"Müzakerelerinin kısa dönemde yeniden başlaması konusunda iyimser değiliz"
Kıbrıs Rum müzakereci Menelaos Menelau, Kıbrıs Türk ve Kıbrıs Rum tarafı arasında BM’nin özel temsilci ataması konusundaki görüş ayrılığının, adayı ziyaret eden BM üst düzey yetkilileri yoluyla aşıldığını iddia etti.
Politis gazetesi, “BM’nin Üst Düzey Yetkilisi Geliyor” başlığı altında verdiği haberinde, Kıbrıs Rum müzakereci Menelaos Menelau’yla Kıbrıs sorununa ilişkin yapılan bir söyleşiye yer verdi.
Menelau söyleşisinde, BM’nin Kıbrıs Özel Temsilcisi atanması sorununun nasıl aşıldığı şeklindeki soruya, Kıbrıs sorununun çözüm sürecine yönelik çabaların BM tarafından devam ettirilebilmesi için bir çözüm yolunun bulunması gerektiğini, bu çözüm yolunun da “bu rolün BM’nin üst düzey bir yetkilisi tarafından icra edilmesi olduğunu” iddia etti.
BM Genel Sekreter Yardımcısı Miroslav Jenca’nın Temmuz ayında adaya gerçekleştirdiği ziyaretin bu çerçevede olduğu ve önümdeki dönemde bir BM üst düzey yetkilisinin daha ziyaret gerçekleşmesini beklediklerini ifade eden Menelau, Kıbrıs sorununun çözümü müzakerelerinin kısa dönemde yeniden başlaması konusunda ise iyimser olmadığını vurguladı.
Bunun sebebinin Kıbrıs Türk tarafının “uzlaşmaz tutumu” olduğu iddiasında bulunan Menelau, çözüm müzakerelerinin Crans Montana’da kaldığı yerden başlaması gerektiğini öne sürdü.
Menelau, “Crans Montana’da, Güvenlik ve Garantileri konusunda, yani Türk askerinin çekilmesi ve garantilerin kaldırılması konusunda kalındığını, diğer tüm konularda anlaşmanın eşiğine gelindiğini” iddia ederken, Kıbrıs Türk tarafının “federasyon çözümünden hali hazırda vazgeçmişken Crans Montana’da kaldığımız yerden başlamakta ısrar etmek mantıklı mı?” şeklindeki bir soruya karşılık ise, “Kıbrıs sorunu çözüm zeminin, BM kararlarında öngörülen şekilde olduğunu ve bunun hem uluslararası toplum, hem BM, hem de AB’nin tezi olduğu” yanıtını verdi.
- “Maraş’ı kaybetme tehlikesi”
Menelau söyleşisinde, “Maraş’ın kaybedilme tehlikesi olup olmadığı” şeklindeki bir soruya karşılık, “Bu tehlikeyle karşı karşıya olduğumuz bir gerçektir” yanıtını verirken, bunun önüne geçebilmek adına ellerinde olan tüm imkanları kullandıklarını vurguladı.
Rusya’dan KKTC’ye doğrudan uçuşlar başlaması konusunun sorulması üzerine ise Menelau, “Bu konuyu çok yakından takip ettiklerini ve böyle bir gelişmenin önüne geçmek için tüm gerekli eylemleri gerçekleştirdiklerini” söyledi.
İki devletli çözüm önerisinin kendileri tarafından kabul edilmesinin söz konusu olamayacağını vurgulayan Menelau, uluslararası toplum, BM ve AB’den gelen mesajların da “Kıbrıs sorununun çözüm parametrelerinin BM kararlarıyla belirlendiği şeklinde olduğunu” savundu.
Söyleşisinde doğal gaz ve Kıbrıs sorununun çözümüne etkisine ilişkin sorulara da yanıt veren Menelau, “enerjinin, bazı koşullar altında, katalizör görevi görebileceğini” iddia ederken, bu koşulların neler olduğuna ilişkin bir soruya ise “tüm müdahil taraflarca kabul edilen bir noktaya varılması, Kıbrıs sorununa, BM kararlarıyla belirlenen uzlaşılmış çözüm zemini temelinde çözüm bulunması için yenilenmiş bir girişimin olması” yanıtını verdi.
Menelau söyleşisinde, kaçak mülteciler konusunda Kıbrıs Türk makamlarla temaslara ve UNFICYP’in rolüne ilişkin sorulara da yanıt verdi.
Kaçak mülteciler konusunda, “geçmişte gerçekleştiği gibi bir görüşmenin şimdi de yapılması adına çaba sarf edildiğini, şu anda bazı engellerle karşılaşmalarına rağmen bunların aşılmasını umut ettiğini” belirten Menelau, UNFICYP’in rolünün, sayısının vs. değişmesi için herhangi bir görüşme olmadığını savundu.
Menelau, “geçmişte BM gücü personelinin yeniden düzenlenmesinin yapıldığını ve bu konunun netleştirildiğini” belirterek, “BM gücünün rolü ve yetkileri konusunun ise tartışmaya açık olmadığını, BM gücünün görevlerinin BM Güvenlik Konseyi kararlarında öngörülen şekilde olduğunu” sözlerine ekledi.
Bunlar da ilginizi çekebilir