayrılarak barınabilecekleri sığınma evleri ve şiddet önleme merkezleri yoktur. Çalıştıkları işyerlerinde çeşitli mobbing, şiddet, taciz ve baskıya maruz kalan kadınlar, mobbing yasası olmadığı için haklarını arayamıyorlar. Ev işleri ve çocuk bakımlarını da genellikle kadınlarımız üstleniyor. Dolayısı ile ülkemizdeki kadınların özgürleşmesi konusu mercek altına alındığı zaman sanıldığı kadar modern yapıda olmadığını düşünüyorum” dedi. Kadın özgürlüğünün çocukların bakımı konusunda da kısıtlandığını ifade eden Nazlı, okullarda tam gün eğitime geçilmesi ve her mahallede kamusal kreşlerin, aş evlerinin ve çamaşırhanelerin açılması gerektiğini söyledi.
TÜRKİYE’DEN KIBRIS’A YERLEŞEN EMEKÇİLER, KIBRISLI TÜRK HALKININ BİR PARÇASIDIR
Nazlı, Türkiye’den Kıbrıs’a göç edip yerleşen ve burada yaşayan, emeğini satarak hayatını geçindiren, adamızı ülkesi olarak gören, çocuklarını burada doğurup büyüten emekçileri Kıbrıslı Türk halkının bir parçası olarak gördüğünü ve Türkiye kökenli Kıbrıslı Türk diye nitelendirdiklerini belirtti. Bu emekçi sınıfın aksine, yatırım için ülkemize gelen ve bir günde vatandaşlık verilen nüfus taşıma politikasına ise karşı olduklarını ifade eden Nazlı, Bakanlar Kurulu yetkisinde bulunan istisnai vatandaşlık hakkı yasasının kaldırılması gerektiğini, bunun yerine çağdaş bir vatandaşlık yasasının getirilmesi gerektiğini söyledi.
BİZİM İDDİAMIZ VAAT DEĞİL MÜCADELEDİR
Bağımsızlık Yolu’nun muhalefet programında yer alan her alanda sokakta olduğu gibi mecliste de mücadele etmenin hedeflendiğini belirten Nazlı, sermayedarların müdahaleleri ile şekillenen yönetim şeklinin değişmesi gerektiğini ifade etti. Diğer siyasi partilerin vaatlerle hükümete geldiğini söyleyen Nazlı, “Kıbrıs’ın kuzeyinde hükümet olmakla iktidar olmak aynı anlama gelmiyor. Yaşamın her alanındaki iktidar odakları, ülkemizdeki hükümetten daha çok söz sahibidir. Özel üniversite sahipleri eğitim politikalarımıza Eğitim Bakanlığı’ndan daha çok yön veriyor. Özel hastane sahipleri, Sağlık Bakanlığı’ndan, akaryakıt ithalatçıları ise Ulaştırma Bakanlığı’ndan daha fazla söz sahibidir. Biz bunları sağlayacağız diye vaat vermiyoruz. Bağımsızlık Yolu’nun meclisteki rejim partilerinden farkı, iktidar odaklarının kamu yararına icra edilecek alanlarda yapacağı engellemelere karşı mücadeledir. Bizim iddiamız vaat değil mücadeledir.” diye konuştu.
EKO-SOSYALİST BİR POLİTİKA UYGULAMASI ŞARTTIR
Büyük inşaat firmalarının barınma hakkımızı gasp ettiği gibi, doğamızı da talan ettiğini ifade eden Nazlı, inşaat firmalarına ait ağır araçların havamızı kirlettiğini, taş ocaklarının dağlarımızı yok ettiğini söyledi. Nazlı, Bağımsızlık Yolu’nun, inşaat şirketlerinde gayri insani koşullarda çalıştırılan emekçilerin hakları için olduğu gibi, inşaat sektörünün doğamızı talan etmesine karşı da mücadele ettiğini belirtti.
Toplu taşımanın, akaryakıt krizi ve trafik sorununu çözeceğini söyleyen Nazlı, ülkemize bisiklet yollarının ve hafif raylı sistemlerin yapılması gerektiğini söyledi.
BASIN EMEKÇİLERİNİN HAKLARININ KORUNMASI İÇİN MÜCADELE EDECEĞİZ
Fasıl 124 Ceza Yasası’nın çağ dışı olduğunu söyleyen Nazlı, meclisteki partilerin değişmesi gereken maddelere dokunmadıklarını ve yasaya dayalı yargılanma süreçlerine insan haklarına ve anayasaya aykırı olmasına rağmen müdahale edilmediğini belirtti. Nazlı, özel hayatın gizliği ile elektronik haberleşme ve bilişim suçları yasalarının iyileştirilmesi için basın alanında örgütlü sendikalarla birlikte mücadele edildiğini belirterek kamu yararına yayın yapan gazetecilerin haklarının korunması ve ağır cezada yargılanmalarının engellenmesi gerektiğini ifade etti.
Bunlar da ilginizi çekebilir