Güney Kıbrıs'ta, Sayıştay Odisseas Mihailidis’in Kıbrıs Türk mallarının idaresiyle ilgili ileri götürülen yasaya göre barınma hakkı olan bir göçmene, oturması için bir Kıbrıs Türk evi verilmek yerine, veraset uygulaması hayata geçirilerek, göçmenin bu malın kullanım hakkını satın almak için malın mirasçılarını arayıp bulmak durumunda bırakılabileceğini ve halihazırda "yardım almış" olabilecek kişilere kullanım hakkı için para ödemek durumunda kalabileceğini kaydetti.
Güney Kıbrıs’taki Sayıştaylığın, Kıbrıs Türk mallarının idaresiyle ilgili ileri götürülen yasanın hükümleriyle ilgili karışıklık olabileceği ve içişleri bakanının rolünü etkisiz hale getirebileceği görüşünde olduğu bildirildi.
Fileleftheros gazetesi, Sayıştay Odisseas Mihailidis’in Meclis’e gönderdiği muhtırada, mevcut mülklerin, özellikle de iş yeri olarak kullanılabilecek olanların ilan edilmesi için verilen 15 günlük sürenin, hangi mülklerin yayınlanacağı konusunda önceden bilgi sahibi olan veya içeriden bilgi alan kişilerin lehine olacağını kaydettiğini yazdı.
Habere göre Mihailidis, bir göçmenin, Kıbrıs Türk malına sahip olan başka bir göçmenden, bu malın kullanım hakkını satın alması ve daha sonra, talep edilmesi halinde mahkeme kararıyla bu malın Kıbrıslı Türk sahibine iade edilmesi durumunda, parayı kimin ödeyeceği sorusunu da yöneltti.
Mihailidis, yasaya göre barınma hakkı olan bir göçmene, oturması için bir Kıbrıs Türk evi verilmek yerine, veraset uygulaması hayata geçirilerek, göçmenin bu malın kullanım hakkını satın almak için malın mirasçılarını arayıp bulmak durumunda bırakılabileceğini ve halihazırda "yardım almış" olabilecek kişilere kullanım hakkı için para ödemek durumunda kalabileceğini kaydetti.
Habere göre Mihailidis, iş yeri olarak kullanılabilecek binaların 5 yıllığına kiralanabilmesini öngören maddeyle ilgili olarak ise, hak sahibinin bu süreye saygı göstermeyebileceğini ve uzunca bir süre daha bu binada kalabileceğini belirtti.
Mihailidis ayrıca, Kıbrıs Türk mallarına değer biçilmesinin kim tarafından yapılacağının ve tadilata uygunluğu konusunda hangi kriterlerin uygulanacağının netleştirilmesi gerektiğini ifade etti.
