Meteoroloji Mühendisleri Odası, Dünya Meteoroloji Günü dolayısıyla yayımladığı mesajda, sadece afet olduktan sonra toplanan bir yapı yerine 24 saat çalışan bütünleşik, çağdaş ve toplum tabanlı bir yapının en kısa sürede ülkeye kazandırılması temennisinde bulunuldu.
Mesajda,
küresel ısınmanın etkilerine değinilerek, Akdeniz ülkelerinin iklim değişiminden en fazla etkilenecek ülkeler arasında bulunduğu belirtilerek, “Günümüze bakacak olursak tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de tüm hava olaylarını ekstrem değerlerde yaşamaya başladığımızı görebiliyoruz” ifadeleri kullanıldı.
Meteoroloji Mühendisleri Odası’nın ülkede son yıllarda yaşanan şehir selleri ile ilgili olarak yaptığı çalışmalarda gelecek 5,10,50 ve 100 yılda en şiddetli yağışların ilk bir saat içerisinde olacağının belirlendiğine değinilen mesajda, bu çalışmaların özellikle yerel yönetimler tarafından dikkate alınıp alt yapı çalışmalarının bu doğrultuda yapılması gerektiği ifade edildi.
Mesajda, Birleşmiş Milletlerin bir uzmanlık kuruluşu olan Dünya Meteoroloji Teşkilatı Ana Sözleşmesinin, yürürlüğe girdiği tarih olan 23 Mart 1950’nin her yıl Dünya Meteoroloji Günü olarak kutlandığı kaydedildi.
“Küresel ısınmanın etkileri…. Tüm ekolojik sistem tehlikede”
Küresel ısınmaya değinilen mesajda, Sanayi Devrimi ile birlikte artan ve aşırı miktarda tüketilen petrol, kömür ve doğal gaz gibi fosil yakıtlar ve arazi örtüsündeki değişimler nedeniyle, büyük miktarda zararlı gaz ve parçacıkların atmosfere salındığı ve atmosferdeki sera gazlarının miktarlarında önemli artışlar olduğu kaydedildi.
Bu artışlardan dolayı atmosferde kuvvetlenen sera işleminin de beraberinde küresel iklim değişimi ve küresel ısınma problemini ortaya çıkardığı yer alan mesajda, “Temel problemimiz, insan etkinlikleri nedeniyle atmosferin güneş enerjisini yutması ve yayınlaması şeklini değiştirmiş olmasıdır. Bunun potansiyel tehlikeleri sadece havanın ısınması değildir” denildi.
Yükselen deniz su seviyesi azalan toprak neminin sosyoekonomik etkileri olabileceği belirtilen mesajda, “Belki insanlar hızlı bir iklim değişimine kendini uydurabilir ve ondan korunabilir, fakat bitkiler ve hayvanlar bu değişimlere ayak uyduramadığı için insanların besin zincirini de oluşturan tüm ekolojik sistem tehlikededir” ifadeleri kullanıldı.
“Ülkemizde de tüm hava olaylarını ekstrem değerlerde yaşamaya başladığımızı görebiliyoruz”
Mesajda,
Hükümetler Arası İklim değişikliği Panelinin (IPCC), yayınlanan en son raporunda, insan faaliyetlerinden kaynaklanan sera gazlarının 1850-1900 yıllarına kıyasla küresel sıcaklığı yaklaşık 1.1 derece artırdığı ve küresel sıcaklığın gelecek 20 yıl içinde 1.5 derece artmasının hatta bu rakamın da aşılmasının beklendiğini açıkladığına yer verildi.
Rapora göre küresel iklim değişiminden en fazla etkilenecek ülkeler arasında Akdeniz ülkelerinin de yer aldığı kaydedilen mesajda, “Günümüze bakacak olursak tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de tüm hava olaylarını ekstrem değerlerde yaşamaya başladığımızı görebiliyoruz” ifadeleri kullanıldı.
Mesajda, şu ifadeler yer aldı:
“Kısa süreli ve şiddetli yağışlar, gölgede 45 dereceleri bulan sıcaklıklar, sayısı artan sıcak hava dalgaları ve toz hadisesi, şiddetli kuraklıklar. Gelişmiş ülkeler gelecek 10, 20 ve 50 yıl hatta daha uzun sürelerde iklim değişiminin nasıl olacağını, bundan kendilerinin ve dolayısıyla dünyanın nasıl etkileneceğini bilmek amacıyla araştırmalar yapmaktadır. Bu araştırmaların sonuçlarına göre, ülkeler stratejilerini belirlemektedir.”
Mesajda, iklim değişiklikleri tahminlerine göre, ülkede su kaynaklarının, tarımın, ormanların, genel olarak ekosistemin olası etkilenme derecelerini araştırma, tespit etme, çözüm önerileri ortaya koyma ve karar vericilere bu bilgi desteğini sağlamak gerektiği belirtildi.
Afetlerin bir olayın kendisi değil, doğurduğu sonuç olduğuna işaret edilen mesajda, “Doğal afet diye bir şey yoktur. Doğa olayının afete dönüşmesi, olayın şiddetine bağlı olmasının yanında, risklerin azaltılması faaliyetlerinin yetersizliğinden kaynaklanır” denildi.
“Gelecekte en şiddetli yağışlar ilk bir saat içinde olacak… Altyapı bu doğrultuda yapılmalı ”
Meteoroloji Mühendisleri Odası’nın ülkede son yıllarda yaşanan şehir selleri ile ilgili olarak yaptığı çalışmalarda gelecek 5,10,50 ve 100 yılda en şiddetli yağışların ilk bir saat içerisinde olacağının belirlendiğine değinilen mesajda, bu çalışmaların özellikle yerel yönetimler tarafından dikkate alınıp alt yapı çalışmalarının bu doğrultuda yapılması gerektiği ifade edildi.
Mesajda şu ifadelere yer verildi:
“Afet yönetimi: Risk yönetimi ( afeti önlemek)+ kriz yönetimi (afet olduktan sonrasında müdahale etmek) olarak iki bileşenlidir. Ülkemizde ne yazık ki afet yönetimi bir kalkınma problemi değil, bir müdahale problemi olarak görülmektedir. Bu nedenle çalışmaların büyük kısmı müdahaleye yani insanları enkaz altından nasıl çıkarırız sorusuna yönelik olmaktadır. Sonuç olarak mevcut kaynaklarımızı emniyetli ve güvenli gelişmeye değil, acil yardım ve onarıma harcamaktayız. Oysa ki Risk Yönetimine harcanacak 1 TL, kriz yönetiminde harcanacak 10 TL’ye eşittir. Afetleri dikkate almadan çevre sorunlarını azaltmak ve sürdürülebilir bir kalkınmayı başarmak mümkün değildir. Afet yönetimi programı dahilinde yapılmayan yatırımlar, afet sonrası zarar olarak geri dönmektedir. Bu yüzden tehlike ve zarar analizleri ile birlikte riskleri belirlemek, değerlendirmek ve yönetmek sürdürülebilir kalkınmanın ayrılmaz bir parçasıdır.
Afet ve acil durumlarda birey, kurum ve toplumun kendi başlarına neleri yapabileceklerinin belirlenmesi ve bunların uygulamalı olarak öğretilmesi için gerekli olan afet acil yardım planları, afet bilinci ve eğitimi vb. konularda evrensel standart, bilimsel esas ve ölçüler takip edilmeli ve bunlardan taviz verilmemelidir”
Meteoroloji Mühendisleri Odası mesajında meteoroloji bilimine gönül veren herkesin Dünya Meteoroloji gününü kutladı ve ülkede sadece afet olduktan sonra toplanan bir yapı yerine 24 saat çalışan bütünleşik, çağdaş ve toplum tabanlı bir yapının en kısa sürede kazandırılması temennisinde bulunuldu.