Nicosia Betting Group Genel Müdürü Metin Redif (44) evinde kalp krizi geçirerek hayatını kaybetti... Serbest Çalışan Hekimler Birliği, gelen ambulansta elektro şok cihazı bulunmadığı için Metin Redif’in öldüğünü iddia ederken, Sağlık Bakanlığı iddiaları kabul etmedi. Nicosia Betting Group Genel Müdürü, 44 yaşındaki Metin Redif, önceki akşam Alsancak’taki evinde kalp krizi geçirerek hayatını kaybetti. Bir çocuk babası olan Metin Redif’in sağlıktaki yetersizlikler nedeniyle yaşamını yitirdiği iddia edildi. Hastayı almaya giden devlet hastanesi ambulansında elektro şok cihazı bulunmadığı, ardından çağrılan özel hastane ambulansı gelene kadar ise Metin Redif’in öldüğü öne sürüldü. İddianın sahibi ise, Kıbrıs Türk Serbest Çalışan Hekimler Birliği (KTSÇHB) Başkanı Remzi Gardiyanoğlu… Söz konusu iddia üzerine araştırma yapan Sağlık Bakanlığı, olayı dakika dakika rapor ettiği açıklamasında iddiaları yalanladı ve olay yerine giden iki ambulansta da elektro şok cihazı (defibrilatör) olduğunu vurguladı. Sağlık Bakanı Faiz Sucuoğlu, olay yerine gidildiğinde hastanın hayatını kaybetmiş olduğunu ifade etti. Sucuoğlu, olay yerine ilk giden Lapta Hızır ambulansının müdahaleye başladığını, 112 prosedürü gereği, ambulansa alınmış kritik bir vaka söz konusu olduğundan Girne’den ikinci ekibin de olay yerine çağrıldığını belirtti. Sucuoğlu, her iki ambulansta da gerekli cihazların bulunduğunu söyledi. Son yolculuğuna uğurlandı Metin Redif dün İsmail Safa Camii’nde kılınan öğle ve cenaze namazının ardından Lefkoşa Mezarlığı’na defnedilirken, Kıbrıs Türk Serbest Çalışan Hekimler Birliği (KTSÇHB) Başkanı Remzi Gardiyanoğlu, acı bir iddiada bulundu. Gardiyanoğlu: Ambulansta elektro şok cihazı yoktu Remzi Gardiyanoğlu, geçtiğimiz akşam Alsancak’ta kalp krizi geçirmekte olan bir kişiye müdahale için giden ambulansta elektro şok cihazı olmadığı için müdahale edilemediğini iddia etti. Gardiyanoğlu, Alsancak’ta ölümle sonuçlanan kalp krizi vakasıyla ilgili olarak yaptığı yazılı açıklamada, şu bilgileri verdi: “Önceki akşam yaşanan ve ülkemizde acil müdahale konusundaki kaosu gözler önüne seren olayda, hasta yakınlarının öncelikle 112’yi aradıkları ve ambulans istediklerini, olay yerine gelen sağlık personelinin kalp krizi geçiren hastaya ambulansta elektro şok cihazının olmadığı için müdahale edemediğini ve Yakın Doğu Üniversitesi ile Girne Üniversitesi hastanelerinden ambulans çağırdığını, üniversitelerin iki ambulansının olay yerine çok hızlı şekilde ulaşmasına rağmen hastanın o ana kadar hayatını kaybettiğini öğrendik.” “Ambulanslar tek merkezde toplanmalı” Ülkedeki tüm ambulansların tek bir merkezde toplanması, kontrol ve sevkiyatlarının bu merkez tarafından yapılması gerektiğini söyleyen Gardiyanoğlu, “Hayati durumlarda ambulanslar, vakanın özelliğine göre devlet, üniversite veya özel hastane ayırt edilmeksizin en yakın sağlık kuruluşuna sevk edilmelidir” dedi. Polis Basın Subaylığı, ‘Ani ve Gayri Tabii Ölüm’ başlığı altında Metin Redif’in ölümüyle ilgili şu açıklamayı yaptı: “25.11.2016 tarihinde, saat 23.30 sıralarında, Yeşiltepe'de Metin REDİF (E-44), ikametgahında aniden rahatsızlanarak yaşamını yitirmiştir. Soruşturma devam etmektedir.” Sağlık Bakanlığı, dakika dakika olayı anlattı Sağlık Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada Metin Redif’e müdahale anı dakika dakika anlatıldı. Açıklamada şöyle denildi: “25.11.2016 tarihinde saat 23.13’te bir cep telefonundan hastanın yakını olup, olay yerinde olmayan biri, 112 hızır sistemimizden yardım istemiştir. Kişi, arkadaşının fenalaştığını söyledi. Bizimkiler olay yerinden birinin telefonunu istedi. Onu birkaç kez aradılar ama telefon meşgul çıktı. Sonunda aranan numara cevap verdi ve olay adresi alındı. Bu sırada telefona cevap veren kişi, eşinin nefes almadığını söyledi. Saat 23.18’de Lapta Hızır, olay yeri olan Yeşiltepe’ye hareket etti ve saat 23.30’da oraya vardı. Saat 23.32’de vakanın kalbinin durmuş olduğunu ve nefes almadığını merkeze duyurup müdahaleye başladı. Bu sırada ülkemizde uygulanan 112 prosedürü gereği, ambulansa alınmış kritik bir vaka söz konusu olduğundan Girne’den ikinci ekip çağırıldı. Girne ekibi saat 23.33’te hareket etti ve saat 23.46’da olay yerine gitti. Vakanın müdahalesini beraber yapmayı saat 00.22’ye kadar sürdürdüler. Hemen monitorize edilmiş damar ve hava yolu açık tutuldu. Çağrı alan ve Lapta’da bekleyen ambulansımızda, her ambulansta olduğu gibi elektro şok cihazı (defibrilatör) mevcuttu. Nitekim bu cihazlar monitörlerle aynı düzenek içindedirler. Ancak bu cihazı kullanma endikasyonu olan ve halk dilinde ‘kalp fırtınası’ olarak bilinen ventriküler fibrilasyon veya ventriküler taşikardi olayı yoktu. Aksine hasta ilk görülüp monitorize edildiğinde düz çizgi alınmış ve hemen yapılması gereken kalp masajına başlanmıştır. Entübe edilmiştir. Kısacası 112 ekibimiz elinden gelenin en iyisini yapmış ancak hasta geri kazandırılamamıştır.” kaynak:kıbrıs
Editör: TE Bilisim