Maviş, “Asgari ücret tespit komisyonunun yalnızca son dört aylık hayat pahalılığına odaklanması yetersizdir. Bu ülkedeki zenginliklerin ve refah payının da asgari ücrete yansıtılması büyük önem taşımaktadır,” dedi.
"ENFLASYON İŞÇİLERİN ALIM GÜCÜNÜ DÜŞÜRÜYOR"
Maviş, artan enflasyon ve hayat pahalılığının işçilerin alım gücünü ciddi şekilde düşürdüğünü belirtti. “Yıllarca işçi temsilcilerinin görüşleri dikkate alınmamış, hükümet ağırlıklı sermaye yanlısı kararlar alınmıştır. Ancak bugün gelinen noktada fiyatlardaki ciddi artış, çalışanları yoksulluk sınırının altına itmektedir,” ifadelerini kullandı.
"YAŞAM MALİYETİ GİDEREK ARTIYOR"
Adanın kuzeyindeki ekonomik koşullara dikkat çeken Maviş, yüksek ithalat bağımlılığı ve döviz kurlarındaki dalgalanmaların yaşam maliyetini artırdığını söyledi. “Asgari ücret, çalışanların temel ihtiyaçlarını karşılayabilecek düzeyde olmalı ve insanca bir yaşam standardı sağlamalıdır. Bu bir zorunluluktur,” dedi.
"SOSYAL ADALET SAĞLANMALI"
Maviş, hükümetin yoksulluk ve eşitsizlikle mücadelede daha etkili bir şekilde hareket etmesi gerektiğini vurguladı. “Asgari ücret yalnızca ekonomik bir mesele değil, aynı zamanda sosyal bir adalet konusudur. Adil bir asgari ücret politikası, gelir eşitsizliğini azaltacak ve toplumsal refahı artıracaktır,” dedi.
"SENDİKALAR SÜRECE DAHİL OLMALI"
Son olarak Burak Maviş, asgari ücret tespit komisyonunda işçi temsilcilerinin yalnız bırakılmaması gerektiğini ifade etti. “Sadece KTÖS değil, tüm sendikalar olarak bu sürece dahil olacağız. Katılımcı bir yaklaşım benimsenmesi büyük önem taşımaktadır,” diyerek sözlerini tamamladı.