Uyuşturucuya geçit yok! Uyuşturucuya geçit yok!
Kıbrıs Gerçek - Özel Haber Kıbrıs Türk Kamu Görevlileri Sendikası (Kamu-Sen) Başkanı Metin Atan, Kıbrıs Gerçek'e önemli açıklamalarda bulundu. Demokratik sistemde ve ülkemizde basının özgürlüğünün önemine vurgu yapan Atan, Genel Yayın Yönetmenimize gerçekleştirilen hain saldırıyı kınadı. Polisin bu ülkede çokta yapacak bir şeyinin olmadığının altını çizen Atan, birisiyle husumet yaşayanların mahkeme yoluyla çözüm araması gerektiğine vurgu yaptı. Ayrıca Gazeteci Çağlar Yüksel'e yapılan hain saldırı ile ilgili de eleştirilerde bulunan Atan, basın camiasını da eleştirerek, " Bu kadar camianın içerisinde bir Gazeteciye darp olayı oldu ve kaç meslektaşı destek verdi? Kaç kişi meslektaşının başına gelen bu konuyu kınadı? Ama bugün bana yarın sanadır, bu iş böyledir" ifadelerine yer verdi. "BU SALDIRI TÜM BASINA YAPILDI" "Bu sadece Çağlar Yüksel'e yapılan bir saldırı değildir, tüm basına yapılan bir saldırıdır. Ülkenin genel yapısı olarak güvenmemiz gereken polistir, dün yaşanan olaylarda görüyorsunuz ki polisin kalbine bile bıçak saplanabiliyor. Polisimize de geçmiş olsun dileklerimi sunuyorum. Ama ülke öyle bir yönetiliyor ki, herkes kendi adaletini sağlamaya çalışıyor. Bu siyasi durum ve herkes kendi çıkarına çalıştığı için bu olaylar artık gündem olmaya başladı, burası kısaca Teksas oldu. "DEMOKRASİNİN ADI KALDI" Artık ülkede demokrasinin sadece adının kaldığının altını çizen Atan, "Basın özgür olmalıdır, doğru haber vermelidir, doğru yayın yapmalıdır ki bu ülkede bir şeyler düzgün gitsin. Bu ülkede artık demokrasi diye bir şey yoktur. Bu ülkede demokratik bir yapımız var diye anılıyorduk ama şimdi kutuplaşma var ve insanlar birbirine kırgın, birbirine küs bunu da bizlere yapan bizi yönetenlerdir. Demokrasinin adı kaldı, cennettik resmen cehenneme döndük" dedi. "ÜLKE PERİŞAN, HALK DİZ ÇÖKMÜŞ DURUMDA" Ülkenin durumuna vurgu yaparak, çözüm bulunmamasından yakınan Atan, "Ülke perişan, halk diz çökmüş durumda. Her köşede uyuşturucu ve silah kaçakçılığı var. Bizi yönetenler kendi çıkarları doğrultusunda hareket ediyor. Asgari ücret konusunda halen daha tribünlere oynanıyor. Zamlardan vatandaş nefes alamaz duruma geldi, elektrik zammı konusunda çıkıp Ekonomi Bakanı ahkam kesiyor. Hayatı ucuzlatacağım demişti ama daha pahalı bir hale getirdi. Denetim yapacağım demişti, yapamadı. O koltukta oturanlar, muhalefette başka iktidarda başka konuşuyor" ifadelerine yer verdi. "TÜRKİYE'YE BİAT ETMEYE BAŞLADILAR" Türkiye'nin ülkemiz için yaptığı yardımlarına da değinen Atan, "Türkiye Cumhuriyeti benim kırmızı çizgimdir ama şunu da belirtmek istiyorum, Türkiye'ye biat etmeye başladılar. Doğrudur Türkiyesiz asla olmayacağımızı kabul ediyorum ama her şeyi Türkiye'den istediğiniz zaman Türkiye Cumhuriyeti de sizden kalem kalem harcamalarınızın hesabını sorar ve bu Türkiye Cumhuriyetinin en doğal hakkıdır. Bunun sonucunda da bunu şuraya harcayacaksın, şunu şuraya harcayacaksın dediği zaman bizim zorumuza gitmemesi lazım. Şunu da ekleyeyim sen yönetemezsen birileri gelir seni yönetir bu kuraldır" şeklinde konuştu. "UYUŞTURUCU TİCARETİ, KADIN TİCARETİ BU ÜLKEDE MÜBAH" Yasa dışı olayların gün geçtikçe arttığını dile getiren Atan, "Mafya, uyuşturucu ticareti, kadın ticareti bu ülkede mubah. Polisimiz kusura bakmasın onların da kendi içinde sıkıntıları var. Polisin moral ve motivasyonu kaybolmuş. Ben polisime güvenmeyeceğim de kime güveneceğim? Mahkemelerin aldığı kararlarda düşündürücü. Herkes kendi adaletini sağlama mantığına girdi. Doğruların yanında olacağız ki yanlışların karşısında durabilelim. Ama bunun sorumlusu hükümettir" sözlerini aktardı. "BAŞSAVCI ÇIKIP "BEN SİZİ SAVUNMUYORUM ARTIK" DEDİ" Poliste usulsüz terfilere dikkat çeken Atan, "Daha önce polis teşkilatının İçişleri Bakanlığına bağlanması denendi, şimdi polis teşkilatı sivile bağlansa torpil mekanizması çok fazla olacaktır. Ama askere bağlı olunca kendi içlerinde teşkilat yasasında sıkıntılar yaşanıyor. Son olarak Başsavcı çıkıp "ben sizi savunmuyorum artık" dedi. Bunun gerekçesi de teşkilat içinde yapılan usulsüz terfilerdir" şeklinde konuştu. "KAÇ KİŞİ MESLEKTAŞININ BAŞINA GELEN BU KONUYU KINADI?" Son olarak Çağlar Yüksel'in başına gelen hain saldırıyı "Bugün bana yarın sana" olarak nitelendiren Atan, sözlerini şöyle sonlandırdı; "Basın özgür olmalı, basın doğru bilgi vermeli ki bu ülkede doğru haber alabilelim. Aksi taktirde bu kadar camianın içerisinde bir Gazeteciye darp olayı oldu ve kaç meslektaşı destek verdi? Kaç kişi meslektaşının başına gelen bu konuyu kınadı? Ama bugün bana yarın sanadır, bu iş böyledir.
Editör: TE Bilisim