Ekonomi ve Enerji Bakanlığı Müsteşarı Şahap Aşıkoğlu, Sol aydının “partizanship" sendromuna tutulmuş rasyonel olmayan bir statüko ile cebelleşen ve çözüm yaratamayan bir kısır döngüde tükendiğini, kendini de bir türlü sorgulamadığını anlattı. Ekonomi ve Enerji Bakanlığı Müsteşarı Şahap Aşıkoğlu’nun sosyal medya paylaşımı şöyle; “biat değil özgürlük’ evet aynen bu... İki kardeş toplumu birbirine düşüren ve 1974' de adayı bölen yabancı güçlere inanan " sol" "aydın" , ayni güçlerin aslında çözümü 1974 de yaptığını ve bu meselenin kendi açılarından çözüldüğünü görmek istemiyor. Aslında GÖRÜŞME dışında herhangi bir üst planın olmadığını görmezden geliyor. Aslında güneyin elitlerinin ve büyük çoğunluğun bir federasyon peşinde olmadığını, kendi olanaklarından ve yaşam koşullarından memnun olduğunu, federasyonun sadece iç huzurlarını ve ekonomik şartlarını bozacaklarına inandıklarını bilmek istemiyor. Güney'de gerek dinsel ve gerekse ekonomik olarak büyük bir lobi gücüne sahip Rusya’nın bu anlaşmaya karşı olduğunu sağır sultan duyuyor ama "sol" "aydın" olmaz öyle şey diyor. Güneyin şu andaki koşulları kullandığı bunlardan yararlandığını enerji lobisi ve Doğu Akdeniz’e sızmak isteyen ülkeleri arkasına alarak "manamu" tavırları ile üstünlük sağlamak için çalıştığını ve bunu da federasyon için yapmadığını anlamıyor. Bütün stratejinin Kıbrıslı Türkleri GÖRÜŞE GÖRÜŞE tüketmek olduğunu bilmek istemiyor. "Sol" "aydın"... "partizanship" SENDROMUNA tutulmuş RASYONEL OLMAYAN BİR STATÜKO ile cebelleşen ve çözüm yaratamayan bir kısır döngüde tükeniyor.” “YILLARDIR 3-5 SOKAK YÜRÜYÜŞÜ 3-5 SİVİL TOPLUM DEKLERESİ İLE İDARE EDİYOR” “Evet diyor olmuyor, isterim de isterim diyor olmuyor. Ne yapsa karşıdan istenç yok... Yıllardır 3-5 sokak yürüyüşü 3-5 sivil toplum dekleresi ile idare ediyor. İdeallerin ideal olduğunu ve bazen de gerçekleşmeyeceğini ve belki de DENEDİKLERİ YÖNTEMİN YANLIŞ OLDUĞUNU anlamıyor. " sol" "aydın" aslında ne sol ne de aydına yakışır bir şekilde kendini SORGULAMIYOR... Kendi statükolarına yapışım kalan, ezberleri olan, deniz ötesi kurumlara saplantılı bir şekilde üretmeye çalışıyor. Aslında özgürlüğün veya kendi ayakları üzerinde durmanın SADECE YAŞADIĞI SİSTEMİ YÜCELTMEDEN GEÇTİĞİNİ ES GEÇİYOR, bu fedakârlığa girmiyor çünkü orda da ikilemde kalıyor. Ya her şey güzel olduğunda federasyon istemezsek? Görüşe görüşe tükenen bir halk... İkiye bölünmüş... İşin özeti neye biat ettiğini ve aslında özgürlüğünün nerde olduğunu bilemeyecek kadar kafası karışık bir toplum…”
Editör: TE Bilisim